Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli resmi Twitter hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. Bahçeli, ''Kıbrıs Rum Kesimi’nin Limasol kentindeki bir camiye yönelik nefret dolu saldırıları lanetliyorum. 1821 Mora ayaklanmasının 200.yıldönümü münasebetiyle Türklere ölüm sloganları atanlar, cami duvarlarına mavi boyayla haç resmi çizenler alçaktır, korkaktır, günahkârdır. Müslüman Türk’ün kanından beslenen canilerin torunlarına tavsiyem, sabrımızı taşırmamaları, tahrik ve tacizlerinden derhal vazgeçmeleridir.'' ifadelerini kullandı.
Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şu şekilde;
''Ramazan ayının müjdecisi, manevi kurtuluşun gecesi, günahlardan arınmanın müstesna bir vetiresi olan mübarek Berat Kandili’ni idrak ediyoruz. İhsanın bol, ilahi mükafatın çok olduğu Berat Kandili’nin ahlaki, İslami ve insani sorumlulukları perçinlemesini bilhassa diliyorum.
İnsanlığın karamsarlık limanına demirlediği, kötülüğün kol gezdiği, yalan ve riyanın cirit attığı, hıyanet ve huşunetin genişleyip yaygınlaştığı bugünlerde, vicdanımızın sesini dinlemeye, kendimize dönüp akıl ile gönül arasındaki bağı güçlendirmeye ihtiyaç vardır.
Kibir, hırs, husumet, tamah, ihtiras, kıskançlık, bencillik, cahillik, iki ucu keskin bıçak olan tahammülsüzlük insan hayatını zindana çeviren, sevgi ve hürmeti zedeleyen, hoşgörü ve merhameti örseleyen menfi haller olarak giderek çapını ve çeperini genişletmektedir.
Bizi biz yapan yüce hasletlere sarılmadıktan, bizi insan yapan yüksek değerleri benimsemedikten, birbirimizi anlayıp dinlemedikten sonra manevi duruluğa, huzur ve sükûnete ulaşmak çok zordur. Zaman nehrinin hızlı akışı esnasında sabırla durum muhasebesi yapmak zorunluluktur.
Berat Kandili’nin kalbimizi nurlandırmasını, insanlığın etrafını kuşatan kirlilikten, tesiri altına girilen karanlık türbülanstan çıkış için bir milat olmasını temenni ediyorum. Fitnenin yerine fazileti geçirmek, gıybetin yerine muhabbeti yerleştirmek temel görev olmalıdır.
Esir bir vicdanla değil, hür bir iradeyle; çatık kaşlarla, sıkılı yumruklarla değil; barışma ve kucaklaşma hissiyatının öne geçmesiyle hayatın daha da güzelleşeceğine, geliştirici işbirliği dinamiklerinin harekete geçeceğine inanıyorum.
Aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin Berat Gecesi’ni kutluyorum. Bu muazzez gece hatırına, musallat olan her türlü dert, sorun, felaket ve hastalıklardan kurtulmayı Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Manevi kurtuluşun beratına milletçe nail olabilmeyi ümit ediyorum.
Kıbrıs Rum Kesimi’nin Limasol kentindeki bir camiye yönelik nefret dolu saldırıları lanetliyorum. 1821 Mora ayaklanmasının 200.yıldönümü münasebetiyle Türklere ölüm sloganları atanlar, cami duvarlarına mavi boyayla haç resmi çizenler alçaktır, korkaktır, günahkârdır.
Mora ayaklanması, Türk milletinin geçmişine damga vuran kanlı ve kahredici facialardan birisidir. Ve bu ayaklanmada gerçek manada bir soykırım yaşanmıştır. 40 bine yakın Müslüman Türk katledilmiştir. Ne ibretliktir ki, beşeriyet bu toplu katliama karşı hala suskundur.
Müslüman Türk’ün kanından beslenen canilerin torunlarına tavsiyem, sabrımızı taşırmamaları, tahrik ve tacizlerinden derhal vazgeçmeleridir. Çünkü Mora ayaklanmasının rövanş sayfası henüz görülmemiş, bu hesap henüz kapanmamıştır.
Bu vesileyle Mora ayaklanmasında şehit edilen, şiddet ve dehşet tüneline sokularak hayatlarını kaybeden Müslüman Türklere Allah’tan rahmet diliyor, hepsini saygı ve şükranla anıyorum. Kanımız hala yerdedir, günü geldiğinde bedeli muhasım odaklara elbette ödettirilecektir.''