Koca, Sağlık Bakanlığı Yerleşkesi'nde, 11 Mart 2020'de Türkiye'de ilk Kovid-19 vakasının tespitinden sonraki 1 yıllık sürece dair değerlendirmelerde bulundu.
İlk vakanın açıklandığı günün üzerinden tam 1 yıl geçtiğini anımsatan Koca, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) küresel salgın ilanının da bundan bir yıl önce yine bugün yapıldığını hatırlattı.
Koca, 10 Mart'ı 11 Mart'a bağlayan gece vatandaşların huzuruna çıktığını hatırlatarak "Zaman kazanmış olsak da virüsün ülkemize girişinin kaçınılmaz olduğunu, durumu sağduyu içinde karşılamak gerektiğini, hazırlıklı olduğumuzu ifade etmiştim. Kovid-19, son 100 yıl içinde tüm dünyanın aynı anda savaştığı, vaka ve kayıp sayıları bu denli yüksek ilk salgın. Geride kalan zamanda baktığımızda, salgını ortak düşmanın virüs olduğu küresel bir savaşa benzetmek mümkündür." diye konuştu.
"Bilim, virüse karşı üstünlük elde etti"
Bu zaman zarfında sadece can kaybı yaşanmadığını ifade eden Koca, sözlerine şöyle sürdürdü:
"Tıpkı savaşlardaki gibi yaşama düzenimiz alt üst oldu, iş hayatı evlere taşındı, pek çok ülkede büyük toplumsal huzursuzluklar, yoksulluk, işsizlik baş gösterdi. Maske takmadan dışarıya adım atılmayan, insanların, değil tokalaşmak, birbirine yakın durmaktan bile kaçındığı dünyayı biz olsa olsa filmlerde düşünebilirdik. Tam 1 yıldır ister istemez alıştığımız bu dünyada yaşıyoruz. Eskiden hastanelerde gördüğümüz maske ile kendi kendimizin doktoru olduğumuzu biliyoruz."
Salgının, 1 Aralık 2019'da Çin'in Vuhan kentinde başladığını hatırlatan Koca, ilk haftalarda virüs hakkında çok az şey bilindiğini, bugün ise uğradığı en son mutasyonlara kadar her konuda bilgi sahibi olunduğunu dile getirdi. Koca, "Beklediğimiz gibi, bilim virüse karşı üstünlük elde etti. Aşı çalışmalarıyla atılan adımlar uygarlığın yüz akı oldu." dedi.
"Çok yakında 5 yerli aşı adayımız daha insan çalışmalarına başlayacak"
Aşı konusuna değinen Koca, dünyada kullanımda olan 7 ayrı Kovid-19 aşısı olduğunu belirtti.
Koca, büyük bir yarış bulunan aşı tedarikinde Türkiye'nin en hızlı davranan ülkelerden biri olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
"Çin'deki üreticiyle 50 milyon dozluk aşı anlaşmasını kasım ayında yaptık. Siparişin ilk kısmını aralık sonunda teslim aldık. Toplam 130 milyon doz aşı için iki ayrı aşı üreticisiyle anlaştık. Ayrıca başından beri bunun dışında 3 ayrı aşı üreticisiyle de görüşüyoruz. Bugün itibarıyla uygulanan aşı 10 milyon dozdan fazladır. Yerli aşılarımızla ilgili aşıları da sizlere düzenli olarak bildirdim. Çok yakında 5 yerli aşı adayımız daha insan çalışmalarına başlayacak. Yakın bir gelecekte kendi aşılarımızı kullanacağız.
Araştırmalar, bilim insanlarımızın seçtiği SinoVac aşısının her 100 kişiden 80'inden fazlasında etkili olduğunu, aşının beklenen koruyuculuğu gösterdiğini ortaya koydu. Aşısı yapılan ama hastalığa yakalanan az sayıda kişi ise Kovid-19'u hafif geçirmekte, genel olarak hastanede tedaviyi gerektirecek şikayetlere rastlanmamaktadır. Görünen o ki koronavirüs kısa bir zaman zarfında grip gibi sıradan bir hastalık haline gelmeyecek ama 2020 yılına çöken kabus, 2021'de aynı şekilde devam etmeyecek. Çok geçmeden salgın, şimdiki gücünü kaybedecek. Daha ileride kim bilir belki de 'Üzerinize afiyet' sözü eşlik edecek, korku unutulup gidecek."
"Maskeyle hastalığın bulaşma yollarını kapatmalıyız"
Bakan Koca, salgının, tam 1 yıl süren saygıya layık sabrı daha uzun bir süre zorlamayacağının bilinmesini istediğini söyledi.
"Bu özveri ve özlem dolu günleriniz, hastalığa yakalanma, yakınlarınızı kaybetme endişeniz yerini hayatınızı yeniden düzenlemenin mutluluğuna bırakacak." diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Size, maskeleri tanımadığımız, yakın durmanın yakınlık ifadesi olduğu günlerimize geri dönmeyi tam olarak vaat edemem ama oraya doğru yürüdüğümüzü görüyoruz. Bilimin hedefi de insanlığın beklentisi de bu.
Planladığımız şekilde nüfusumuzun 50 milyonluk kısmının aşısını sonbahardan önce yaparsak salgın üzerimizde ağır bir baskı olmaktan çıkacak. Vaka sayıları, kayıplar şimdikiyle kıyas edilemeyecek kadar azalacak, virüsün yayılım hızı düşecek. Kuvvetle umut ediyorum, dünya ölçeğinde verilen bu savaşta, başarı gösterilen ilk cephelerden biri, bu cephe, bu ülke olacak. Bunun ihmale gelme şartları var. Aşı tamamlanıncaya dek elimizdeki tek silah, tedbirdir. Maskeyle hastalığın bulaşma yollarını kapatmalıyız. Sosyal mesafe ile kişisel sınırlarımızı korumaya almalıyız. 1 yıl boyunca bu sözlerin çok tekrarlandığını söyleyenler çıkabilir. Haklılar. Bu kardeşlerimin duygularını iyi anlıyor, onlara sayısız insanın hastalığa basit ihmaller sonucu yakalandığını hatırlatmak istiyorum."
Koca, tedbirlere uyabilmek için büyük çaba sarf edildiğini vurgulayarak, "Evden adım atar atmaz dikkat kesilmek, küçücük ofislerde, asansörlerde, dolmuşta riskten uzak durmaya çalışmak sıradan zorluklar değil. Ağır hastaların neler yaşadığını bilmek, turkuaz tablodaki vefat sayılarını gün gün takip etmek ve zamanla bunlara birer sayıymış gibi yabancılaştığını dehşetle fark etmek, can yakıcı şeylerdir." ifadelerini kullandı.
Vatandaşların huzuruna çıkarak 17 Mart 2020'de ilk vefat haberini verdiğini hatırlatan Koca, kaybettikleri hastanın 89 yaşında kronik rahatsızlıkları olan bir eczacı olduğunu söyledi.
O tarihten bu yana Kovid-19 sebebiyle vefat edenlerin sayısının 30 bine, toplam vaka sayısının 3 milyona yaklaştığını dile getiren Koca, "Bu bir yılın diğer bazı günlerini de anmak istiyorum. Artık biraz soluklanabildiysek, bunu biraz da hatırlatacağım günlerde atılan adımlara borçluyuz." dedi.
Türkiye Koronavirüs Bilim Kurulu'nun Dünya Sağlık Örgütü'nün hastalığı bir "pandemi" olarak ilan etmesinden çok önce 22 Ocak'ta kurulduğunu anımsatan Koca, kurulun salgınla ilgili ilk rehberi 24 Ocak'ta hazır hale getirdiğini ve bunun takdire şayan bir olay olduğunu ifade etti.
Bakan Koca, Türkiye'nin 4 Şubat'ta kendi ürettiği yerli tanı kitinin dağıtımına başladığını, Kovid-19 testi yapılabilecek laboratuvar sayısının 47'den 461'e yükseltildiğini söyledi.
"Kendimize övünme payı çıkarmıyoruz"
Türkiye'nin kendi solunum cihazını üreterek hem kendi hastanelerine hem de ihtiyaç duyan ülkelere ulaştırdığını dile getiren Koca, 10 Mart'tan itibaren vatandaşlara maske dağıtıldığını, filyasyon ve izolasyon ekiplerinin sahaya indiğini belirtti.
Bakan Koca, "Filyasyon denilen yaygın taramaya hemen başvurmasaydık Türkiye'nin koronavirüs tablosu daha ağır bir tablo olacaktı. Nitekim filyasyonu uygulamayan, sağlık hizmetlerini ekonomik yük olarak gören nüfusu yaşlı ülkelerde büyükanneler ve büyükbabalardan geriye fotoğrafları kaldı. Kendimize övünme payı çıkarmıyoruz ama ister istemez dünyanın kayıpları için de üzülüyoruz." diye konuştu.
"Değerli sağlık çalışanlarımız, size layık sözleri bulmak isterdim ama bu gerçekten zor." ifadesini kullanan Bakan Koca, "Hayatları kurtardınız, hayatınızı riske attınız. Bu toplum sizi terli önlükler içinde gösteren fotoğrafları asla unutmayacak. Sizin sayenizde bir kez daha biliyoruz ki insan sağlığına hizmet eden meslekler, iyiliğin ve diğer insani vasıfların en çok görüldüğü mesleklerdir. Sizlere şükran duyuyoruz. Yükünüz, yorgunluğunuz kısmen azaldı ama bugün de güvencemiz yine sizlersiniz. Milletimin huzurunda, milletim adına size bir kez daha minnettar olduğumuzu ifade ediyorum." dedi.
"Aşı programı muntazam bir şekilde yürüyor"
Şu an azalmış olan kısıtlamaların kaçınılmaz olduğunu belirten Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kentlerden köylere insanımız bu kısıtları mecburiyetten öte bir mesuliyet olarak gördü. Yaşlılarımıza, gençlerimize, her birinize tüm kalbimle teşekkür ediyorum. İlk vakadan tam bir yıl sonra bugün 2021'in 11 Mart'ında size yeni bir çağrıda bulunmak istiyorum, karamsarlığı, belirsizlik ve bıkkınlık duygularını üstümüzden tümüyle atalım. Bütün ruhumuzla, geleceğe ilişkin planlarımızla hayata, yarınlarımıza bağlanalım. Bunu yapmak için güçlü bir nedenimiz var, 13 Ocak'ta başlayan aşı programı muntazam bir şekilde yürüyor. Aşı programı tamamlandığında daha önce de belirttiğim gibi vaka sayısı örneğin 5'se 1'e inmiş, buna yaklaşmış olacak, ağır hasta sözünü çok az duyacağız. Bu tablonun sosyal hayatı nasıl değiştireceğini, 83 milyona nasıl yansıyacağını söylemeye bile gerek yok."
Bakan Koca, 1 Mart'tan itibaren kontrollü normalleşme dönemine geçildiğini anımsatarak, 81 ilin durumunu 4 ayrı renkle gösteren bir risk haritası bulunduğunu söyledi.
Bu haritadaki mavi rengin düşük risk düzeyini temsil ettiğine, sarı rengin ise orta düzeyde risk anlamına geldiğine işaret eden Koca, "42 ilimiz bu iki grupta, 39 ilimizse yüksek veya çok yüksek risk grubunda. Risk haritasında turuncu ve kırmızıyla gösterilen iller, bütün ülkeye karşı da sorumlular. Başarmak zor değil, mavi iller buna örnektir." dedi.
Koca, bir yılda salgın hastalıkların sağlığı tehdit etmekle kalmadığını, hürriyete göz dikerek onu elden aldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Kovid-19 hürriyetlerimize kısıt koydu, bizi bir hayat tarzına mecbur kıldı. Normal hayata biraz daha yaklaşmamız salgını daha çok geriletmemize bağlı. Gevşeklik gösterir, mevzi kaybedersek aşının kontrolü ele almasını sağlayamaz, üzücü günler yaşarız. Bu ihtimal yüksek değil, umursanmayacak kadar düşük de değil. Tablonun ne kadar hızlı değiştiğini önceki aylardan biliyoruz. Yorulmuş olduğunuzu, 'bu salgın bir bitse' dediğinizi biliyorum. Bu duygu ortak olduğu ölçüde güçlü bir duygu. Kovid-19, bilimin karşısında hızlı bir yenilgi alıyor diyebildiğimize göre sıra duygularımızı onarmaya geliyor. İnanmalıyız ki umut kadar büyük bir güç yok. Bilmeliyiz ki yolu kısaltan iyimserliktir."