Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Özel İmperial Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı ve Başhekim Yardımcısı Dr. Cemil Bayarslan, sel ve heyelan sonrası asıl sorunun vatandaşların temiz su bulamaması olduğuna dikkat çekerek suların mutlaka ya klorlanarak yada kaynatılarak kullanılması gerektiğini söyledi.
Bayarslan, “Sel sonrası en fazla, temiz su bulamama sorunu var. Asıl problem suların kirlenmesi. Dolayısıyla suları bir şekilde temizlemek gerekir. Klorlu su kullanılması, dağıtılması lazım. Eğer temizlenmez kirli su kullanılmaya devam edilirse ishal salgınları olacaktır. Mide bağırsak sistemiyle ilgili problemler olacaktır. Bunların olmaması için de muhakkak o bölgeye temiz su sağlanması lazım. Bunun içinde en pratik ve ucuz kaynak, suların klorla temizlenmesidir. Bu yapılırsa hastalığın önüne geçilebilir. Yiyeceklerimizi de yine aynı şekilde o sularla yıkadığımız için oradan da hastalığın oluşma riski var. Yemeklerin yapılması sırasında kirli suyun kullanılmasından dolayı yine hastalık riski var. Muhakkak temiz su sağlanması lazım. En azından bir şey yapamıyorsak suyu kaynatarak kullanmakta fayda var” dedi.
Suların en kısa zamanda klorlanıp temizlenmesi gerektiğini belirten Bayarslan, aksi durumda ishal vakalarının önüne geçilemeyeceğini ifade ederek ”Su kaynatılıp süzülebilir. Bunun dışında klor tabletler kullanılabilir. Klorlanmış sular kullanılabilir. Bunlar en basit hemen yapılabilecek işlemlerdir. Eğer bunlar uzun vadede sürerse, salgınların önünü alamayız. Sürekli bir salgın olur. Özellikle ek hastalıkları olanlarda daha ağır seyreder. Onun içinde hemen temiz suya kavuşturulması lazım. Asıl olan su temizliği. Çünkü kanalizasyonlar, suyun getirdiği çamurlu kirli sular hastalık taşıyan etkenler” diye konuştu.
