Milli Savunma Bakanı Akar, Kars’ta devam eden "Kış-2021 Türkiye-Azerbaycan Birleşik Müşterek Tabur Görev Kuvveti Tatbikatı"nda konuştu. Bakan Akar, "Son istihbarat neticesinde hava kuvvetlerimizin desteğiyle yeni bir operasyon başladı, devam ediyor. Sığınaklarını başlarına yıktık, etkisiz hale getirip bölgenin güvenliğini sağlamak amaç" dedi.
İşte Bakan Akar'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Yapmamız gereken ne varsa bugüne kadar yaptık, yapacağız. Bu çalışmaları sürdürürken FETÖ, YPG, DEAŞ ve bütün terör örgütleriyle mücadelemizi sürdürüyoruz. Irak'ın kuzeyinde en son terörist etkisiz hal getirilinceye kadar mücadelemiz sürecek.
Son istihbarat neticesinde hava kuvvetlerimizin desteğiyle yeni bir operasyon başladı, devam ediyor. Sığınaklarını başlarına yıktık, etkisiz hale getirip bölgenin güvenliğini sağlamak amaç.
Bizim için en önemli olan konu da ülkemizin, sınırlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliği. Bunun için mücadelemiz devam ediyor.
Bu harekat dahil, diğer harekatlarla ilgili yaptığımız çalışmalarda bizim saklı-gizli yaptığımız bir şey yok. Dün başlatılan Pençe 2 harekatıyla ilgili müttefiklerimizle koordine etmiş bulunuyoruz.
Suriye'de 2016'dan itibaren başlayan operasyonlar var. Temelinde Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılıyız. Kilis'te, Reyhanlı'da şehitlerimiz oldu. Oradaki insanlarımız günlük hayatlarını bile sürdüremez oldu. DEAŞ, PKK, YPG dahil operasyonlarımızı yaptık. Buradaki terör koridoru parçalandı. Burada terör koridoru inşa edilemeyeceğini herkesin bilmesi lazım.
"TÜRKİYE'NİN KATKISI ÇOK BÜYÜK"
Bugünlere gelinmesinde seçimlerin görüşülmesinde Türkiye'nin katkıları unutulmamalı. Türkiye durdurmasaydı oradaki resim farklı olurdu. Burada Türkiye'nin katkısı çok büyük.
"MÜCADELEMİZ SÜRECEK"
Bizim terörle mücadelemiz en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar sürecek. PKK'dan farkı olmayan YPG'yle mücadelemiz sürecek.
Kıbrıs'ta, Ege'de ve Akdeniz'de sürdürülen faaliyetler var. Burada hak ve menfaatlerimize dokunulmadan, kimsenin hakkına göz dikmeden ilişkilerimizi sürdürmek istiyoruz. Diyalogdan yanayız. Asil milletimizin zerre kadar hakkının hukukunun çiğnenmesine müsaade etmedik, etmeyeceğiz.
"YUNANLI KOMŞULARIMIZIN TEHDİT DİLİNDEN VAZGEÇMESİ LAZIM"
Bugüne kadar Atina ve Ankara'da yapılan toplantıların 4.'üncüsünün Ankara'da yapılmasını bekliyoruz. Yunanlı dostlarımızı davet ettik, gelmelerini bekliyoruz. Ancak burada da bölgede Yunanlı dostlarımızın gerilimi arttırıcı dil kullanmamaları lazım. Yunanlı komşularımızın tehdit dilinden vazgeçmesi lazım.
Bu dille problemlerin yayılmasına neden oluyorlar. Tehdit dilini kabul etmemiz mümkün değil. Olayların gerginliğini arttırmakla Yunan komşularımızın bir yere varamayacağını bilmeleri lazım
Herkes tatbikatını elbette yapacak. Fakat hiçbir şekilde bir komşu ülke hedef gibi yapılırsa bu ziyaretlerin tahrike dönüşmemesi lazım. Yunanlı komşularımızla her şeyi konuşmaya hazır olduğumuzu, güven ve rahat içinde iki tarafın da yaşaması gerektiğini, silahlanma yarışına gitmelerini de iyi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmayacağını, Türkiye'nin susmayacağını da bir kez daha söylemek istiyorum:
Adaları silahlandırıyorsunuz, bunu nasıl izah edeceksiniz? Tüm bunlara rağmen, tüm tahriklere rağmen nezaketle konuşmayı, görüşmeyi istediğimizi muhataplarımıza bildirdik.
Kıbrıs milli meselemiz. bugüne kadar hangi noktadaysak aynı noktadayız. Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkının hukukunun korunması, verilmesi lazım Kıbrıs Türkünü yok sayarak bir yere varılamayacağını herkesin bilmesi lazım. Objektif olmaları lazım.
Bizim uluslararası hukuka bağlı kalmamız, taviz gibi bir şey değil. Biz samimi olarak birlikte yaşamayı arzu ediyoruz.
"GARANTÖR DEVLETLERİN GÖRÜŞMESİ LAZIM"
Bu olmadığı zamanda hakkımız, hukukumuzu çiğnetmeyeceğiz. Dileğimiz beraber oturalım, konuşalım diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti garantör bir devlettir. Herhangi bir devletin dışardan gelip söz söyleme hakkı yok. Garantör devletlerin görüşmesi lazım. Garantörlük devlet hakkımızdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, KKTC'nin içinde olmadığı bir çözümün de yaşama şansı yok. Bu da bir gerçek. Libya'daki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Son krizler çerçevesinde orada BM tarafından tanınan bir hükümet kuruldu. Toplu mezarlar, işkence odaları ortaya çıktı. Oradaki kardeşlerimizin daveti üzerine askeri eğitim, dayanışma noktasında işbirliğimiz oldu.
BM'nin tanıdığı hükümeti cezalandırıp darbecileri ödüllendiriyorsunuz. Yanlış olduğunu tekrar tekrar muhataplarımıza iletiyoruz. Libya Libyalılarındır. Geldiğimiz noktada siyasi süreç başladı ve devam ediyor. Bu noktaya gelinmesinde Türk devletinin ve TSK'nın rolü gözükmüyor mu? Bunun görülmesi lazım.
Geçen sene ilk günlerden beri bakanlıkta kovid merkezi kuruldu. kovidle mücadelede birinciyiz, ikinciyiz. ama gevşeme yok. Kovid belası ucu bırakılırsa bir anda yayılmaya müsait. Bu da işlerimizi zorlaştırır. sakın ola rehavet yok. Girişler çıkışlar, karantina süreleri, kurallar, kaideler var.