Kayalı, “Babamın 1996 yılından bu zamana kadar bir bağırsak rahatsızlığı vardı. Son olarak Kırıkkale Yüksek İhtisasa Hastanesine götürdüm. Orada tetkik ve tedavileri uygulandı. Bunun yanı sıra da bıldırcın eti tavsiyesinde bulunuldu. Bağırsak duvarlarını ve hücreleri yenileme özelliğinden bahsedildi bize. Çok araştırdım, üç yıl önce bıldırcın etini marketlerde bulamadım. Günlük taze yedirebilmek adına ‘bu işi kendim yapabilirim’ dedim. Elimde hiçbir kuş, yumurta yokken araştırmalarım neticesinde küçük bir hobi makinesi aldım. 65 bıldırcın ile başladım” dedi.
Oğluyla birlikte vaktinin büyük çoğunluğunu çiftliklerinde geçirdiklerini anlatan Kayalı, “Bizim bir yaşam tarzımız oldu bu. Aynı zamanda şifa da bulduk bu kuşlardan. Üç yıl oldu babamızın hiçbir rahatsızlığı yok. Bunun yanı sıra oğlum da cinslerden olsun istedi. Artık baktık ki masraflar da ağır gelmeye başlayınca bunu yasal bir şekilde Türkiye genelindeki hobici arkadaşlarımıza bunların yumurtalarından göndermeye başladık.
Aşırı bir talep var hem bıldırcın etine hem de yumurtasına. Tabii bununla ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. Büyük bir çiftlik kurup daha geniş, daha detaylı ve kanunlar çerçevesinde bu işi yapmak istiyoruz” ifadesini kullandı.
Evlerinin bahçesindeki alanda baktıkları bıldırcınlardan günlük ortalama 500 yumurta elde ettiklerini söyleyen Kayalı, “Yurdun dört bir yanına gönderiyoruz desem yeridir. Türkiye genelinde aşırı bir talep var ve bunlara yetişmekte güçlük çekiyorum.
Özellikle bıldırcın etinde çok talep. Bu kuşları araştırdık hem bereketli kuşlar hem de inancımızda da yeri var. Sadece etiyle yetinmemek lazım. Tavuk yumurtasına bedel bir üründür. Sindirim sistemine, nefes darlığına, KOAH hastalığı yaşayan insanların tüketmesinde fayda var” diye konuştu.
Cins merakından yola çıkarak pek çok kuş türü baktıklarına değinen 19 yaşındaki Batuhan Kayalı ise, araştırmalar neticesinde bıldırcınları doğal yemlerle beslenmeleri gerektiğini belirtti.
RSS
