Ciddi sınamaların bugün de yapılmaya çalışıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Karakaya, "Birilerinin özellikle bankacılık krizi, döviz krizi olması ve bunların bir şekilde tüm kesimleri çok olumsuz biçimde etkilemesi beklentileri var ama mali sistemin sağlamlığı ve gücü bu noktada bu tür çalkantıları daha hafif atlatmamıza neden olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Mevlüt Karakaya'nın Türkiye İstatistik Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
"2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri kapsamında ekonomik, mali, sosyal ve diğer güncel yaşam alanlarımız açısından son derece önem arz eden Türkiye İstatistik Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlamadan önce bugün şehadet haberini aldığımız kahramanlarımızı rahmetle, minnetle anıyorum.
TÜRKİYE SERDMAYE PİYASASINDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATTI
Sermaye Piyasası Kurulundan başlayacağım. 1982 yılında kurulmuş olan ve sermaye piyasasının en üst gözetim ve denetim mercii olan Sermaye Piyasası Kurulu asli misyon olarak reel sektöre öz kaynak ve borçlanma araçları vasıtasıyla finansman sağlamakla görevlidir. Sermayenin tabana yayılması ve küçük tasarrufçunun korunması sermaye piyasasının önemli görev ve işlemleri arasındadır. Tabii, sermaye piyasasının kurulmasıyla Sermaye Piyasası Kurulunun oluşturulması farklı bir şey, daha doğrusu sermaye piyasası, diğer piyasalarda olduğu gibi bir kuruluş değil oluşturma meselesidir. Bu anlamda baktığımızda bu süreç içerisinde Türkiye, sermaye piyasası anlamında önemli adımlar attı. Özellikle son birkaç yıl içerisinde, son dönemlerde çok ciddi gelişmelerin de olduğunu ifade etmek istiyorum: Bunlardan birisi 2020 yılında yapılan bir yasal düzenlemeyle ve onun devamında yapılan mevzuat basitleştirme çalışmalarıyla birlikte hakikaten sermaye piyasasında ciddi hareketlenmeler söz konusu oldu. Yine, bu yapı içerisinde borçlanma araçları kurulu oluşturulmasına imkân verilmesi, proje finansmanı açısından projeye dayalı menkul kıymet ihracının yapılabilmesi, bu konuyla ilgili düzenlemeler, erken aşama girişimler için kitle fonlaması düzenlemelerinin yapılması, bu anlamda sermaye piyasasının hareketlenmesi açısından önemli çalışmalar olmuştur.
Yine, son dönemlerde halka açılma ve finansal araçlardan yararlanma başta olmak üzere yatırımcı sayısında da bu alanda ciddi artışlar olmuştur. Bu önemlidir çünkü sermaye piyasasının asli işlevi reel sektöre kaliteli ve uzun vadeli finansman sağlamaktır. Özellikle, bu dönem açısından, ekonomi politikalarındaki, dış ticaret politikalarındaki bu önemli değişikliklerin yapıldığı bir dönemde sermaye piyasasının hareketlenmesi bu anlamda reel sektörün finansmanı açısından olumlu katkılar sağlayacaktır.
TÜRKİYE CİDDİ SINALMALARDAN GEÇTİ
2'nci önemli kuruluşumuz Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 1999 yılında 57'nci Hükûmet döneminde kuruldu. Bu dönemde, özellikle mali piyasalarla ilgili, mali sistemle ilgili çok ciddi reform çalışmaları yapıldı, ciddi sıkıntılar söz konusu oldu, birçok bankaya el konuldu ama sonuç itibarıyla yapılan mali reformun da nimetlerini devam eden süreçte, özellikle küresel mali krizlerin olduğu dönemde, Türkiye olarak atlattık, ciddi sınamalardan geçtik. Bugün de birilerinin özellikle bankacılık krizi, döviz krizi olması ve bunların bir şekilde tüm kesimleri çok olumsuz biçimde etkilemesi beklentileri var ama mali sistemin sağlamlığı ve gücü bu noktada bu tür çalkantıları daha hafif atlatmamıza neden olduğunu ifade etmek istiyorum.
Gerçekten Türk mali sistemi sağlam ayaklar üstüne oturtulmuş bir sistemdir. Bugün Basel II, Basel III Kriterleri'ne göre bankacılık sektöründen beklenen sermaye yeterlilik rasyolarına baktığımızda bunların çok üzerinde, 2 katına varacak yine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun istediği yüzde 12 oranının, rasyosunun çok üzerinde bir yeterlilik rasyosu olduğunu görüyoruz yani yüzde 17,3 düzeyinde bir sermaye yeterlilik rasyosuna sahip. Sektörün aktif büyüklüğüne bakacak olursak gayrisafi yurt için hasılanın üzerinde bir aktif büyüklüğü var. Yine, bu dönemde mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 100'ün üzerinde yani bankalar mevduatın üzerinde borçlanarak bunu krediye dönüştürmeye başladılar. Bu ciddi bir yapısal dönüşümdü ve kredilerin de yaklaşık yüzde 78'i reel sektöre yani üretime ve istihdama gitmeye başlamış. Bu anlamda baktığımızda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun da bu sektörün düzenlenmesinde ciddi katkılarının olduğunu, bu başarıların elde edilmesinde gerçekten önemli işlevleri olduğunu görüyoruz.
BANKALARIMIZIN DÖVİZ AÇIĞI YOK
Burada bir konuyu daha dikkatlerinize getirmek istiyorum: Özellikle döviz açısından baktığımızda bugün reel sektörün yurt dışına olan döviz borçları 160 milyar civarında ama aynı zamanda bankalardaki mevduat da 260 milyar dolar civarında. Bankalarımızın döviz açığı yok yani döviz kuru riski taşımıyorlar, türev ürünler üzerinden, hatta 6 milyara yakın bir "long pozisyonu" dediğimiz yani döviz açığı bulunmayan, "döviz fazlası" diyebileceğimiz, bu anlamda riski "hedge" etmiş yani riski elemine etmiş bir finansal yapı ve bilançoların olduğunu ifade etmek istiyorum yani bu anlamda kur riski bankacılık sektörü açısından bir sorun hâlinde değil.
Yine, banka bilançoları ve sektör bilançolarına baktığımızda yani Türkiye'nin şu anki mevcut, içinde bulunduğu dönemde para piyasasının önemli kurumları olan bankaların mali yapı olarak çok sağlam durumda olduğunu ifade etmek isterim.
TÜİK İÇİN EN ÖNEMLİ DÜZENLEME YAPILDI
Türkiye İstatistik Kurumu, belki üzerinde daha fazla durulması gereken bir konuydu ama bu süre içerisinde bu kadar önemli kurumlarla ilgili asgari bilgileri ancak bu kadar verme imkânım oldu. Şunu hemen ifade etmek isterim ki Türkiye İstatistik Kurumu değişik isimlerden geldi geçti ama Türkiye İstatistik Kurumuyla ilgili en önemli düzenlemelerden birisi, daha yeni, 30 Haziran 2021 tarihinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Hazine ve Maliye Bakanlığının ilişkili kurumu hâline getirilmesidir. Yani bağlı kurum olmaktan çıkartılıp özel bütçeli bir yapı, tüzel kişilik hâline getirilmesi bu anlamda, Kurumun yaptığı işlevler açısından son derece önemlidir. Burada ifade etmek istediğim en önemli husus şudur: Resmî istatistikler önemlidir, resmî istatistikler toplumun birçok kesimi açısından verilecek kararlarda kullanılan istatistiklerdir ve bunların sonucunda da ekonomideki kaynakların önemli bir kısmının transferi de söz konusu olabilir. Bu anlamda, vebali çok yüksek olan bir konudur, bunu üretirken de vebali olduğu kadar üretilen istatistikler üzerinde bazı manipülatif hareket, söylemler ya da bunların önemini azaltacak farklı gerekçelerle birtakım şeyleri söylemek de en az onlar kadar veballi bir davranıştır diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum."