23 Kasım 2024
weather
16°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem 'Yılbaşı gecesi kısıtlamaya tabi'

'Yılbaşı gecesi kısıtlamaya tabi'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüsle ilgili önemli açıklamalarda bulundu...

11 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
'Yılbaşı gecesi kısıtlamaya tabi'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'ndeki Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu, soruları yanıtladı

Salgınla özdeşleşen, tarih boyunca "pandemi" denilince akla gelecek olan 2020 yılının son 20 gününe girilmek üzere olunduğunu ifade eden Koca, "Geçtiğimiz yıl bu tarihlerde 2020 yılı için umutlarımızı konuşuyor, yapacaklarımızı planlıyorduk. Tüm dünyayı saran bir virüs bu hayallerimizi ertelememize sebep oldu. Planlarımızı değiştirdi, enerjimizi ve vaktimizi kendisiyle mücadeleye sarf etmemize yol açtı. Bir yıl boyunca tüm dünyanın ortak gündemi pandemi oldu. Hepimizin hayatını değiştirdi, davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı gözden geçirmemize yol açtı." ifadelerini kullandı.

Koca, virüsün bulaştığı kişi sayısının dünyada 69 milyonu bulduğunu hala da artmaya devam ettiğini, 1,5 milyonu aşkın insanın Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret etti.

Yeryüzünde koronavirüsten bağımsız hiçbir ülke kalmadığını, benzer seyrin bütün ülkelerde farklı oranlarda da olsa kendini gösterdiğini aktaran Koca, "Ülkemizde sınırlarımızı kapatma dahil aldığımız önlemlerle ülkemize girişi geciktirmiş ve başlangıçta başarılı bir dönem geçirmiş olsak da bu seyirden kurtulabilmiş değiliz. Pandemi mücadelesinin başından itibaren Bilim Kurulumuz yol gösterici olarak önemli katkı sağlamıştır. İlk günden bu yana düzenli olarak toplanan kurulumuz, tüm dünyadaki ve ülkemizdeki seyri, yeni bilimsel çalışmaları ve gelişen yeni durumları sürekli olarak değerlendirmektedir." şeklinde konuştu.

Koca, bilim insanlarının hazırladıkları kılavuzlarla gelişmelere göre güncelledikleri tedavi yöntemleri ile korunma, tanı, takip ve tedavi konularında görüşlerini paylaştığını ve vatandaşları aydınlattığını dile getirerek salgının ülke içindeki yönetimine yönelik kararlarda ve uygulamaya konan tedbirlerde Bilim Kurulu'nun çalışmalarının ve önerilerinin yönlendirici olduğunu söyledi.

"Test sayısı 20 milyonu buldu"
Nisan ayında önemli bir artış gösteren bulaşma hızına yönelik alınan tedbirler sayesinde salgının bir nebze kontrol altına alındığını, yaz aylarının dalgalı bir seyirle ancak nispeten daha kontrollü yaşandığına dikkati çeken Koca, toplumsal hareketliliği azaltıcı tedbirlerin yanında gittikçe artan test kapasitesinin ve yaygın temaslı takibi yapılarak uygulanan izolasyon tedbirlerinin etkisi olduğuna vurgu yaptı.

Bakan Koca, şöyle devam etti:

"Uygulamaları yerinde görmek, sağlık altyapımızın ve çalışanlarımızın durumunu değerlendirmek amacıyla bizzat illere giderek yerel yöneticilerimizle yaptığımız toplantılar bu sonuçları elde etmemizde oldukça yararlı oldu. Yerel imkanları değerlendirme, yerel dinamikleri harekete geçirme, sağlık teşkilatımıza valilerimizin, belediyelerimizin desteğini artırma yanında, illerin durumuna göre ulusal anlamda destek sağlama yönünde önemli adımlar attık. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son birkaç ay içinde hızlı bir atışla yüz yüze geldik. Havaların soğuması, insanların kapalı mekanlara daha çok toplanması çok hızlı bir alevlenme ile bizleri yüz yüze getirdi."

Test kapasitesindeki artışa da değinen Koca, "Bugün itibarıyla toplam yapılan test sayısı 20 milyonu buldu. Pozitif vaka sayımız 1,5 milyonu aştı. Bunların 550 bini belirgin hastalık geçirdi. 15 bini aşkın insanımızı kayıp verdik. Hala da kayıp vermeye devam ediyoruz." diye konuştu.

Bakan Koca, gittikçe artan yoğunlukta tedbirleri sıklaştırdıklarını vurgulayarak büyüklerin korunmasına yönelik kısıtlamaların, toplumsal hareketliliği azaltıcı tedbirlerin, toplanmalara getirilen yasakların, maske ve mesafe zorunluluğunun, HES kodu aracılığıyla riskli bölge ve kişi takibinin, mesailerin kademelendirilmesinin, gittikçe artırılan yaygın filyasyon ekipleriyle temaslı taraması ve izolasyonların, evde izole temaslıların aile hekimleri ve çağrı merkezlerince takibi gibi bir dizi tedbirlerin her geçen gün daha sıkı uygulandığını anlattı.

Kritik illerle günlük görüşme
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Ülkemizde şu anda bundan önceki zirve olan nisan ayına göre günlük vaka sayısında beş kattan fazla, vefatlarda yüzde 55 artış bulunmaktadır. Durumu kritik olan illerden başlayarak valilerimiz, sağlık müdürlerimiz ve halk sağlığı başkanlarımızla her gün online görüşüyor ve durumu yakından takip ediyoruz." dedi.

Filyasyon ekiplerinin sayının arttığını, personel ve araç yönünden desteklediklerini anlatan Koca, ihtiyaç görülen illerde ulusal kaynakları harekete geçirip test laboratuvarlarını ve hastanelerin altyapısını güçlendirdiklerini, yoğun bakım kapasitesini artıracak araç ve gereç temin ettiklerini dile getirdi.

Koca, sağlık çalışanlarının ve hastanelerin gittikçe artan bir yükü göğüslemenin çabası içinde olduğunu, yoğun bakımlarda çok sayıda hastanın yaşam mücadelesi verdiğinin altını çizdi.

"Kısıtlayıcı tedbirlerin etkisini yakından takip ediyoruz"
Türkiye genelinde yatan hasta sayılarının arttığını bazı illerde bu durumun daha belirgin olduğuna dikkati çeken Koca, şöyle konuştu:

"Doğrudan müdahaleyle birçok ilimizde artış kontrolü sağlanmış olsa da en ufak bir gevşemeye tahammülümüz olmadığını belirtmek isterim. Sınırla sayıda ilimizde yüksek risk halen devam etmektedir. Bu illerimizin valileri, sağlık müdürleri ve halk sağlığı başkanları ile tekrarlayan online görüşmelerimiz devam etmektedir. Hatay, Adana, Samsun, Antalya, Mersin ve Ordu'da vaka sayılarımız artmaya devam ediyor. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız ciddi yük altında.

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Konya, Sivas, Kahramanmaraş ve Gaziantep'te vaka artışı düşmeye başladı. Bu durum polikliniklere yansıdı ancak yatan hasta ve yoğun bakım açısından yüksek doluluk oranlarımız devam etmektedir. Bu durum karşısında daha sıkı kısıtlayıcı tedbirler kaçınılmaz olmuştur. Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda mesai sürelerinin kısaltılması, bazı iş yerlerinde hizmet verilmemesi, geceleri ve hafta sonlarında sokağa çıkma kısıtlaması gibi günlük hayatın akışını fazlaca etkileyen tedbirlerin uygulamaya konması ertelenemez hale geldi. Bu ay başı itibarıyla başlayan kısıtlayıcı tedbirlerin etkisini yakından takip ediyoruz. Henüz ilk günlerdeyiz. Ülke olarak birlikte hareket etmemiz, zorunlu kısıtlamalara gönüllü kısıtlamaları da ekleyerek bulaşma hızını düşürmemiz ve kısıtlılık süresini kısaltmamız mümkün olacaktır."

"Kalabalık ortamlar bulaşmayı kaçınılmaz kılmaktadır"
Sağlık Bakanlığının ve bilim insanlarının medya aracılığıyla toplumu bilgilendirdiğini, uyarılarını yaptığını, etkili korunma tedbirlerinin uygulanması konusunda ısrarcı olduğunu hatırlatan Koca, şu bilgileri verdi:

"Maske kullanımı, sosyal mesafe ve temizlik bunların başında gelmektedir. Ancak yeterli olmadığını biliyoruz. Soğuk iklim şartlarının hakim olduğu bu dönemde kapalı mekanlarda bulunma zorunluluğu daha fazla artıyor. Kalabalık ortamlar bulaşmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Özellikle bulunduğumuz mekanların yeterince havalandırılmasının gereğine dikkat çekiyorum. Etkili korunmanın sadece kendimize karşı değil, içinde bulunduğumuz topluma ve özellikle hayatlarını ortaya koyarak bizim için mücadele veren sağlık çalışanlarımıza karşı sorumluluğumuz olduğunu ifade etmek isterim. Geçtiğimiz hafta içinden başlayan sokağa çıkma kısıtlamasına vatandaşlarımızın büyük destek verdiğini gözlemledik. Bazı noktasal ihlaller haricinde büyük uyum sağlayan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Kısıtlamaların uygulanmasına destek veren kolluk kuvvetlerimize, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için bu dönemde hizmet üretmeye çabalayan sektörlere ve yerel yöneticilerimize ayrıca teşekkür ediyorum."

Marttan sonra istedikleri takdirde Sinovac dahil olmak üzere pek çok aşıyı alabileceklerini, (2021) şubat ve mart ayı dahil aşının teslim edilebilmesi çabası içinde olduklarını belirten Koca, "Türkiye'nin ilk 2-3 üç ay içinde dünyanın birçok ülkesinden daha fazla aşıya sahip olduğunu sipariş veren ülkelere bakın görmüş olursunuz." ifadesini kullandı.

Bakan Koca, Almanya'nın kendi ülkesinde üretilen Pfizer aşısını mart sonuna kadar ancak 11 milyon alabildiğini, Türkiye'nin şubat ayı sonuna kadar 50 milyona erişebildiğini ve bundan sonrası için miktarı artırma çabası ve gayreti içinde olduklarını söyledi.

Koca, Moderna aşısının dışarıya verilmediğini ve uzun vadeli sonuçlarını bilmediklerini belirterek "Pfizer'dan nisan dahil olmak üzere ne kadar aşı verebilirlerse ilk günden itibaren talepte bulunduk. Nisan ayı sonrası verilebilecek aşının bizim için önemli olmadığını söyledik. Bununla ilgili bir rakam ifade ettiler ama biz bu rakamın artırılmasını istiyoruz çünkü bizim 3 aylık zaman diliminde 100 milyona yakın aşıya ihtiyacımız var. Ne kadar erken dönemde vatandaşımızı aşıyla buluşturabilirsek kitlesel bağışıklamayı o kadar erken dönemde yapıp başarılı olacağımıza inanıyoruz." diye konuştu.

AstraZeneca aşısı için Dünya Sağlık Örgütünün çekinceleri olduğunu bildiklerini, bunu, süreç içerisinde aşabileceklerine inandıklarını aktaran Koca, şirketle irtibat halinde olduklarını gerektiğinde sipariş verebileceklerini söyledi.

Koca, Rusya'da üretilen aşıda da toksikolojinin Türkiye'de CLP şartlarında yapılmasının önemli olduğunu, ülkede bunu başlattıklarını, eğer o da başarılı olursa Rusya'da üretilen aşıyı da temin etme noktasına bir sorun olmadığını vurguladı. Bakan Koca şunları kaydetti:

"Özellikle üzerinde durduğumuz vatandaşımıza güvenilir olduğunu bildiğimiz etkinliğini iyi olduğunu ortaya konduğu inaktif aşıyı daha önemsiyoruz. Çünkü diğer aşıların uzun vadeli ilk defa uygulanıyor mRNA aşıları, uzun vade sonuçlarını daha bilmiyoruz. O nedenle biz öncelikle inaktif aşıda ısrar ettik. Bunu açıkça söylüyorum. Ucuz olduğu için değil, bu anlamda güvenilir bulduğumuz için, geleneksel, doğal, bilinen aşı yöntemi olduğu için. İstediğimiz kadar aşıyı alamadık, daha fazla alma gayreti içindeyiz. Bu ilişkilerimiz de halen devam ediyor." diye konuştu.

"Aşının zorunlu olmasını şimdilik düşünmüyoruz"
Bakan Koca, aşıların zorunlu olup olmayacağı sorusu ve Türkiye'de Faz 3 çalışmaları devam eden aşılarının sonuçlarının sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Aşının zorunlu olmasını şimdilik düşünmüyoruz. Daha çok, vatandaşımızı ikna ederek kitlesel aşılamayı yaygın yapma hedefindeyiz. Süreçte vatandaşımıza aşının güvenilirliği ve etkinliği, net izah edilirse ben birçok kimsenin bu noktada farklı yaklaşacağını inanmıyorum. Birçok kimsenin özellikle yaptıracağını inanıyorum. Çünkü biz inaktif aşının ölü virüs aşısı, bu ölü virüs aşısının yıllar boyu geçmişte bilinen bir yöntem. Uzun vadeli yan etkilerinin ne olduğunu bildiğimiz ve bu anlamda daha güvenli bulduğumuz bir aşı olduğu için vatandaşımıza etkinliği de ortaya konarak Çin Sinovac zannediyorum bir hafta içerisinde Faz 3 sonuçlarını açıklamış olacak. Biz ülkemizde bu aşının vatandaşımız üzerindeki etkinliğini görmek ve gerektiğinde aksiyon almak üzere Faz 3 çalışmasına biliyorsunuz hem Pfizer hem Sinovac aşısına izin vermiştik. Bizim kendi sonuçlarımız da zannediyorum bir hafta, on gün içerisinde açıklanmış olacak ara sonuçları. Bütün bunlar vatandaşımıza olumlu bir şekilde anlatılır, sonuçlar gerçekten olumlu olursa, ben farklı bir yaklaşım içinde olacağını düşünmüyorum. Aşıyı, yapılan kişinin HES koduna işlemiş olacağız, e-Nabız'a işlemiş olacağız. Bazı yerlere giriş-çıkış için şu an düşünmüyoruz. Fakat süreçte bu dünyada gündeme gelecek."

Bakan Koca, gelecekte aşının yaygın uygulanmasıyla birçok yapı, kuruluş ve şirketin aşı yapılmasını önemseyebileceğini, Türkiye'nin bunu düşünmediğini ama aşının yaygın uygulanması sonrasında uçağa binmek, otobüse binmek ve ulaşım için istenebileceğini, bu durumun bugünün konusu olmadığını, yaygın yapıldıktan sonra bunun doğal olarak güvenilirliğinin daha çok sağlamak için gündeme gelebileceğini vurguladı.

Sinovac ve Pfizer aşılarının Faz 3 denemelerinin sonuçlarının sorulması üzerine Bakan Koca, 3 bin 700'e yakın gönüllüye 5 bin civarında doz yapıldığını, önemli bir yan etkisinin olmadığını, etkinliği ile ilgili de ara değerlendirmenin bir hafta 10 gün içerisinde paylaşılacağını söyledi.

Aşıya sağlık çalışanlardan başlanarak yapmaya başlayacaklarını, daha sonra kademeli 65 yaş üstü kronik hasta ve benzeri şekilde 4 basamağı ayırdıklarını aktaran Koca, "İnaktif aşıların 2 ile 8 derece arası korunabilirliği, grip aşısı, influenza aşısı gibi olduğu için ve alt yapımız da çok müsait olduğu için, birini basamak sağlık hizmetlerinin çok güçlü olması ile Türkiye'de birçok ülkeden farklı bir şekilde daha yaygın bu aşıyı yapabileceğimizi söylemek istiyorum. Biz, çocukluk çağı aşılarımızda şu an pandemi yılı olmasına rağmen yüzde 98'lere varan oranda aşılamayı becerebilmiş bir ülkeyiz. Birinci basamak Sağlık Hizmetleri dahil olmak üzere aile sağlığı merkezlerimiz, toplum sağlığı merkezlerimiz, eczanelerimiz, sağlık kuruluşlarımız, hastanelerimiz dahil olmak üzere bütün yapılarımızı değerlendirmek istiyoruz, bununla ilgili bir strateji belirliyoruz yani kimlere ne zaman, nerede, nasıl yapılması gerektiği ile ilgili, bunu da zaten açıklamış olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Aşının 11 Aralık'tan sonra Türkiye'ye geleceğini söylediklerini anımsatan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"3-4 gün içerisinde aşı ülkemize gelebilir. Öyle düşünüyoruz bütün izinleri alınmış oldu ve geldikten sonra iki hafta Halk Sağlığı ile Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun Laboratuvarlarında 2 hafta güvenli testleri yapıldıktan sonra kullanıma geçilmiş olacak. Bu sadece için Sinovac için geçerli değil, Pfizer için de geçerli, yarın olabilecek diğer aşılar için de geçerli Türkiye'de uyguladığımız bütün aşılarda bu güvenlik testi dediğimiz 2 haftalık laboratuvar incelemesinden geçmedikçe biz herhangi bir kullanıma izin vermiyoruz. Muhtemelen bu durumda aralık sonu itibarıyla, ay sonu itibarıyla sağlık çalışanlarımızdan başlayarak başlamış olacağız. İlk gelecek parti aralık ve ocak ayı için 20'şer milyon toplam 40 milyondu. Şubat ayı için 10 milyon. 20 milyonun ilk 3 milyonu gelmiş olacak önümüzdeki günlerde..." AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
'Adalet anlayışımızın temeli doğruluk, tarafsızlık ve hakka riayettir'

'Adalet anlayışımızın temeli doğruluk, tarafsızlık ve hakka riayettir'