Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Şu anda Karadeniz'de devam eden tek kuyumuz var. Kanuni gemimizi de Karadeniz'e çekeceğiz. 2000 kilometrekarelik sismik bölgede bir keşif. O bölgede benzer özellikleri gösteren formasyonlar var ve 6 bin kilometrekarelik bir alandan bahsediyoruz. Açıkladığımız keşfi yukarı yönlü revize edeceğiz. İnşallah ilerleyen aylarda belki müjdeli haberleri aziz milletimizle paylaşacağız" dedi.
Bakan Dönmez'in açıklamaları şöyle:
Yerli kaynakları arayıp bulup ekonomiye kazandırmak için sondaj faaliyetlerine başladık. Sondaj ve arama faaliyetleri için teknik kapasitemizi artırdık. Dünyadaki ilk 10 şirket arasında Türkiye Petrolleri yer alıyor. Şu anda bulunduğumuz hedefe geldik. Bulunduğumuz derinlik su seviyesinden itibaren 3500 metredir. 2100 metre su derinliği var. İki tane rezervuar kestik. Kaynaklarda doğal gaza rastlandı. Operasyon geçici olarak durduruldu ve testlere başlandı. 10-12 günlük testten sonra keşif yapıldığı sonucuna varıldı. Bir dizi test ve analizler yapıldı. Uluslararası analizler yapıldı ve rezerv tahmini yapıldı. İlk keşifler hep tek kuyuyla yapılıyor. Keşif kuyusu aracılığıyla rezerv açıklanıyor. Tespit kuyuları açıp daha net veriler elde edeceğiz. Saha o anlamda verimli bir saha, bulgular bunu gösteriyor. Uluslararası standartlara göre sorun yok. 800 milyar metreküp iddialarına ilişkin verileri biz vermedik. Kaynak şu an 320 milyar metreküp.
Türkiye Petrolleri'nde zorla emekliliğe sevk yok. Gönüllülük esasına göre emeklilik var. Yeni ve genç mühendisleri kadromuza katmak suretiyle şirketin yaş ortalamasını genç tutuyoruz. Uzmanlık gerektiren işler var, o konuda yine kendi kadromuza yabancı uzmanlar alıp çalıştırıyoruz. Küresel ölçekli şirket olacaksanız sadece kendi vatandaşlarınızla ilerleyemezsiniz. Nitelikli insanlarla çalışıyorsunuz. Avrupalı iki çalışanımız kendi ailelerine de baskı yapılınca Türk vatandaşı olmak istediklerini belirttiler ve Türk vatandaşı oldular. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan, AB kökenli çalışanları tespit edip o ülkelerin yönetimine adeta baskı yaptı. Ordaki işlerini bıraksınlar, ülkelerine dönsünler şeklinde. Çalışma özgürlüğüne ve insan haklarına aykırı bir uygulama. Nitekim ters tepti.
Denizlerdeki ruhsat hakları tamamen Türkiye Petrolleri'ne ait ve yüzde 100'ü de hazineye ait. Herhangi bir ortağımız yok, bulduktan sonra çıkarmayı da biliriz. Yap-işlet-devret gibi söylentiler kulağıma geldi. Yanlış yalan haberler var. Saha tamamen bize ait. Büyük işleri kendi imkanlarımızla yapıyoruz. Uzmanlık gereken işler için alım yapacağız ama o gazı Türkiye Petrolleri çıkaracak.
Geleceğe dönük olarak fiyat tahmini yapmak oldukça güç. Geçtiğimiz yıl ham petrol 65 dolardı. Bu sene yıl içerisinde 20 dolarları bile gördük. Şu an toparlanır seviyelerde. Önümüzdeki yıl ne olacak, sonrasında ne olacak bilemiyoruz. 100 doların üzerini de gördük. Petrol fiyatlarını tahmin etmek oldukça güç. Hesaplamaları yaparken geçmiş 3-5 yıllık maliyetler üzerinden hesap yaptık. Türkiye'nin 65 milyar dolarının cebinde kalacağını söylüyoruz. Çalışmaları ilerletmemiz lazım. İlk kuyuyla maliyet hesaplamak oldukça güç. Kıyıya getirme maliyetleri var. 200 kilometre boru hattı döşememiz gerekiyor. Bu çalışmalardan sonra maliyet ortaya çıkacaktır. Bunlar çıktıktan sonra maliyeti söyleyebiliriz. Türkiye'deki vatandaşlar doğal gazı daha ekonomik kullanır hale gelecekler. İthal ettiğimiz doğal gaza göre çok daha ucuz olacak.
3 sene içinde doğal gaz kullanılmaya başlanacak. Bunların hepsinin hesaplaması yapıldı. 3 sene sonra gazı getireceğiz. Teorik olarak baktığımızda ilk gazı 2023'te vatandaşın hizmetine sunmuş olacağız. Üretim planlaması yapacağız, 10 yıl mı 20 yıl mı çalışmalar yapılacak. Bütün kaynakları kapatalım, bütün gaz ihtiyacımızı buradan sağlayalım dediğimizde 7-8 yıl yetecek gaz var gibi anlaşılıyor ama bunların cevabını şimdiden vermek doğru olmayacak. Hedefimiz doğal gaz ve petrolde dışa bağımlı olmaktan kurtarmaktır. Yüzde 7-8 petrol üretimimiz var. Doğal gazda yüzde 1'lik ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz.
Şu anda Karadeniz'de devam eden tek kuyumuz var. Kanuni gemimizi de Karadeniz'e çekeceğiz. 2000 kilometrekarelik sismik bölgede bir keşif. O bölgede benzer özellikleri gösteren formasyonlar var ve 6 bin kilometrekarelik bir alandan bahsediyoruz. Açıkladığımız keşfi yukarı yönlü revize edeceğiz. İnşallah ilerleyen aylarda belki müjdeli haberleri aziz milletimizle paylaşacağız.
Doğal gaz ya da petrolün kimyasal özelliğine göre deniz üstü platformlar olabiliyor. Sığ ve derin deniz platformları arasında farklılıklar var. Petrol için rafine, doğal gaz için temizlik işlemlerinin yapılması gerekiyor. Platform kurmaksızın da kuyu başından kıyıya doğru Batı Karadeniz'e boru hattını getirmek suretiyle karadaki terminalde bu işlemleri yapabiliriz.
Bu aslında büyük bir keşif olarak kabul edilebilir. 2020 yılı içinde açıklanan deniz keşiflerinde birinci ülke durumundayız. 320 milyar metreküplük miktar bölgesel açıdan da önemli. Türkiye'yi bir yerde talep ülke konumundan kaynak ülke konumuna getiren bir keşiften bahsediyoruz. Kaynağı önce kendimiz için kullanacağız. Türkiye gaz kaynaklarını ihraç etmeye de kavuşmuş olur. 1990'lı yıllardan bu yana doğal gaz kullanıyoruz. Doğal gazın piyasa alt yapısını olgunlaştırmıştık. Kaynak çeşitliliğini artırdık. Pazarda rekabet her zaman müşterinin lehine çalışır. Sadece Türkiye açısından değil, Güney Avrupa düzeyinde merkez olma hub olma imkanını yakalayacağız. Doğu Akdeniz'de umut veren noktalarda sondaj kuyuları açacağız. Bazı kuyularda gaz akışı gördük.