Albay, “Çok uzun yıllardan beri aynı bölgede bu durum oluşuyor. Bu durumun oluşmamasını tercih ederiz. Temiz sularda bunların olması beklenmez. Su değişimi oldukça kısıtlı olduğu için o bölgede aynı şey yıllardır olur. Normal gibi gözükse de biraz daha iyi korursak, atıklarımızı kontrol altına alırsak, kontrol mekanizmalarını genişletirsek zaman içerisinde bu alg oluşumu da biraz daha sınırlı olacağını düşünüyorum. Suyun üstünü kapattığınız zaman oksijen miktarı diplerde düşünce suyun kalitesi de doğal olarak bozulacaktır. Bunun da fazla çoğalması tercih ettiğimiz bir durum değil. Ölçümlerimize göre toksik bir durum yok. Alg çoğalması var. Bunun takip edilmesi lazım, bizim tahminimiz bu sorunun kısa zaman içinde biteceği yönünde dedi.
Kışın bu durumun yaşanmayacağını dile getiren Prof. Dr. Albay, alınacak önlemlerle ilgili şunları söyledi:
“İlkbaharla beraber metabolizma hızlandı, bakteriyel parçalanma çok hızlandığı için ekolojik metabolizmayı hızlandırmış oluyoruz. Su seviyesi düştükçe de bunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Şehrin ortasındaki yerlerin mutlaka korunması lazım. Terkos gibi, Büyükçekmece Gölü gibi yerlere beton yığınları yapmamak lazım. İstanbul'un suyu artık Melen'den Trakya'dan geliyor. Hala bina yapmaya devam ediyoruz, bunları yaptıkça maalesef bu sıkıntılarla karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz. Benim önerim yeni binalara izin verilmesin, içme suyu havzalarının yanında binalar yapılmasın. Buralar amacına uygun olarak korunsun.
u003cb style=background-color: rgb(255, 255, 0);u003eu003cspan style=font-size: 24px;u003eu003ca href=https://www.turkgun.com/endiselendiren-goruntu-buyukcekmece-golu-icin-uyari-video-181128 target=_blanku003eVİDEO İÇİN TIKLAYINu003c/au003eu003c/spanu003eu003c/bu003e