Sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi:
1- Millî Mücadele’nin yüzüncü yılı münasebetiyle Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından tertip edilen 1. Uluslararası Gençlik Kongresi, Millî Mücadele ve istiklal ruhunun Ülkücü gençlik tarafından yaşatılmakta olduğunu bir kez daha açık bir şekilde ortaya koymuştur. Kongremizde genç akademisyen ve araştırmacılar tarafından sunulan tebliğler, Millî Mücadele ruhunun geleceğe taşınması bakımından son derece büyük bir ehemmiyet arz etmektedir.
2- Çağın şartları çerçevesinde yeniden idrak ettiğimiz bağımsızlık şuuru, geleceğin büyük ve kudretli Türkiye’sine dair güçlü bir işarettir. Bu ruh ve şuurla Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılına ulaşmanın eşiğindeyiz. Türk gençliği olarak bilim, kültür ve sanat alanlarındaki çalışmalarımızla Türk’ün asrı olacağına iman ettiğimiz 21. yüzyılın şekillenmesine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
3- Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Millî Mücadele kahramanları “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” iradesini göstermişlerdir. Bu suretle millî iradenin önemini vurgulamış, idare sistemimize “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” prensibini yerleştirmişlerdir. Bu anlayış 21. yüzyıl Türkiye’sinde de tavizsiz bir şekilde sürdürülmeli, millî irade dışında herhangi bir yola tevessül edilmesine asla müsamaha gösterilmemelidir. Türk gençliği, millî irade ve demokrasi dışında hiçbir ara rejim ve vesayeti kabul etmeyecek, aksi bir girişime asla rıza göstermeyecektir.
4- Kongremizde sunulan tebliğler yoluyla, güçlü olanın haklı olacağı şeklindeki düsturu iman ve ferasetle ters yüz eden iradenin, yüz yıl sonra da aynı azim ve kararlılıkta olduğu dile getirilmiş, Türk milletine biçilen emperyalist dayatmaların Türk gençliğinin göğsündeki imanda boğulmaya mahkûm olduğu bir kez daha vurgulanmıştır.
5- Kadını ve erkeğiyle Türk milletinin birlik ve beraberliğine yönelen tehdit ve saldırılara karşı topyekûn verdiği büyük mücadelenin önemi dile getirilmiş, Türk gençliğinin ayrılma ve bölünme kabul etmeksizin milletin her ferdini eşit gören birlik hissi bütün kuvvetiyle ifade edilmiştir. Türk milletinin bütünlüğünü muhafaza etmek için, birleştirici bir güç olarak Türk kimliğinin esas alınması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
6- Millî Mücadele örneğinde görüldüğü üzere, milletimizin en zor anında bile yaşadıklarını edebî bir üslupla geleceğe aktaran edebiyatçıların milletin hafızasına yaptığı müşahhas katkının önemi vurgulanmıştır. Bu minvalde Türk’ün geleceğe matuf ideallerinin milletin sinesinde şahikalar uyandırmasının gerekliliği dile getirilmiştir. Millî ruhun dönemin edebiyatına yansımış olmasının yüreklerin toplu vurmasında önemli bir etken olduğu görülmüştür. Gerek ülkemizin jeopolitik önemi gerekse milletimize duyulan tarihî düşmanlıklar dolayısıyla sürekli bir beka tehdidiyle karşı karşıya kalmamız hasebiyle günümüz edebî eserleri vasıtasıyla millî ruh ve heyecan diri tutulmalıdır.
7- Millî Mücadele’nin sadece askerî alanda verilen bir savaş olmadığı gerçeği, İstiklal Harbi’nin en yoğun yaşandığı dönemde toplanan Maarif Kongresi örneğiyle ortaya konulmuş, kurtuluşun ancak milletin her ferdini kapsayan bir eğitim seferberliğiyle tamamlanabileceği vurgulanmıştır. Millî üretim ancak şuurlu bir millî eğitim politikasıyla mümkündür. Bu bakımdan Türk milletinin çağın teknolojik üretimlerinin pasif bir tüketicisi olması yerine, çağın teknolojisini üreten kuvvet olması gerekliliğine dikkat çekilmiştir.
8. İzmir İktisat Kongresi’nde “Askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça sonuçsuz kalır.” veciz ifadesinden hareketle ortaya konulmuştur ki harp sadece askerî alanda yapılmamış, ekonomik alanda da çok büyük mücadeleler verilmiştir. Türk gençliği, Bilge Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin işaret etmiş olduğu “2023 Lider Ülke Türkiye” ülküsü doğrultusunda millî iktisadi yapısını her anlamda tesis edecek, kalkınmanın bütün gerekliliklerini yerine getirerek Türk ekonomisini dünyada ilk on ekonomi arasına taşıyacaktır.
9- Kongremizde yer alan tebliğlerde de ifade edildiği üzere Millî Mücadele döneminde Türk Dünyası’nın sair bölgelerinde esaret altında yaşamak durumunda kalan yiğit soydaşlarımız, Türklüğün son kalesi olan Anadolu’nun kurtuluşu için çok büyük maddi ve manevi fedakârlıklarda bulunmuşlardır. Bugün ise Türk Dünyası, büyük ve güçlü Türkiye ile refah ve adalet sancağı altında buluşmak arzusundadır. Bu doğrultuda, Türkiye’nin Türk Dünyası ile kültürel, sosyal, ekonomik ve siyasi iş birliğini geliştirmeye devam etmesi elzemdir.
10- Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları, Misak-ı Millî sınırlarının korunması amacıyla 19 Mayıs 1919’da Millî Mücadele’nin “ilk adım”ını Samsun’da atmıştı. Kurulduğu 1969 yılından beri Türk’ün cihan hâkimiyeti mefkûresini Türk gençliğine aşılayan Ülkü Ocakları olarak bütün amacımız yetiştirdiğimiz ve yetiştireceğimiz nesiller vasıtasıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere ecdadımızın bize emanet ettiği bu aziz toprakları korumak ve üç hilal jeopolitiği üzerinde Türk’ün nizamını tekrar hâkim kılmaktır.
Ortaya çıkan bütün bu sonuçlar ışığında 1. Uluslararası Gençlik Kongresi’nde tebliğ sunan, sunulan tebliğleri ilgi ile takip eden, soru ve fikirleriyle katkı sağlayan genç akademisyen ve araştırmacıların varlığı bir kez daha göstermiştir ki; Millî Mücadele’nin 100. yılında Türk gençliği, Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’i ilelebet yaşatma azim ve kararlılığındadır.
Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in “Bölünme kabul etmez bir bütün hâlinde Milliyetçi Büyük Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.” sözüyle açıkça ifade ettiği ve Bilge Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin hedef gösterdiği üzere, Türk gençliğinin Cumhuriyet’imizin 100. yılı olan 2023’te “bölgesel güç ve küresel aktör” olma, İstanbul’un fethinin 600. yılı olan 2053’te ise “küresel güç” mertebesine yükselme ülküsünden ayrılmayacağını kongre sonucu olarak ilan ediyoruz.
Bu ülküye ulaşma yolunda, Türk gençliği, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğe hitabesinde veciz bir şekilde işaret ettiği gibi, “muhtaç olduğu kudretin damarlarındaki asil kanda mevcut” olduğunun bilincindedir.
Ne mutlu Türk’üm diyene!