Bahadır Çoban / TÜRKGÜN
MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, salgına rağmen üretime ara vermeyen Kayseri sanayisinin Türk ekonomisine önemli katkılar sağladığını söyledi. Gazetemiz TÜRKGÜN’ün sorularını cevaplandıran Baki Ersoy, şunları ifade etti:
- Kayseri şehrinin tarımsal ve endüstriyel üretim kapasitesi küresel salgın döneminden nasıl etkilendi?
Kayseri özelinde tarımsal anlamda baktığımız zaman, salgının etkili olduğu yaklaşık bir buçuk yıllık dönemde, ortada ekonomileri doğrudan etkileyen küresel bir salgın gerçeği olmasına rağmen, üreticimizin üretimden vazgeçmediğini görüyoruz. Bu sıkıntılı süreçte üreticilerimiz yine ciddi sorumluluklar ve riskler alarak üretime devam etmişlerdir. Bunun yanı sıra, endüstriyel verilere baktığımız zaman da geçen yıl İSO İkinci 500’de Kayseri’den 13 firma, bu sene ise 12 firmanın yer aldığını görüyoruz. Pandeminin tüm zorluklarına rağmen, sanayicilerimiz elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyor. Bu anlamda Kayserili sanayicilerimize ve üreticilerimize böylesine sıkıntılı zamanlarda yeri geldiğinde elini taşın altına koyup fedakârlık göstererek üretime devam ettikleri için minnettar olduğumuzu söylemek istiyorum.
“KAYSERİ İNSANI FEDAKÂRDIR”
- Kayseri ekonomisinin lokomotifi olan Organize Sanayi Bölgesi’nin beklentileri karşılanıyor mu?
Kayseri’nin adının ticaret ve sanayi ile anılmasının başlıca sebebi Kayseri insanının çalışkan ve fedakâr olmasıdır. Kayserili her şart ve koşulda işinin başında olur ve az önce de belirttiğim gibi gerektiğinde elini taşının altına koymasını bilir. Bu yıllardır böyle süregelmiştir. Bu anlamda Kayserili sanayicinin de beklentilerinin çok mütevazı beklentiler olduğunu söyleyebilirim. Şu an için sanayicilerimizle konuştuğumuzda başlıca beklentilerinin genel olarak girdi maliyetleri ve enerji maliyetlerindeki düzenlemeler olduğunu görüyoruz. Bu hususlarda çıkarılacak yeni teşvik uygulamaları ile Kayseri sanayisinin bu sıkıntılı süreçte dahi şaha kalkması kaçınılmaz olacaktır.
“NAKLİYE MALİYETLERİNDE DÜZENLEME YAPILMALI”
- Mobilya üretiminde Türkiye’nin marka şehri olan Kayseri’de mobilya üreticilerinin sorunlarını Meclis kürsüsünden duyurmuştunuz. Üreticiler nasıl bir çözüm bekliyorlar?
Üreticiler özellikle de ham madde fiyatları ile ilgili tedbirler alınmasını istiyorlar. Dış ticarette konteyner fiyatlarındaki artışın maliyetlerini olumsuz etkilemesinden muzdaripler. Avrupa mobilya pazarındaki konumumuzu korumamız için nakliye giderleri üzerinde yapılacak indirim ve teşvikler beklentileri arasındadır.
- Konteyner sorunu ile ilgili nasıl bir çözüm sağlanmalı?
Bizim Avrupa pazarında en büyük rakibimiz Polonya’dır. Eğer pazarda hâlâ “biz varız” demek istiyorsak nakliye maliyetlerinde düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
Şu anda ihracatçılarımız deniz taşımacılığında konteyner temininde zorluk yaşamaktadır. Konteyner fiyatlarındaki artış, özellikle de koltuk, kanepe gibi yüksek hacimli ürünlerin maliyetini artırmıştır.
Bu sebeple nakliye maliyetlerinde düzenlemeler yapılması, yakıt üzerindeki vergilerin düşürülmesi ve tıpkı deniz araçlarında olduğu gibi teşviklerle desteklenmesi sanayicimiz için faydalı olacaktır.
“OTELLER TAM KAPASİTE ÇALIŞTI”
- Pandemi sürecinde daralan ekonomilere nefes aldıran turizm gelirleri, Kayseri’de beklenen düzeyde gerçekleşti mi? Gerçekleşmediyse sebepleri nelerdir?
Kayseri özellikle son yıllarda dünyaca ünlü zincir otellerin de Erciyes’e yatırım yapmaya başlamasıyla birlikte kış turizminde adından söz ettiren bir şehir hâline gelmiştir. Geçtiğimiz sene, pandemi dönemi ilk ortaya çıktığında, yurt dışı uçuşların iptal edilmesiyle birlikte 2020 Mart ayından mayıs ayına kadar turizm gelirlerinde sert bir düşüş olduğunu gördük. Fakat bu sene pandemi devam etmesine rağmen Rusya, Polonya ve Belarus gibi ülkelerle yapılan turizm iş birliği ile ivmeyi artırıp otellerimizde tam kapasite ile çalışıldı.
Kış döneminin ardından ise özellikle Kurban Bayramı döneminde gurbetçi vatandaşlarımızın şehrimize gelmesi ile birlikte otellerde yüzde yüze yakın doluluk oranı yakalandığını biliyoruz.
Bu tabloya baktığımız zaman turizm anlamında Kayseri için olumlu bir senaryo görüyoruz diyebilirim. Fakat bana göre turizm noktasında Kayseri’nin tek eksiği Kapadokya bölgesine gelen turistleri Kayseri’ye çekememektir. Bunun için de gerekli Ar-Ge ve tanıtım çalışmaları yapılarak bir turizm ağı oluşturulmalıdır.
“1 MİLYON KİŞİ AŞILANDI”
Şehrinizin koronavirüs salgını döneminde salgınla mücadele koşullarına riayet etmede ve aşılama oranları bakımından başarılı bir sınav verdiğini düşünüyor musunuz?
Kayserimizin kültürel yapısı ev ziyaretleri ve toplu görüşmelere yatkın olduğu için bu geleneklerin aşılması biraz zaman aldı ve maalesef bu süreçte virüs zaman zaman kontrol dışı artışlar gösterdi.
Kayseri Valimiz Şehmus Günaydın’ın takdire şayan çaba ve gayretleri ve sağlık çalışanlarımızın özverili çalışmasıyla birlikte tedbirler alındı ve 1 milyonu aşkın kişi aşılandı.
Böylece virüse karşı belli bir noktaya gelmiş olsak da üzülerek belirtiyorum ki Kayseri’nin koronavirüs tablosu hâlâ istediğimiz renge dönmedi. Ben de bu vesile ile “aşı hayattır” diyorum ve tüm vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyorum.
“İYİLİK BULAŞICIDIR”
- İsminiz sıklıkla sosyal yardım projeleriyle anılıyor. Sosyal yardımlaşma alanındaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Aslında projeden ziyade, halkın sesini duyuyorum diyebilirim. Sahada, vatandaşla iç içe vakit geçirmeyi çok seven biri olduğumdan insanların ihtiyaçlarını görebiliyor ve sıkıntıları ile ilgili empati kurabiliyorum.
Özellikle de çocuklar ve ebeveynler ile ilgili çok büyük hassasiyetim var. Örneğin görme engelli bir çocuğumuzun kök hücre nakli olduktan sonra görme yetisini kazanabileceği ile ilgili bir tweet gönderildi bana.
Elimde imkân olduğu sürece Baki Ersoy olarak böylesine bir konuya kayıtsız kalmam mümkün değildi.
Aileye ulaştık, doktorlarıyla görüştük ve üzerimize düşeni yaparak evladımızın görebilmesine vesile olduk. Bunun gibi birçok konuya dâhil olduk.
Son olarak Kurban Bayramı sebebi ile 145 aileye kurban yardımı ulaştırdık. Yardım ulaştırdığımız kişilerin mutluluğu bizim mutluluğumuz oluyor. Dinimiz “bir elin verdiğini diğer el görmeyecek” diyor, biz de bu desturla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama dokunduğumuz hayatları da paylaşıyoruz ki imkânı olanlara örnek olsun. Ben iyiliğin de bulaşıcı olduğunu düşünüyorum.
“KAYSERİSPOR ŞEHRİMİZİN EN BÜYÜK MARKASI”
- Son yıllarda ligde kalmak için mücadele veren bir Kayserispor var. Takımın durumunu nasıl görüyorsunuz?TBMM Genel Kurulu’nda yaptığınız bir konuşmanızda Kapalı Kale Taraftar Grubu’na da değinmiştiniz. Neler söylemek istersiniz?
Öncelikle ben sıkı bir Kayserispor taraftarı olduğumu belirtmek isterim.
Ben Kayserispor’u memleket meselesi olarak görüyorum. Bana göre şehrimizin en büyük markası Kayserispor’dur.
Bu yüzden inanıyorum ki Kayserispor’un başarısı Kayseri’nin başarısı demektir. Takımda geçmiş yönetimden kalan sıkıntılar devam etmektedir. Başkanımız Berna Gözbaşı Hanımefendi’nin gayreti ve bizlerin desteği ile içerisinde bulunduğumuz zor günlerin üstesinden geleceğimize inanıyorum.
Kapalı Kale Taraftar Grubu’na gelecek olursak, Kayseri’de taraftar kültürü son yıllarda gelişmeye başlamıştır. Taraftar bizim için çok kıymetlidir çünkü ancak taraftarlık ruhu takımı ayakta tutar. Yağmur çamur demeden her koşulda takımının yanında olan kardeşlerimiz bana göre Kapalı Kale değil, şehrimizin yıkılmaz kaleleridir.
Memleketimin adından söz ettirecek her şeyin arkasında olduğum gibi Kapalı Kale’deki kardeşlerimin de arkasındayım.
