Osmanlı Devletinin bir projesi olarak 125 yıl önce kurulan demir yolu ağı, ekonomi ve ticarette bölgenin en önemli merkezi haline getirdiği Lübnan'a Doğu'nun Kapısı unvanını kazandırdı. Söz konusu hatta ilk trenin 4 Ağustos 1895'te Beyrut Limanı'ndan hareket ettiği belirtiliyor. Osmanlı eseri tarihi Lübnan Demir Yolları ağı, 1975-1990 arasında 15 yıl süren iç savaş dönemine kadar ülke içinde birçok bölgeyi birbirine bağlayarak toplu ulaşımda kullanılıyordu. Ülkedeki siyasi istikrarsızlık ve İsrail'in saldırıları sonucu altyapıda oluşan hasar nedeniyle on yıllardan beri atıl hale gelen demir yolları ağı, mevcut ekonomik kriz döneminde toplu ulaşıma daha çok ihtiyaç duyulduğu halde terk edilmiş durumda.
Ülkenin kuzeyinden güneyine ve Beyrut'tan doğuya uzanan 400 kilometreden fazla uzunluktaki demir yolları ağı, 125 yıl aradan sonra yeniden eski günlerine dönmek için atılacak kararlı adımları bekliyor. 'Onu kaybettikten sonra potansiyelimizi yitirdik' Lübnan'da demir yolları projesinin yeniden aktif hale getirilmesi amacıyla kurulan Tren Derneği Başkanı Carlos Nefa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tren sayesinde Beyrut Limanı, 125 yıl önce doğuya açılan bir kapı olmuştu. Onu kaybettikten sonra bölgesel potansiyelimizi yitirdik ve hem ekonomik hem de sosyal izolasyona girdik. dedi. O dönemde çevre ülkelerden turistlerin trenlerle Lübnan'a akın ettiğini söyleyen Nefa, Turistler özellikle Beyrut-Şam seferlerinin tadını çıkarıyordu. Bu nedenle demir yolu güzergahında yer alan çok sayıdaki kent ve beldede turizm canlanmıştı. diye konuştu.
Demir yolları ağının bölgeleri birbirine bağladığına, insanların bir biletle Lübnan'dan Avrupa'ya kadar gidebildiğine işaret eden Nefa, sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün ise her şey yok oldu. Tren durduğu sürece refah geri gelmeyecek. Mevcut ekonomik kriz gölgesinde Lübnan'da demir yollarının iç hatlarını geri başlatacak ve refah için Lübnan'ı dünyaya bağlayacak bir vizyonun olması kaçınılmazdır. Lübnan Demir Yolu ve Ortak Taşıma Kurumu Genel Müdürü Ziyad Nasr ise Lübnan'da trenin geri gelmesi imkansız değildir. dedi.