Dünya Sağlık Örgütü, maske kullanımı konusunda dünyayı yanlış mı yönlendirdi? "Enfekte olmayanlar maske kullanmasın" tavsiyesi ile hata mı yaptı? NTV'den Deniz Kilislioğlu maske tartışmasını Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Christian Lindmeier’a sordu. Lindmeier, virüsün ne zaman sona ereceğine ilişkin açıklamada bulundu.
Deniz Kilislioğlu: Uzun süredir Türkiye'de de büyük bir tartışma yaratan maske konusunda Dünya Sağlık Örgütü'nün son tavsiyesi nedir?
Christian Lindmeier: İki tip maske vardır. Tıbbi maske ve tıbbi olmayan maske. Tıbbi maskeleri sadece ve sadece Covid-19 virüsünü taşıyan hastalarla teması olan, virüs ile mücadelede ön safta yer alanlar takmalı. Bunlar tabi ki hastanedeki sağlık çalışanlarıdır. Ayrıca bir evin içinde Covid-19 virüsünü taşıyan akrabalarına bakmak zorunda kalanlar da takmalı. Bu kişiler kesinlikle bu tip maskeleri takmalı. Tıbbi olmayan maske konusuna gelince, az önce saydığım kişilerin dışında kalanlar, enfekte olmamışların maske takmasını önermiyoruz.
"Maske risk oluşturabilir"
Deniz Kilislioğlu: Ama bu konuda büyük bir tartışma var. Pek çok uzman da Covi-19 virüsünü taşımasanız da takın çünkü bazen kişilerde herhangi bir semptom dahi görünmüyor. Böyle olunca, virüsü taşıyan ile taşımayanı nasıl arayacağız‘ diyor. Durum böyleyse neden maske takılmasın ki? Bu yorumlara cevabınız ne olacak?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Bu önemli bir nokta. Ama burada iki önemli konu var. Biri maskenin ulaşılabilir olması. İkinci biraz daha karmaşık çünkü daha önce hiç maske giymemiş kişilerin maske takması risk yaratabilir.
Deniz Kilislioğlu: Nasıl riskler bunlar?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Diyelim işinize veya bir parka gittiniz ve maske taktınız. Bu maskeyi de gün boyunca takıyorsunuz, bu şu demek, ağız ve burun bölümünün önünde bir kumaş, kağıt parçası var. Onu taktığınız sürece bir şey içmek isteyeceksiniz, o maskeyi kaldıracaksınız. Maske hareket ettiği için kaşınacaksınız , o maskeyi düzelteceksiniz. Oysa o maskeyi son derece düzgün bir şekilde takıp çıkarmalısınız. Eğer bunu yapmazsanız, bu konuda eğitimli değilseniz, kendinizi enfekte etme riskiniz çok fazla.
Eğer maske sizi virüsten koruyorsa, bu şu demek: Virüs maskenizin dış yüzeyinde. Ama siz o dış yüzeye dokunursanız, kaşırsanız, düzeltirseniz, zaten enfekte olmuş bir yüzeye dokuyorsunuz demektir. Sonrasında gözünüze dokunabilirsiniz, benim gibi gözlüğünüzü düzeltebilirsiniz. Enfekte olmuş ellerinizle yüzünüze dokunursunuz. Bu işi daha problemetik hale getirir. Ama Dünya Sağlık Örgütü olarak, bazı noktalarda maske kullanımını faydalı olacağını da düşünüyoruz. Bunu iki adımlı düşünelim. Diyelim ki çok kalabalık bir yerde yaşıyorsunuz, ya da çalışıyorsunuz, bu noktada maske size ek bir koruma sağlayabilir. Ama asıl mesele, maske takın ya da takmayın, ellerinizi temiz tutmaktır. Yüzünüze, burnunuza ağzınıza gözünüze dokunmamaktır. Maske takın ya da takmayın.
“Tavsiyemiz hep aynıydı"
Deniz Kilislioğlu: Eğer yanlış bilmiyorsak, bu salgın başladığında Dünya Sağlık Örgütü, enfekte olmamış kişilerin maske takmasını önermedi. Ama şu anda sanki "takılması faydalı" görüşüne kaymış durumda. Bu anlamda hangi veri sizin görüşünüzü değiştirdi?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Biz tavsiyemizi hiç değiştirmedik. Dünya Sağlık Örgütü hala enfekte olmamış kişilerin maske takmasını önermiyor. Ama bir maske takıyorsanız, o zaman el hijyeninize dikkat edin. Maske tek başına bir koruma değildir. Sosyal mesafe, el hijyeni bunların hepsi birlikte düşünülmesi gereken şeyler. Maske tek başına güvenlik olarak yanlış olabilir.
Deniz Kilislioğlu: Dolayısıyla şunu söylüyorsunuz. Pek çok uzman Dünya Sağlık Örgütü'nün görüşünü değiştirdiğini ve şu anda maske takılmayı önerdiğini, bu yüzden de DSÖ'nün hata yaptığını ve Dünya Sağlık Örgütü Başkanı'nın hatta istifa etmesi gerektiğini söylüyor. Ama siz diyorsunuz ki, "Hayır biz görüşümüzü değiştirmedik, hata yapmadık aynı noktadayız", doğru mu?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: 6 Nisan akşamı maske kullanımıyla ilgili yeni bir kılavuz yayınladık. Ve daha önce söylediğim gibi, eğer enfekte değilseniz, ve sağlık çalışanı değilseniz, takmanızı önermiyoruz. Ama yine dediğim gibi, belli bir alandaysanız, kalabalıksa, maske takmak faydalı olabilir. Ama el hijyeni olmak zorunda. Maske tek başına faydalı değil. Birkaç öneri ekledik ama temelde aynı şeydi.
Eldiven takılmalı mı?
Deniz Kilislioğlu: Eldiven konusunda ne söylersiniz? İnsanlar giymeli mi?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: İlginç bir nokta. Çünkü eldiveni nasıl kullandığınız önemli. Eldiven taktınız bir şeye dokunuz ve çıkardıysanız, evet elleriniz korunmuş olur. Ama insanlar eldiveni saatlerce giyiyorsa, bu elinizin üzerinde bir başka deri olur. Bir yere dokunup, sonra elinizi yüzünüze götürürseniz, aynı şey. Tüm olay aslında, maske ya da eldiveni nasıl kullandığınız. Mesela bazı insanlar hem maske takıyor, hem eldiven. Maskeyi çıkarıyorlar, o eldivenlerle yüzlerine dokunuyorlar.
“Virüs havada kalmıyor"
Deniz Kilislioğlu: Hala bu virüse dair bilinmeyen ve tartışma yaratan pek çok şey var. Bu virüs havada asılı kalıyor mu? Dünya Sağlık Örgütünün bu konudaki görüşü nedir? Araştırmalar size ne söylüyor?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier:.: Virüs, damlacık yoluyla bulaşıyor, havadan değil. Damlacıklar konuştuğunuzda, öksürdüğünüzde, hapşırdığınızda 1 metreye kadar ulaşabiliyor. Ama bağırırsanız, yüksek sesle konuşursanız daha da uzak olabilir. Bu yolla damlacıklar çıkıyor ve sonra yere düşüyor. Ama bu virüs havada kalmıyor. Sadece; solunum cihazı kullanıldığında, çok spesifik durumlarda makina içinde asılı kalabilir. Ama bunun aşında, virüs saedce damlacık yoluyla bulaşıyor.
"1 kişi 16 kişiye kadar bu virüsü bulaştırabiliyor"
Deniz Kilislioğlu: Bu virüs yüzünden 1 kişinin 5 kişiyi enfekte edebildiği bilgilerinin aksine, Türkiye'de Sağlık Bakanı'nın açıkladığına göre, 1 kişi 16 kişiye kadar bu virüsü bulaştırabiliyor. Sanırım Türkiye bu konudaki vaka bilgisini de Dünya Sağlık Örgütü ile paylaştı. Bu virüs ile ilgili üye ülkelerden yeni bilgiler geldiğinde Dünya Sağlık Örgütü verilerini yeniliyor mu?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Üye ülkelerden, üniversitelerden gelen araştırmalar doğrultusunda verilerimizi her zaman yenileyebiliyoruz. Ama bu 1 kişinin 5 kişiye bulaştırma verisiyle ilgili olarak, bu söylediğimiz bir ortalamadır. 16 kişiye bulaşı mümkündür, ama bu henüz ortalamayı değiştirmiş değil.
Örneğin kalabalık bir ailede yaşıyorsanız, iyi de bir koruma sağlayamadıysanız, çok daha fazla sayıda kişiye bu virüsü bulaştırabilirsiniz. Bazen 1-2 kişiye bazen daha fazla kişiye bulaştırabilirsiniz. Ama sonuçata ortalama duruyor.
Deniz Kilislioğlu: Bu süreçte Dünya Sağlık Örgütü'nün gördüğü en yüksek rakam neydi?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Buna ilişkin net rakam şu anda bende yok ama virüs bulaşan birinin irtibatta olduğu kişiler ve onların irtibatta olduğu kişilere de bakıldığında, sayı 100'lere de çıkabiliyor. Bu yüzden temasın kesilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Ne zaman bitecek?
Deniz Kilislioğlu: Bir başka kristal küre sorusu, bu iş ne zaman bitecek?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Bu tamamen aşı ve ilaç çalışmalarına bağlı. Bu ikisini ne kadar yakın sürede bulacağımıza bağlı. Dolayısıyla bu konuda, bu noktada bir öngörümüz yok. Bu konuda bir tahminim yok maalesef.
Deniz Kilislioğlu: Bir yıl, iki yıl?
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Gerçekten söylemek zor. Aşının 12-18 aya ancak üretilebileceği biliniyor. Bunun üretime geçilmesi daha uzun süre. Ama aşı kuşkusuz bu mücadelede başarılı olmamız için çok önemli. Bu iş ne zaman bitecek derken neyi kastediyorsunuz? Evrende Covid virüsünün yok olması ve sıfırlanması mı? Yoksa bu virüsle mücadele yöntemini öğrenmemiz ve iyileşme sağlamak mı?
Deniz Kilislioğlu: Muhtemelen ikincisi, ilk etapta ulaşmaya çalıştığımız şey o sanırım...
DSÖ Sözcüsü Christian Lindmeier: Kesinlikle. Yeniden işe gitmek, ekonominin yeniden çalışması, okulların yeniden açılması ve evet, dediğiniz gibi yeniden normale dönmek.. Çok zor bir soru. Hepimiz bu sorunun cevabını verebilmek istiyoruz. Evinde bu röportajı veren birisi olarak ben de...