20 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem Depremin şiddeti 11'e kadar çıktı çarpıcı deprem açıklaması: 'Buranın özel bir yeri var'

Depremin şiddeti 11'e kadar çıktı çarpıcı deprem açıklaması: 'Buranın özel bir yeri var'

Bilim dünyası Kahramanmaraş depremlerini araştırmayı sürdürüyor. Geçtiğimiz günlerde bölgede araştırma yapan uzmanlar 5 fay parçasının kırıldığını belirtmişti. Prof. Dr. Hasan Sözbilir depreme ilişkin yaptığı açıklamalarda "İki fay, birlikte çalışan deprem üretti." dedi. Bu depremin karada olan en büyük depremlerden biri olduğunu söyleyen "Depremin şiddeti 11'e kadar çıkıyor." ifadelerini kullandı.

"DEPREMİN ŞİDDETİ 11'E KADAR ÇIKIYOR" İkinci depremde ise Çardak, Doğanşehir tarafındaki gözlemlerimizle karşılaştık. Orada da 150 kilometre civarında bir hat kırılmış oldu. Orada da iki fay, birlikte çalışan deprem üretti. Yani benim gördüğüm kadarıyla gerek yıkım, gerek kırılan fay parçaları, depremin büyüklüğü ve şiddeti anlamında dünyadaki karada olmuş depremlerin en büyüklerinden bir tanesi bu. Bu yüzden depremin şiddeti 11'e kadar çıkıyor." açıklamasında bulundu.
İkinci depremin ilkinden yaklaşık 9 saat sonra meydana geldiğini hatırlatan Sözbilir şunları kaydetti: "Doğrudan bu faylarla dokanak yapan, değen faylar üzerinde gerçekleşmedi. Arada bir sürgü fayda eden bir fay var. O fay sanki o gerilimi transfer etmiş gibi. Yani transfer ederek aradaki o stresi oraya aktarıyor. Tetiklemeyle gelişen bir deprem gibi düşünebiliriz ikincisini. Dünyada çok az gözlenen bir olay ama sonuçta bu tür deformasyonlar deprem sırasında oluşabiliyor.
Ortadaki kabuğun jeolojik yapısı çok önemli burada. Buranın özel bir yeri var zaten. Hem Doğu Anadolu hem Ölü Deniz Fayı'nı kestiği bir bölge. Dolayısıyla belli ölçekteki büyük ölçekteki fayların kesişim noktasında olan bir yerdeyiz.
Özellikle mesela Antakya öyle bir yerde. O yüzden işte yıkımın derecesi biraz daha yüksek. Zeminle ilgili çok ciddi problemler var. Sıvılaşma tehlikesi olan bölgeler çok fazla. Bu depremde mesela Antakya'nın önemli bir bölümü. Asi Nehri boyunca kuruludur. Toprağın, malzemenin kumlu olduğu yerlerdir. Nehrin getirdiği malzeme olduğu için ve bu malzemeler henüz taşlaşmadığı için suyla birlikte yüzeye çıkıyor deprem sırasında. Mukavemetini kaybediyor. Zemin taşıma gücünü kaybediyor.
Binalar ne yapıyor? Zemin içine göçüyor o sırada. Yan yatıyor devriliyor. Belli bir şey içine geçiyor. Bir de binanın kendisi sağlam değilse o zaman kendisi de parçalanıyor. Kolonlar devre dışı kalıyor. İşte sandviç gibi oluyor bina. Değişik yerlere yıkılıyor. Buna benzer durum Gölbaşı'nda var. Adıyaman Gölbaşı'nda da ciddi bir sıvılaşma var. Şehrin neredeyse dörtte üçü sıvılaşma yaratan bir zemin üzerine kurulmuş. Öyle bir sıkıntı var."
"FAYLARIN KIRILMA MEKANİZMASINI ANLAMAYA ÇALIŞIYORUZ" Şu anda bölgede 5 fay parçasının kırıldığını söyleyen Sözbilir şöyle devam etti: "Bunlar zaten bilimsel anlamda hani kırılma zamanı gelmiş. Bizim bilim insanlarının yaptığı çalışmalarla bunlar saptanabiliyor. Yani her fayın bir deprem tekrarlama periyodu var. Tabii faylar kırılınca doğal olarak o stres kuzeye, güneye fay boyunca bir şekilde öbür faylara aktarılır.
Yani belli hem kuzeye işte bizim Elazığ - Bingöl tarafına hem güneye işte Kıbrıs'a doğru diyelim. Belli bir süreç birikimi tabii ki oluyor şu anda. Ama bu yarın deprem olacak anlamına gelmiyor. Tabii olacak, yani gelecekte olacak. Ama ne kadar yaklaştığı konusunda şu anda artık bizim araştırma yapmamız lazım. Zaten o yüzden buradaki fayların kırılma mekanizması anlamaya çalışıyoruz."
Tüm çalışmaların ardından Ankara'da toplantı yapacaklarını aktaran Sözbilir sonuçları değerlendireceklerini bildirdi.
"FAY YASASININ MECLİSTEN GEÇMESİ GEREKİYOR" Türkiye'nin büyük bir depremle karşı karşıya kaldığını, kendisinin de Antakyalı olduğunu belirten Sözbilir şöyle konuştu:
"Benim evim de yıkıldı. İşte yakınlarım enkaz altında kaldı ama artık şimdi sakin olmak gerekiyor. Depremin ilk gününden itibaren burada olduğumuz için ilk günde korku vardı gözlerde, endişe vardı. İnsana ait her türlü duyguyu gözlerde görüyorduk. Şimdi yavaş yavaş yerine oturuyor sistem.
BUNDAN SONRA NE YAPMALIYIZ? Yani olan oldu artık, bundan sonra ne yapmalıyız? Bundan sonrasını ne yapılmasının altında yer seçimi yatıyor. Doğru yer seçeceğiz. Bakın şimdi fayın üstündeyiz. Evler yıkılmış değil mi? Evet. Çok basit. Fayın üzerine ev yapmayacağız. Çok basit yani. Hangi fayın üzerine? Yakın gelecekte kırılacak fayın üzerine. Yani ölü fayın üzerine oturabilir.
Sorun değil ama diri fayın üzerine ve yakın gelecek depremi üretecek yerlere oturmayacağız. Buna fay yasası deniyor Türkiye'de. Bütün dünyada bu böyle. Fay yasasının Meclisten geçmesi gerekiyor. Önce bunu yapacağız ve ona göre bu şehirlerimizi düzelteceğiz. Şu anda fay yasası geçmeden yapılaşmaya girersek yine sıkıntı olacak. Yani o bir günde çıkar, toplanır, çıkar o yasa. Yazılı zaten o yasa. Devlet bize bir görev vermişti. Türkiye'deki dört beş hocayla yazdık. Yapılacak her şey içinde yazıyor. Sadece Meclisten geçmesi kaldı."
Zeminle ilgili de araştırmaların yapılması gerektiğini işaret eden Sözbilir, "Sıvılaşma tehlikesi olan zeminleri çok iyi belirlemek gerekiyor. Bu da jeolojik, jeoteknik ve zemin çalışmalarıyla yapılan bir şey. Yani jeolog, jeofizikçi birlikte o bölgede gerekli her türlü çalışmayı yapacak. Zeminin sıvılaşma tehlikesi varsa hiçbir şekilde orada oturmayacak önce. Zemini iyileştirebiliyorsa oraya bina yapılacak. İyileştiremiyorsa orası tarla olacak. Kimse oturmayacak oraya." dedi. Kaynak: Sabah
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
En acı bağ… Defin sırasında yaşadığı kahreden olayı anlattı! Vicdanımın sesimi dinleyip...

En acı bağ… Defin sırasında yaşadığı kahreden olayı anlattı! Vicdanımın sesimi dinleyip...