MAGNEZYUM KONUSUNDA PAZARLAMA KOKUSU ALIYORUM
Magnezyum oksit, sitrat, malat, glisinat, threonat havada uçuşuyor ve herkesin elinde bir magnezyum hapı. Kan değeri normal olan, başı ağrıyan, kabızım diyene hemen magnezyum. Olmaz herkese bu takviyeler önerilmez. Ve illa şu durumda glisinat şu durumda malat kullanacaksın diye bir bilimsel zorunluluk da yok. Bu formların tek farkı emilim oranları ve bir tık belirli semptomlarda bir adım daha etkin olabilir ama şart değil. Bir uyarı sadece oksit formu emilimi çok düşük olduğu için eğer magnezyum takviyesi kullanılacaksa tercih edilmemelidir. Magnezyum hücre içi sıvıda potasyumdan sonra en fazla bulunan ikinci elementtir. Üçbinden fazla enzimin fonksiyonlarını yerine getirmesi için gereklidir. Magnezyum yetersizliğinin kardiyak aritmiyi arttırdığı ve iskemik inmeyi tetiklediğini göstermektedir. Besinler ile magnezyum alımı sağlanabilir ve eğer diyet ile alım yetersiz olursa depo magnezyumdan vücut ihtiyacını karşılamaya çalışır. Bu sebeple magnezyum desteği önerebilmek için vücudun magnezyum deposu, dolaşımdaki iyonize olmayan magnezyum düzeyinin bilinmesi oldukça önemlidir.
En zengin kaynağı yeşil yapraklı sebzeleri sofralarımızdan eksik etmemek en önemli magnezyum desteği olduğunu bilmek önemlidir.
Tam tahıllar, baklagiller, kuru yemişler özellikle kabak çekirdeği, kakao, kahve, sert sular, tahin de magnezyumun iyi kaynaklarıdır.
Unutmayın; çok tuz, çok şeker, fazla alkol ve kafein kullanımı magnezyum düzeyini düşürür aman bu dörtlüye dikkat edin.
Magnezyum desteğinin, diyetisyen ve doktor önerisiyle kullanmak gerektiğini vurgulamak isterim.
VASKÜLER SAĞLIK İÇİN, OMEGA 3 KULLANIMI YARARLI OLMAYABİLİR
Kalp damarları, beyin damarlarına giden kanın akışkanlığının normal devamlılığın sağlanması; damarların iç dokusunun pıhtı, yağ damlacığı gibi inmeye neden olabilecek fizyolojik yapının korunmasında beslenme oldukça önemli yer tutmaktadır. Vasküler sağlığın korunmasında beslenme alışkanlıklarında olumlu değişim yarar büyük yarar sağlasa da balık yağı kullanımı; balık yağının kimyasal yapısındaki çeşitlilik ve takviye olarak sunulan preperatlardaki farklılıklar balık yağının vasküler hastalıklarda olası yararının anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. 2007 yılında yapılan yedi randomize araştırmayı değerlendirdiğimde, balık yağında özgül olarak hangi yağ asidi kompozisyonu olduğu önemli bir tartışma konusu olduğunu görüyorum. Genel olarak omega 3 ailesi trigliseritleri düşürse de EPA'nın LDL düzeyini belirgin değiştirmezken DHA'nın LDL'yi arttırıcı etkisi etkisi balık yağı takviyesinde vasküler genel faydayı azaltabilecek bir yan etki oluşturmaktadır. Ayrıca yüksek doz omega 3 kullanımı artriyal fibrilasyon sıklığını da artırabileceğine dair ön bulgular mevcuttur. Bu nedenle vasküler sağlıkta balık yağı takviyesi le kullanımı hala netlik kazanmayan bir konu olarak gündemimizde diyebilirim.
BUNLARI TÜKETMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYİN
Benim size tavsiyem gıda takviyesi yerine beslenmenizin sağlıklı yağ asitlerinden dengeli bir beslenme ile zenginleştirilmesi, trans yağ ve doymuş yağ alımının azaltılması, omega 6 omega 3 dengesinin omega 3 lehine kaydırılmasının, vasküler sağlık için en yaygın kabul gören bilimsel bir yol olduğunu belirtmeliyim.
Sonuç olarak size önerim, derisiz balık, hindi, tavuk eti, yumurta, keten tohumu, çörek otu, susam, çiya tohumu, ceviz gibi kuru yemişler, yeşil yapraklı sebzeler ile beslenmek omega 3 yağ asitlerinin dengeli alınmasını sağlar diyebilirim.
Kaynak: SABAH