YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
“Ne ateş var ne de duman amma
Tutuşur alevler yanar Ali Cabbar
Sevdiğin kız başkasına varmış
Dayanabilirsen dayan Ali Cabbar
Baban der "al gırnatanı oğlum.
Akşama düğün var, yürü Ali Cabbar"
Sevdiği kız başkasına varmış
Oynar el oğluyla çalar Ali Cabbar
Bu ne derttir bu nasıl sınavdır
Anlayabilirsen anla Ali Cabbar
Yükün' almış buralara küsmüş
Askere yazılmış gider Ali Cabbar
Gideli 6-7 ay olmuş
Haberi de düşmüş köye Ali Cabbar
Sesi susmuş, gırnatası susmuş
Bir türkü bırakmış bize Ali Cabbar.”
Yeni çıkan bu şarkı, son zamanlarda çok popüler. Sosyal medyada, cafelerde, stadyumlarda, dinlenme tesislerinde, arabalarda hep karşınıza çıkıyor.
Ama bu türkünün hikayesini okuduğumuzda bazen çok anlamsız yerlerde kullanıldığına ve şarkının anlamının lekelendiğine şahit oluyoruz. Yazılanlara göre; Ali Cabbar, Tekirdağ'ın bir köyünde yaşamaktadır. Köydeki düğünlere ise gırnatası ile birlikte gitmektedir. Ali Cabbar köyünden bir kıza sevdalıdır. Bir gün babasının 'Al gırnatanı oğlum, akşama düğün var. Yürü Ali Cabbar.' demesi üzerine düğüne doğru yola çıkar. Ali Cabbar gittiği düğünde gırnatasını çalarken sevdiği kızın evlendiğini görür. Aşkından yanıp kahrolan Ali Cabbar gördükleri üstüne askere gitmeye karar verir. Aradan 6-7 ay geçtikten sonra ise Ali Cabbar'ın şehit olduğu haberi köye gelir.
Bu türkü bir şehit hikâyesi ama sosyal medyada birçok ahlaksız videonun arka müziği olarak bu şarkı kullanılıyor. Geçen günlerde Alanya’da yaşanan bir ahlaksızlığın videosuna bile bu şarkıyı koymuşlardı. O videoyu görünce bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim.
Anlatılanlara göre şehidin hikâyesi, şehidin türküsü ama her ahlaksızlıkta bu şarkı kullanılıyor. Bu hikâyenin gerçekliği varsa çok büyük saygısızlık yapılmaktadır. İnancımıza göre şehitlik makamı çok kutsaldır ve bu yüzden şehidin adının, hikayesinin geçtiği bir şarkı cinsel içerikli görsellerin fon müziği olamaz.
Bu yaşananlara bakınca Hüseyin Nihal Atsız’ın Topal Asker şiirindeki şu dizeler aklıma geldi:
“Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,
Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki... Şehit canımız
Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız, kudurdunuz arsız, edepsiz!..”
Şehitlerin, gazilerin hatıraları yaşarsa bu vatan yaşar, bu millet yaşar çünkü o hatıralar mücadele ruhunu ve milli şuuru her daim diri tutar. Şehidin, gazinin hatırası dalga konusu yapılamaz. Ahlaksız alanlarda kullanılamaz. Hikâyesi doğru ise Ali Cabbar konusunda da herkes bu hassasiyeti göstermeli, göstermeyenleri de uyarmalıdır. Bugün yol verilen bir ahlaksızlık yarın gelir birçok değerimizi etkiler ve lekeler.
Şehidin aşkı, sevdası ve hatırası saygı ister. Edepsizlerin, arsızların, ahlaksızların oyuncağı olmamalıdır. Bu kadar ahlaksızlığa dayanabilirsen gel de dayan…