20 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Gündem MHP'li Büyükataman’dan Akşener'in iftiralarına sert cevap

MHP'li Büyükataman’dan Akşener'in iftiralarına sert cevap

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Sayın İsmet BÜYÜKATAMAN’ın, İP genel başkanının Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye iftiralarına yönelik basın açıklaması yayınladı.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
MHP'li Büyükataman’dan Akşener'in iftiralarına sert cevap

MHP'li İsmet Büyükataman’dan, İP başkanının iftiralarına cevabı şu şekilde;

Ahlak, en basit ifadesiyle insanın kendisi dâhil; varlıkla ve insanlarla ilişkilerinde nasıl davranması ya da davranmaması gerektiğini gösteren değer yargıları bütünüdür. Kişiler, toplum içerisinde yaşadıkları için ahlakları yalnızca kendilerini ilgilendiren bir husus değildir. Hele ki topluma hizmet iddianız varsa ahlaklı olmak vazgeçilmez ve taviz verilmez değeriniz olmalıdır.

XI. yüzyıl Türk aydınlarının ahlak, siyaset ve devlet yönetimini kitaplaştıran Yusuf Has Hacip, bir siyasetçi için başucu eser olması gereken “Kutadgu Bilig”de siyasetçi için ahlakın olmazsa olmaz olduğunu ortaya koymuştur. Ahlakın temeline “bilgi”yi alan Has Hacip, gerçek bilginin yöneticiyi doğru eyleme götürüp onu erdemli kılacağını vurgulamıştır.

Vatandaşlar, kendi hâllerini inandığı siyasilerin tutum ve davranışlarına göre şekillendireceğinden siyasiler; söz, tutum ve hareketlerinde doğru ve dürüst olmalıdır. Bir siyasetçi için en kötü durum, adının yalancıya çıkmasıdır. Bu sebeple siyasetçi her zaman gerçek bilgiyi temel alıp doğruyu konuşmalı ve siyasetçinin davranışları vatandaşa güven vermelidir.

Oysa gelin görün ki ahlakı siyasetlerinden tamamen çıkartmış bulunan HDP beslemesi, CHP yanaşması bir partinin Okyanus ötesine sevdalı genel başkanı; gerçekleri gizleyerek yalan ve iftiralarla pasta olarak gördüğü siyasetten dilim kapma derdine düşmüştür. 7 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşen 25. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimleri sonrasında Türk milletinin umudu hâline gelen Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde bir kaos ve kargaşa ortamı meydana getirmek suretiyle; kuracağı yeni parti için taban oluşturan bu hanımefendi, ahlakı o günlerde rafa kaldırdığı gibi Türk siyasetçisinde bulunmaması gereken ne kadar özellik varsa kuşanmış, siyasetinden ahlakı çıkarttığı için de Kandil ile Pensilvanya arasında savrulup durmuştur.

İP’in HDP ve CHP arasında bir tenis topuna döndüğünü ve Türk milletine umut olarak yola çıktığını söyleyenlerin Türk milletini karanlık güçlere teslim etme gayesinde olduklarını defaatle söylememize rağmen sürekli yalan ve iftiralarla mağdur edebiyatı yapan hanımefendi bu gerçeğin üzerini örtmekle meşgul olmuştur. HDP ile aynı blokun, ittifakın içerisinde yer aldığı gerçeğine rağmen inkâr kabiliyeti yalan makinesini dahi yanıltacak derecededir. En meşhur yalancıların özelliği olduğu üzere herkesin bildiği gerçekleri saptırırken oldukça rahat ve özgüveni yerinde konuşmaktadır. Hanımefendi varsın konuşsun gerçeklerin ortaya çıkmak gibi güzel bir âdeti vardır. Dün ana şubeleri CHP yüzlerine vurdu, bugün Kandil’in Meclis’teki temsilcileri. Yarın Pensilvanya’daki dostlarından bir itiraf geldiğinde bu yüzsüz tavırlar yine devam edecek midir?

Yalan makinesi hanımefendi bugünkü panayır tiyatrolarını andıran grup toplantısında 2015 yılının Mayıs ayında bir TV kanalında kendisi ile ilgili edepsizce ortaya atılan kaset iddialarını gündeme getirmiştir. Milliyetçi Hareket’in Sayın Genel Başkanı başta olmak üzere Milliyetçi-Ülkücü camianın o gün verdiği tepkileri, gösterdiği refleksi çok iyi bildiği hâlde siyaseten ahlakını kaybetmesi sebebiyle bugün inkâr etmektedir.

Milliyetçi Hareket’in kendisini ispata ihtiyacı bulunmadığı hâlde kamuoyunun bilgisini tazelemek adına Sayın Genel Başkanımızın 18 Mayıs 2018 tarihli Star TV canlı yayınında ifade ettiği sözleri nakletmekte fayda görüyorum:

“Meral Akşener Hanımefendi MHP’nin milletvekilidir ve TBMM’nin Meclis Başkan Vekilidir. Böyle bir durum karşısında sabırlı olmasını, soğukkanlı olmasını her yönlü değerlendirmelere karşı biraz da kapalı kalmasını tavsiye ettim. Ama günü saati geldiği vakit 2011 yılı da dâhil olmak üzere Türkiye’de kaset olaylarıyla toplumsal tahribat yapan aile yıkımlarına vesile olan ve bazı konularda da Türkiye’yi aşağılayan davranışların bir gün mutlaka hesabı verilir.

Bakın Türk toplumunun istenmemesine rağmen geleneklerinde oluşmuş olan kan davaları vardır. Ve bu kan davalarının özü tarla, bağ, bahçenin ötesinde namusa dayalıdır. Tekrar Türkiye’de namusa dayalı kan davalarını yaygınlaştırmaya kalkmak kimseye fayda getirmez. Bu milletin bazen böyle özellikleri de vardır. Herkes ayağını denk alsın. Kime nasıl iftira edeceklerse onu iyi hesap kitap etsinler. Bu iftiraların bir gün kendisinden hesabının sorulacağını mutlaka da unutmasınlar. 1 yıl olur, 5 yıl olur, 30 yıl olur, 40 yıl olur ama 40 yıl da olsa bunun hesabı mutlaka sorulur.”

Yine 13 Mayıs 2015 tarihinde tarafımdan yapılan açıklamanın ilgili kısımlarını kamuoyunun dikkatine sunuyorum:

“TBMM Başkanvekilimiz, İstanbul Milletvekili adayımız ve özelde kardeşimiz Meral Akşener Hanımefendi’ye aşağılık bir iftira atılmıştır. Bırakın Müslüman olmayı hiçbir vicdan sahibi insanın kabul edemeyeceği ölçüde şerefsizce iftira atanlar elbette ki bu kara lekeyi alınlarından silemeyecektir.”

Hâl böyle iken, Milliyetçi Hareket’in Sayın Genel Başkanı bu çirkin iftirayı atma cüreti gösterenleri çok net sözlerle ikaz edip meselenin sahibi ve tarafı olduklarını söylerken bugün hanımefendinin kalkıp Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Genel Başkanı’nı kendince karalamaya çalışması tam da kendisine yakışacak bir rezalettir.

Panayır toplantılarında ve kendisine mikrofon uzatıldığında bırakın kadın olmayı insanlığını unutan bu hanımefendi; mağdur edebiyatı yapacağı zaman ise kadınlığını hatırlamaktadır. Ağzına geleni söylerken kadın değildir de kendisine cevap verildiğinde mi kadındır?

Türk Milliyetçilerinin ve özellikle MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin kadınlarımıza karşı nezaketini, kadınlarımıza verdiği değeri en iyi bilen hanımefendinin kendisidir. Gerçekleri gizleyerek ve hatta gerçekleri saptırarak siyaset yapmak kendisi için bir yol olabilir ancak Türk Milliyetçileri için bu bir yol, bir yöntem değildir. MHP’yi kadın düşmanı olarak göstermek üstlendiği yeni göreviyse bilsin ki en büyük tepkiyi iffetli, fedakâr, tertemiz Türk kadınından alacaktır.

Aziz milletimizden istirhamımız; ne söylediğini bilmez hâle gelen bu hanımefendinin partimize ve onun Sayın Genel Başkanı’na yönelik kin ve nefret dolu söylemlerine itibar etmemesidir. Has Hacip’in dediği gibi: “Yalanı ortaya çıkan bir siyasetçiye halk inanmaz.” Ve yine Has Hacip’in tavsiyesi ile bitirelim: “Tecrübeli insanın ne dediğini dinle, tecrübeli adamın işi mükemmeldir.” O adam şüphesiz ki MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’dir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Saldırgan 'baklavacı' ile ilgili Adalet Bakanı'ndan açıklama!

Saldırgan 'baklavacı' ile ilgili Adalet Bakanı'ndan açıklama!