Milyonları ilgilendiren mutabakatı imzalayan ülkeler dizel ve benzinli araçların satışı için 2040’ı son tarih olarak kabul etti. Lider pazarlarda bu tarih 2035 olarak hedeflendi. Üreticiler ise en geç 2035’e kadar özellikle ABD ve Avrupa gibi büyük pazarlarda içten yanmalı araçların satışını bitireceklerinin sözünü verdi.
İngiltere, Türkiye, Hollanda, Avusturya, Kanada ve Hindistan gibi ülkeler mutabakatı imzalarken ABD, Çin, Almanya ve Fransa gibi devler henüz imza atmış değil. Yine Ford, General Motors ve Mercedes gibi büyük üreticiler hedef tarihleri kabul ederken BMW, Honda, Renault-Nissan-Mitsubishi, Toyota ve Volkswagen bu taahhüde katılmadı. Hatta Toyota sözcüleri konulan hedeflerin dünyadaki birçok pazar için gerçekçi olmadığı görüşünü ortaya attı.
İmzalayan ülkeler dikkate alındığında 11.5 milyon araç ve küresel otomotiv pazarının yüzde 15’ini kapsadığı görülüyor. Mutabakatın en çok tartışılan konuları enerji ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı, yetersiz şarj altyapısı ve batarya atıkları oldu. Dünya devlerinin çekimser kalması ise tartışma çıkarttı.
Konuyla ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulunan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam, elektrikli araçların halen nükleer, hidroelektrik ve kömür gibi kaynaklardan beslendiğini bu bakımdan tam anlamıyla sıfır emisyona ulaşılmadığını belirtti. Buna rağmen en yakın iyileşme çözümünün şu an için bataryalı elektrikli araçlar olduğunu söyleyen Saydam, hidrojen yakıt hücresiyle çalışan araçlardan örnekler vererek farklı ve kesin çözümlere zaman içerisinde geçilebileceğini belirti.
Albert Saydam, Türkiye’nin 2040 hedeflerine ulaşması için ise, “En önemli iki konu enerji tedariki ve istasyonların dönüşümü. Vakit kaybetmeden yatırımlara başlanılması gerekiyor. 5’er senelik araç dönüşüm hedeflerinin yanında enerjiyi sağlayacak yatırım planlarının hayata geçirilmesi çok önemli” dedi.
Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı’nda (IAEC) Türkiye’nin dönüşüm gündemiyle ilgili konuşan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün ise, “Otomotiv artık bir mobilite sistemi haline geliyor. Buna ayak uyduranlar gelecekte var olacak. Gençlere yatırım yapmak, sürekli öğrenmek, yanlış yaptığımızda onu bulup değiştirmemiz gerekiyor. Türkiye’de mobilite ile ilgili aplikasyonlardan tutun software yazanından, kalibrasyon yapanına kadar çok değerli bir genç popülasyon var. Mühim olan bu kişileri motive edecek ortamları yaratmak, sistemleri kurmak ve katma değeri artırmak.
İhracat sürekliliği için en büyük yatırımın insan olduğuna inanıyorum. Onun içinde de önümüzdeki 5-10 yılda mühendis ve teknisyenlere yatırım yapmamız gerekiyor. Türkiye’nin yakaladığı momentumun, otomotivin elde ettiği liderliğin, büyük bir değişimin içinde olduğumuz bu dönemde sürdürülebilir olması çok değerli. Risk altında olduğunu düşünüyorum. Yarattığımız katma değer ve ihracat rakamları insana yatırım yaparak sürdürülebilir” diye konuştu.
TAYSAD Başkanı Albert Saydam, Hürriyet’e yaptığı açıklamada Türkiye’nin söz verdiği hedeflere ulaşması için atması gereken adımları 4 ana başlıkta topladı:
Türkiye'de şarj istasyonlarına yönelik yatırımlar yapan Sharz.net’in Genel Koordinatörü Ayşe Ece Şengönül, ülke çapında şu anda 1500 adet şarj istasyonu bulunduğunu söyledi. Şengönül, “2040 yılında elektrikli araç sayısının Türkiye’de ortalama 2.7 milyona, halka açık şekilde kullanılabilir şarj istasyonu sayısının ise yaklaşık 100 binin üzerine ulaşacağını öngörüyoruz. Fakat tüm bu süreç enerji kaynaklarının gelecekte yetersiz kalabileceğine de işaret ediyor. Bu noktada ülkemizin doğal kaynaklarını doğru ve sürdürülebilir şekilde kullanmak, enerji konusundaki dışa bağımlılığımızı ortadan kaldıracaktır” dedi.