Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Türkiye, yeşil kalkınma devrimi ve 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda tüm imkanlarıyla çalışmalarını bir üst aşamaya taşımaya gönüllü ve bu konuda önemli bir kapasiteye sahip bir ülke. COP26'da da bu doğrultuda görüşlerimizi ve çalışmalarımızı ortaya koyuyoruz." dedi.
İskoçya'nın Glasgow kentindeki İskoç Etkinlik Kampüsü'nde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı'nda (COP26) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde Bakan Kurum tarafından açılışı yapılan Türkiye standında bilgilendirme toplantıları başladı.
Toplantılarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde başlatılan "yeşil kalkınma devrimi"nin yanı sıra "sıfır atık", "iklim değişikliği ile mücadele", "iklim değişikliğine uyum", "düşük karbon emisyonu" konuları anlatılıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yapılan çalışmalar ve COP26 konferansına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. İklim değişikliğine uyumun önemine vurgu yapan Kurum, "İklim değişikliği sadece bir çevre meselesi değil, pek çok sektörü derinden etkileyen bir kalkınma ve bir milli güvenlik meselesidir." diye konuştu.
Özellikle son yıllarda dünyada iklim değişikliğinin etkilerinin daha fazla görüldüğünü anlatan Kurum, "İklim değişikliğinin verdiği zararın dünyanın birçok yerinde sel, kasırga, kuraklık, yangın gibi felaketlere neden olduğunu görüyoruz. 100 yıl öncesine göre küresel ısınma kaynaklı yangınlar yüzde 30, hava sıcaklığının 50 santigrat derecenin üzerine çıktığı gün sayısı da son 40 yılda iki kat arttı. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri Akdeniz Havzası'nda yer alan Türkiye'de de özellikle son yıllarda deprem, sel, orman yangını, müsilaj gibi felaketlerle kendini gösterdi." bilgisini verdi.
"Sıfır Atık projemizle 3 milyon ton sera gazı salımını önledik"
Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2053'te net sıfır emisyon hedefini ortaya koyduğunu hatırlatarak, net sıfır emisyonun özellikle fosil yakıtlardan kaynaklı sera gazlarıyla bunları yutan, yok eden okyanus, deniz ve yeşil alanların birbirine eşitlenmesi anlamına geldiğini kaydetti.
Bu konuda ciddi adımlar attıklarını belirten Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Emine Erdoğan'ın himayelerinde Sıfır Atık projemizle 3 milyon ton sera gazı salımını önledik. Ücretli plastik poşet uygulamasıyla 14 bin 640 ton sera gazı salımının önüne geçtik. Egzoz Elektronik Denetleme Sistemi (EGEDES) ile de sera gazı salımına yönelik önlemlerimizi alıyoruz. Yutak alanlarımızı artırmak için de çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda şu ana kadar 111 millet bahçesinin açılışını yaptık, korunan alan sayılarımızı son iki yılda yüzde 9'dan 10,6'ya çıkardık. Bu sayıların artırılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
Bakan Kurum, Sıfır Atık Mavi projesiyle denizlerde de kirliliğin önüne geçtiklerini dile getirerek, "Temiz denizlerin göstergesi olan mavi bayraklı plaj sayımızı bu yıl itibarıyla 519'da yükselterek, dünyada üçüncü sıraya yükseldik." ifadesini kullandı.
Bu alanda birinci olma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Kurum, "Bundan sonra da tüm sektörlerde geliştirilecek politika, teknoloji ve yeni bir hayat tarzıyla net sıfır emisyon hedefini kararlılıkla hayata geçireceğiz. Ayrıca bisiklet yolu ve yeşil yürüyüş yollarımızı yaygınlaştırıyor, akıllı şehir uygulamaları ve yeşil şehir vizyonu kapsamında ülkemizin her yerinde enerji verimli, iklime duyarlı yerleşim alanları kuruyoruz. Daha az fosil yakıt kullanmak adına, yenilenebilir enerji kaynaklarımızı ülkemizin her yerinde artırıyoruz." dedi.
"İklim değişikliği hepimizin ortak sorumluluğudur"
Türkiye'nin, tüm dünyanın da içinde bulunduğu "yeşil kalkınma" dönemine girdiğini hatırlatan Kurum, yeşil kalkınma devrimi kapsamında liderlik eden bir ülke olmak üzere çalıştıklarına dikkati çekti. Kurum, "İnşallah yeşil kalkınma devrimini en iyi şekilde değerlendireceğiz. Bundan önce attığımız adımlara yenilerini ilave etmek suretiyle iklim değişikliğiyle mücadelemizi kararlı bir şekilde yürüteceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Konferansa Türkiye olarak güçlü bir şekilde, ilgili kurumlarla katıldıklarının altını çizen Kurum, şunları kaydetti:
"COP26'yı ülkemiz adına en verimli şekilde geçirmek istiyoruz. Burada alınan kararlar, Paris Anlaşması çerçevesinde atılacak adımlar önemli. Gelinen süreçte dünyamız 1,2 santigrat derece ısındı. Bu sıcaklığın 1,5 santigrat derecede kalabilmesi adına tüm dünya ülkeleri bir mücadele içine girdiler. Türkiye olarak biz de bu mücadelenin en önemli ülkelerinden biriyiz. Unutulmamalıdır ki iklim değişikliği hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu kapsamda COP26, iklim değişikliğine uyum, iklim göçleri tüm bunların tartışılacağı ve yeni kararların istişare edileceği önemli bir konferans. Türkiye, yeşil kalkınma devrimi ve 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda tüm imkanlarıyla çalışmalarını bir üst aşamaya taşımaya gönüllü ve bu konuda önemli bir kapasiteye sahip bir ülke. COP26'da da bu doğrultuda görüşlerimizi ve çalışmalarımızı ortaya koyuyoruz."
Yeni yılda düzenlenecek Şura'da COP26 ele alınacak
Kurum, bu kapsamda 2022'nin ocak ayında 'İklim Şurası" düzenleyeceklerine işaret ederek, "Özel sektörümüzle, sivil toplum kuruluşlarımızla, üniversitelerimizle, sanayicilerimizle, uluslararası kuruluşlarla uzun vadeli stratejik eylem planımızı Şura'da ortaya koyacağız. COP26'da yapacağımız istişareler, yeni yılda yapacağımız Şura'mızda önemli yer tutacak." diye konuştu.
Tüm ülke temsilcilerinin katılımına açık bilgilendirme toplantılarında, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri ile üniversiteler de görüşlerini paylaşacak.
Türkiye, 65 kişilik heyetle Glasgow'daki çalışmalarını 12 Kasım'a kadar sürdürecek.
Etkinlikler, bakanlığın Youtube kanalından (https://www.youtube.com/c/cevresehiriklim) canlı izlenebilecek.