Bilim Akademisi üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 'Anttalks' etkinliği kapsamında AKM'de 'Deprem Dirençli Antalya' adlı söyleşiye katıldı. Prof. Dr. Görür, 13,6 milyon yıl önce Türkiye'nin levha hareketlerinin, bugünün hareketlerini sağlayacak şekilde oluştuğunu ve hareketlerde büyük fayların depreminin meydana geldiğini söyledi. Prof. Dr. Görür, Türkiye'nin depremlerden kurtulamayacağını ve depremlerin sona ermeyeceğine dikkati çekerek, deprem dirençli yerleşimlerin çözümlenmesinin genişletildiğini vurguladı. Prof. oluyor. Türkiye'de 5'in üzerinde depremler ölüme neden oluyor. Bizim bunu halletmemiz gerekiyor. Bunu yapmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yakın zamanda Japonya'da 7,6 büyüklüğünde deprem olduğunu ve 132 kişinin tesadüfen gerçekleştiğini anlatan Prof. Dr. Görür, Türkiye'de benzer deprem olması halinde binlerce kişinin ölebileceğinden bahsetti.
'GÖKDELENLERİ DİKMEYE BAŞLAMIŞLAR'
Antalya'nın jeolojisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, Antalya'nın genç çökeller üzerine tarihininu söyledi. Antalya'nın büyük bölümünün zemininin iyi ya da mükemmel olduğunu dikkate aldığını belirten Prof. Dr. Kentin gittiğiki zeminin alüvyon dolgusundan oluştuğunu aktaran Prof. Dr. Görür, "Antalyalılar rant ülkeye yakalanmış. Gökdelenleri dikmeye başlamışlar. Antalya'da ne kadar merkeziniz varsa, tehlikeyi büyütürsünüz. Özellikle büyük bina, hayatta kalabilmek uzak durun. O düşüncelerden de uzak. Dirençli deprem Antalya için özellikle alüvyon dolgu, zemin için son derece hasarlı. Antalya'nın üzerinde yerleşme körfez dolgusu, problemli bir dolgu. Kireç kumları ve travertenler olarak alüvyonlardan daha iyi ama o da problemli" dedi.
'ANTALYA AKTİF FAYLARLA ÇEVRİLİ'
Antalya'yı tehdit eden fay sistemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:
"Akşehir zonu, Isparta-Burdur zonu ile Göller Yöresi'nin bulunduğu yerler düşey atımlı fayların bulunduğu bölge. Antalya Körfez doğu, kuzeyden aktif faylarla çevrilidir. Antalya fay bölgelerine 100 kilometreden uzakta değil, 50-60 kilometre uzakta olacak. Bu fay rotalarında olacak depremler, Antalya'yı önemli etkiler. Doğrultu atımlı faylarda 100 kilometrelik çap içindeki bölgeseller depremden uzaklar. Antalya'nın genelinde Akdeniz içerisinde Kıbrıs, Girit bölgesinde Helen yayı dediğimiz dalma batma zonu var. Üç büyük tektonik hat Antalya'yı tehdit ediyor. Güneyden dalma batma zonu büyük deprem üretilebilir. Girit 8 yerin üzerinde deprem üretebilir, her an 7'nin üzerinde deprem üretebilir. Bu tehlike denizden gelir. Antalya'yı tehdit eden fay söz konusu. Akşehir ve Fethiye Burdur zonu deprem meydana geldiğinde Antalya ciddi şekilde etkilenebilir."
'ANTALYA'NIN DOĞUSU DAHA ÇOK HASAR ALIR'
Yerel yönetimlere çağrıda bulunan Prof. Dr. Görür, Antalya'yı tehdit eden fayların incelenmesi, risk analizi ile risk azaltma çalışmasının yapılması ifade etti. Antalya'ya yapılacak altyapı çalışmaları ve deprem dalgalarının kentsel yapısının ortaya çıkmasından sonra gerçekleştirilmesi yaygınlaşmaya değinen Prof. Dr. Görür, "Ciddi deprem olsa Antalya'nın doğusu daha çok hasar görür. Alüvyonun üzerinde olduğu için sıvılaşma da olur. O bölgedeki projeler dikiliyor. Batısında traverten veya kireç taşlarının üzerinde olan binalar yüksek kayıplı kaymayla biraz daha dirençli olabilirler.Alüvyonun bulunduğu yer değiştirme yok.Anında depremin içlerinde su için çökellerdeki su basıncı yukarı iletiyor.Yukarı iletince evlerin direnci azalıyor.Binanın suyu içinde gibi hareket etmeye başlıyor ya dönüyor ya da batıyor" diye konuştu.
5 MİLYON TON TNT PATLAMASINA BENZER ENERJİ
Depremin büyüklüğü ve boyutları arasındaki farkı da anlatan Prof. Dr. Görür, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 5 milyon ton TNT patlamasına benzer enerjinin açığa çıktığını söyledi. Yerel yönetimlerin kentleri depreme hazırlanmaya yönelik çalışmaları hızlandırması planlamayı planlayan Prof. Dr. Görür, altyapı altyapılarını betonarme boru tesislerine eleştirdi. Betonarme boruların kırılganlığından dolayı depremden etkilendiğini anlatan Prof. Dr. Görür, zemin yapısına uygun, yüksek mukavemetli özellikler önerdi. Prof. Dr. Görür, kentlerde depremin anında ortaya çıkan molozların su altında kalacağı veya içeride kalacak parçaların henüz çözülmediğini söyledi. Prof. Bulunanlar ne olacak. Aceleyle kamyonlara doluyor, Marmara'ya dökersiniz.Marmara zaten ölüyor,Marmara da sizi öldürüyor" dedi.
'GERÇEK BEKA MESELESİ DEPREM'
Prof. Dr. Görür, Türkiye'deki gerçek depremin deprem olduğunu, İstanbul'da büyük deprem meydana gelmesinin ekonomik açıdan zora sokacağını söyledi. Deprem riski nedeniyle Marmara Bölgesi ve İstanbul'un kurulması nedeniyle hükümete öneride bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Görür, "Marmara Bölgesi'ndeki sanayiyi Anadolu'ya taşıyın. Anadolu'ya altyapı yapın, sanayiyi teşvik edin. Deprem nedeniyle sanayi aynı anda tehdit belgesi girmez, İstanbul'un tamamı azalır. Her şeyi Marmara Bölgesi'ne toplamız. Stratejik olarak doğru değil" dedi.
Kahramanmaraş depremleri öncesi bölgelerde o bölgede deprem beklendiğini kaydeden Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:
"Şimdi Tunceli, Pülümür, Bingöl yöresinin tehdit altında olduğunu düşünüyorum. Erzincan ile Bingöl, Karlıova arasında Kuzey Anadolu Fayı'nın bir kısmı geçiyor. O fay, en son 1794 yılında kırılmış. 7.2 büyüklüğünde deprem üretmiş. Her 250 yılda bir ortalama deprem üretiyor. 6 Şubat depremleri Arap levhasını Doğu Anadolu'ya 7-10 metre kaydırdı, sıkıştırdı. Kahramanmaraş'tan Hakkari'ye kadar olan kentlerde deprem riski arttı. Arap levhasının kuzeye ittirmesinden dolayı Doğu Anadolu fayı, Kahramanmaraş'ın kuzeyi , Elbistan bölgesinden Adana havzasında saçaklanıyor. 6 Şubat depremleri Adana'ya giren faylara stres yüklemiş olabilir. O bölgelerin dikkatli olması gerekiyor."