08 Eylül 2024
weather
25°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem Hababam Sınıfı'nın Hafize Ana'sını hep gülerken gördük ama o günden sonra gözyaşı dinmedi! Adile Naşit'in büyük acısı...

Hababam Sınıfı'nın Hafize Ana'sını hep gülerken gördük ama o günden sonra gözyaşı dinmedi! Adile Naşit'in büyük acısı...

Sadece Hababam Sınıfı'nın değil hepimizin Hafize Ana'sıydı. Türk sinemasının usta ismi Adile Naşit, her çocuğa "Kuzucuklarım" diyor, onlara anne şefkatiyle yaklaşıyordu. Her zaman şen kahkahaları ile hatırladığımız Adile Naşit'in hayatı aslında acılarla doluydu. Adile Naşit, 1950 yılında tiyatrocu ve yönetmen Ziya Keskiner ile evlendi.

-

Yaşamak için çalışmak zorunda olan Naşit, eve kapanıp acısını yaşayamadı bile... Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Ünlü oyuncu, yaşadığı ıstırabı Ses dergisine şöyle anlatacaktı: "Daha büyük bir acı yok! Biz ana, baba, çocuk değildik. Üç dosttuk. Güzel arkadaşlardık... Ahmet'ten sonraki beş sene, benim için inanılmaz acılarla doluydu. Elbette eşim Ziya Bey için de... Sonra kuş, köpek, çiçek gibi oyuncaklara tutkun olduk. Balıklar yaşadı, köpek kör oldu, çiçekler büyüdü, böyle gidiyor yaşamın geri kalan kısmı..."
BİR DAHA DOĞUM GÜNÜ KUTLAMADI Adile Naşit, 17 Haziran 1930 doğumluydu. Naşit'in 15 yaşındaki oğlu Ahmet, 17 Haziran gecesi vefat etti. Naşit bu yüzden 17 Haziran'da bir daha doğum günü kutlamadı.
Bir dostu, oğlunun ölümünden sonra hayata tutunması için Naşit'e tavsiyede bulundu: "Git Darülaceze'ye, kendine bir evlat edin. Sen ona, o sana sarılsın, birbirinize merhem olursunuz!" Uzun süre düşünen Adile Naşit, sonunda kararını verdi ve Darülaceze'ye gitti. Kendisine henüz bir yaşındaki iki bebek gösterildi. Biri erkek, biri kızdı. İkisine de içi ısındı ama yine de kalbi Ahmet'in yerini doldurur umuduyla oğlan çocuktaydı...
Ertesi gün turneye çıktı, dönüşte yeni oğlunu alacak ve yeni bir hayata başlayacaktı. Lakin turne uzadı... Naşit, İstanbul'a dönüşte hemen Darülaceze'yle koştu ama oğlanı başka bir aile evlatlık edinmişti. Bu sefer kız çocuğunu istedi ama o da verilmişti... Naşit yıkıldı. Sonra "Demek ki takdiri ilahi böyleymiş" dedi. O günden sonra "Bundan böyle Arzu Film'de birlikte çalıştığım Tarık (Akan) ve Halit (Akçatepe) gibi gençlere adayacağım kendimi. Onlara ablalık yaparak evlat sevgimi gidereceğim" dedi.
Dediğini de yaptı... 11 Aralık 1987'de İstanbul'da kansere yenilen Adile Naşit'in ölüm haberini, Gazanfer Özcan şu sözlerle Türkiye'ye duyurdu: "Adile Hanım, doğduğu günden vefatına kadar şanssız bir insandı. Hep güldürdü, kendi gülmedi, hiç gülmedi, gülüyor gibi gözüktü; tabii ki zaman zaman tebessüm etti ama o bilindiği gibi her dakika kahkahalar atan, neşe içinde mutlu bir insan değildi. Sadece çevresindekileri mutlu görmeye, onları mutlu etmeye çalışan bir insandı."
Naşit, ertesi gün oğlu Ahmet'in yanına, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi. Kaynak: Sabah
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
İstanbul’daki ilçelerin isimleri nereden geliyor?

İstanbul’daki ilçelerin isimleri nereden geliyor?