Avrupa Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşu adına yapılan bir kamuoyu yoklaması, Avrupalıların yarısından fazlasının Avrupa Birliği'nin (AB) 10-20 yıl içinde dağılabileceğine inandığına işaret ediyor.
Fransa, Almanya, Belçika, İtalya, Hollanda, Avusturya, Slovakya, Romanya, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'da ankete katılanların büyük çoğunluğu, AB'nin dağılmasını "gerçekçi bir olasılık" olarak gördüğünü söyledi.
Ankete göre, AB'nin çöküşüne en fazla ihtimal verilen ülke, yüzde 66'yla Slovakya. Bu ülkeyi yüzde 58'le Fransa izliyor.
Gelecek hafta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 'Yürüyüş' Partisi, kamuoyu yoklamalarında Marine Le Pen liderliğindeki AB karşıtı aşırı sağcı Ulusal Birleşme Hareketi'nin gerisinde görünüyor.
YouGov araştırma şirketi tarafından 14 üye ülkede yapılan ankette (Bu ülkeler Avrupa Parlamentosu'ndaki sandalyelerin yüze 80'ini temsil ediyor) sadece İsveç (yüzde 44), Danimarka (yüzde 41) ve İspanya'da (yüzde 40) AB'nin parçalanacağına inananların oranı yüzde 50'nin altında çıktı.
AB'de savaş çıkabileceğine inanıyorlar
Yaklaşık 70 yıl önce yeni bir savaşın çıkmasını önlemek amacıyla oluşturulan ve bugün AB'ye dönüşen Avrupa Çelik ve Kömür Topluluğu'nun kurucuları Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg'da, ankete katılan her 10 kişiden 3'ü birlik üyeleri arasında çatışma çıkmasını "gerçekçi bir olasılık" olarak gördüğünü söyledi.
Anket, Fransızlar ve Polonyalıların üçte birinin bir savaşın mümkün olduğuna inandığına işaret ediyor.
Bu görüşün özellikle Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanmayacağını ya da aşırı sağa oy vereceklerini söyleyenler arasında daha yaygın olduğu dikkat çekiyor.
Refah seviyesine kaygılı yaklaşım
Anket, Avrupalıların refah seviyesinin düşmesinden de kaygı duyduklarını ortaya koyuyor.
Araştırmaya katılan Almanların üçte biri, İtalyan ve Fransızların da dörtte biri, ay sonunda zorunlu olmayan harcamalar için ceplerinde para kaldığını söyledi.
Anketin bulguları, Avrupa Parlamentosu seçimleriyle ilgili kaygıları da yansıtıyor. Bu kaygının temelinde büyük ölçüde Avrupa Birliği liderlerinin uyarıları ve bazı üye ülkelerde popülist hükümetlerin iktidara gelmesi yatıyor.
Macron, kendisini İtalya'daki aşırı sağcı Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini gibi liderlerin karşısında, "anti-popülist güçlerin" lideri olarak konumlandırıyor.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB vatandaşlarını Avrupa Parlamentosu seçimlerini bir tepki platformuna dönüştürmemesi uyarısında bulunmuştu.
Anket sonuçları, İngiltere'nin AB'den ayrılma süreci Brexit'in 27 üye arasında birleştirici bir etkisi olmasına karşın, birlik arasında doğu ve batı arasında bir ayrışma olduğuna da işaret ediyor.
Guardian gazetesi anket sonuçlarını değerlendirirken, göçmen karşıtı çıkışlarıyla bilinen ve Yahudi karşıtı söylemle Macar asıllı Amerikalı Yahudi iş adamı George Soros'u bir nefret figürü haline getiren milliyetçi lider Victor Orban'ın hoşgörüsüz bir demokrasi vizyonunu dayattığını öne sürdü.
"Siyasi sistem iyi çalışmıyor"
Gazete, Avrupa Komisyonu'nun Romanya , Polonya ve Macaristan'da hukukun üstünlüğüne saygı konusunda endişeleri olduğunu aktardı.
Ankete göre, Avrupa genelinde seçmenlerin dörtte üçü ya ulusal düzeyde ya da AB seviyesinde veya ikisinde birden, siyasi sistemin iyi çalışmadığını düşünüyor. Fransa'da, sistemin iyi işlediğini düşünenlerin oranı sadece yüzde 15.
Avrupa Birliği'nin istatistik kurumu Eurobarometer'in son anketi, Avrupalıların üçte ikisinin AB'yle ilgili olumlu görüşlere sahip olduğuna işaret etmişti. Bu, 1983'ten beri ulaşılan en yüksek seviyeyi temsil ediyor.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Direktörü Mark Leonard, Avrupa yanlısı partilerin "sessiz çoğunluğu" uyandırmak için çaba harcaması gerektiğini söylüyor.