KANSERİN ÖNLENMESİNE VE TEDAVİSİNE KATKI SAĞLAR
Hindistan cevizi yağının, yağda üretilen ketonlar da dahil olmak üzere, kanserle savaşmasına yardımcı olan iki özelliği vardır. Tümör hücreleri ketonlardaki enerjiye erişemez ve glikoza bağımlıdır.
İkinci olarak ise hindistan cevizi yağındaki orta zincirli yağ asidi içeriğidir. MCFA'lar bakterilerin lipit duvarlarını sindirirken aynı zamanda mide kanseri riskini arttırdığı bilinen helicobacter pylori bakterisini de öldürebilmektedir. Ayrıca araştırmalar, hindistan cevizi yağında bulunan laurik asidin, anti-proliferasyon ve pro-apoptotik etkileri tetikleyerek antikanser etkilere sahip olabileceğini gösteriyor.
BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİR
Hindistan cevizi yağının laurik asidinin (monolaurin) kandidayı azalttığı, bakterilerle savaştığı ve virüsler için etkili bir ortam yarattığı gösterilmiştir . Günümüzde birçok hastalık, vücutta kötü bakteri, mantar, virüs ve parazitlerin aşırı çoğalmasından kaynaklanmaktadır.
2020 tarihli bir inceleme, antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğunu ve insan vücudundaki bağışıklık tepkisinin anti-inflamatuar doğasını etkinleştirmeye yardımcı olduğunu gösteriyor.
Hasta olduğunuzda beslenmenizdeki tahılları ve şekeri doğal yakıt kaynağınız olan hindistan cevizi yağıyla değiştirebilirsiniz. Çünkü şeker kötü bakterilerin büyümesini besler.
Bunun yerine hasta olduğunuzda günde üç kez bir çorba kaşığı hindistan cevizi yağı almanız, bol miktarda sebze ve kemik suyu da tüketmeniz önerilir.
TÜKETMEDEN ÖNCE DOKTORA DANIŞIN
Hindistan cevizi yağı her ne kadar doğal da olsa daha önce kullanmayan kişilerin, kronik rahatsızlığı olanların, emziren annelerin ve hamilelerin özellikle tüketmeden önce doktora danışması önerilmektedir. Bu yazıda verilen bilgiler birer tavsiye niteliğinde olup bilimsel araştırmaların derlenmesiyle oluşturulmuştur. Buna karşın tıbbi bir reçete yerine geçmez. Eğer bir rahatsızlığınız olduğunu düşünüyorsanız öncelikle hekiminize danışmanız gerekmektedir. Bu sayede uygun tanı konularak uzmanlar eşliğinde tedavi uygulanabilir.