19 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem Hatay'da iki aile depremin 261. saatinde enkazdan çıkarılan evlatlarına kavuştu

Hatay'da iki aile depremin 261. saatinde enkazdan çıkarılan evlatlarına kavuştu

Hatay'ın merkez Antakya ilçesindeki özel hastanenin enkazından depremin 261. saatinde sağ çıkarılan 26 yaşındaki Mehmet Ali Şakiroğlu ile 34 yaşındaki Mustafa Avcı'nın aileleri, evlatlarına günler sonra kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.

Evladının hayatta olduğunu öğrenince inanamadığını anlatan baba Avcı, şöyle konuştu: "Ben artık umudumu tamamen bitirmiş bir vaziyetteydim yani bu, gerçekten bir mucize. Ben buradan sizin aracılığınızla Hatay Vali Yardımcısı`nın ismini bilmiyorum ama ahdim olsun gidip onun ellerinden öpeceğim. Devletin sıcaklığını vali yardımcısının eliyle sırtımda hissettim. Çocuğumu tekrar bana verdiler. Bu konuda katkı sağlayan herkesten binlerce, milyonlarca kez Allah razı olsun. Ben o enkazı gördükten sonra oğlumun oradan sağ çıkabileceğine hiç ihtimal vermemiştim. Her şeyin en kötüsüne hazırlıklıydım. Gerçekten bir mucize oldu. Yeniden Allahutaala oğlumu ikinci kez bana vermiş oldu."
Eşi deprem günü doğum yaptı Mustafa Avcı`nın kardeşi Kadir Avcı da ağabeyinin eşinin deprem günü doğum yaptığını belirtti. Ağabeyinin doğumdan sonra hava almak için odadan çıktığını anlatan Kadir Avcı, "Eşinin yattığı odada hiçbir sıkıntı yok. Orada yıkım olmamış. Zemin katta yıkım oldu. Deprem anında orada yakalanmış. Eşi, çocuğu, annem ve babam çok iyi. Umudumuzu tamamen yitirmiştik. Bayağı zaman geçti aradan. Artık bulsak da en azından bir mezarımız olsa düşüncesindeydik. Hiç beklemediğimiz anda aradılar. Biz çalışmalar bitti diye evimize dönmüştük. Telefon gelince inanamadım, defalarca teyit ettim. Doğruymuş, çok şükür çok mutluyuz." diye konuştu.
Ağabeyinin birlikte çıkarıldığı Mehmet Ali Şakiroğlu ile enkaz altında arkadaş olduğunu dile getiren Avcı, şunları ifade etti: "Demek ki aynı yerde kalmışlar. Biz de dışarıda onun ailesiyle beraber bekliyorduk. Onlar içeride arkadaş oldu, biz dışarıda kader ortağıyız diye arkadaş olduk. Çok mutluyum. Ağabeyimle kısa konuştum. `Biz enkazda Mehmet Ali ile arkadaş olduk.` dedi. Ben de `Mehmet Ali`nin kardeşiyle dışarıda arkadaş oldum zaten.` dedim. Günlerdir enkazın başında yatıp kalktık."
Mehmet Ali Şakiroğlu`nun babası Mehmet Boyraz, kendisinin de enkazdan çıktığını söyledi. Deprem günü oğlunun çocuğunu doktora götürdüğünü anlatan baba Boyraz, "Kantinde otururken polikliniğin oraya doğru gittim. Oğlum öteki binaya doğru geçmiş. Ben tek başıma çıktım. Daha sonra 1. kata indim. Enkazdan çıktıktan sonra baktım, yan bina yıkılmış. Çok şükür, devletime, milletime, Türkiye Cumhuriyeti`ne Allah zeval vermesin. Türk bayrağımızı Allah başımızdan eksik etmesin, ezanlarımızı dindirmesin." şeklinde konuştu.
"Umudumu hiç kaybetmedim, daima geleceğini hissediyordum" Depremden sonra zor günler geçirdiğini, umudunu hiç kaybetmediğini dile getiren Boyraz, "11 gündür ne yaşadığımı ben bilirim. 11 gündür gözyaşı döküyorum. Evim yıkılmış, çadırda kalıyorum. Allah`a şükür olsun, oğlumu bulduğum için bir yıl daha çadırda kalmaya razıyım. Umudumu hiç kaybetmedim, daima geleceğini hissediyordum." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Hatay neden bu kadar çok yıkıma uğradı? Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan belgelerle anlattı

Hatay neden bu kadar çok yıkıma uğradı? Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan belgelerle anlattı