Önce sistem belirlenmeli sonra transfer yapılmalıydı

Geçtiğimiz günlerde haber olarak yazmıştık… Başkan Ali Koç ve Sportif Direktör Damien Comolli’nin, transfer hovardalığını… 14 ayda, 1 teknik direktör, 25 futbolcu… Bir bölümü geldiği gibi geri gitmiş, bir bölümü de bavulları elinde bekliyor. Kimin ne olacağı belli değil? Gönderilen ve gönderilecek olanların bir çoğu geçen sezon Fenerbahçe’yi kurtaracağını düşündükleri futbolcular. Büyük bir bölümü de maalesef genç! Bir tek Eljif Elmas, para olarak dönüş yaptı o kadar!

Gerisi kocaman bir ‘sıfır’ … Peki Türkiye’nin en büyük iş adamlarından biri olan sayın Ali Koç, nasıl oldu da bu kadar başarısız oldu? Dünyanın tanıdığı menajerlerden sayın Comolli, nasıl bu kadar futbolcuda yanıldı? Türkiye’nin sayılı hocalarından biri olan Ersun Yanal nasıl fark etmedi alınan futbolcuları? Cevabı basit… Kimse araştırmıyor, kimse soruşturmuyor, kimse verimine bakmıyor. Biri öneriyor, diğeri de güveniyor profesyoneline...

Parayı bastırıyor. Diğeri de isme bakıyor, geldiği takıma bakıyor, bitti. O kadar. Yahu kardeşim, bir takımın izleyen ekibi olur, hoca mevki söyler, birlikte bakarlar, araştırırlar, izlenir, sisteme uyuyorsa alınır. Yahu bunu uygulamak o kadar mı zor? Aldığınız futbolcular sisteme uymuyorsa ne yaparsanız yapın. Başarısız olmaya mahkumsunuzdur. Eğer siz Kruse’yi şimdi olduğu gibi alışmadığı, hiç oynamadığı bir sistemde oynatırsanız, adam ne yapacağını şaşırır. Moses’i de öyle, Muriç’i de öyle, diğerleri de.

Hazırlık maçlarında gördük, Fenerbahçe’nin hala bir sitemi yok. Topu alan kendi kabiliyetlerini sergilemeye çalışıyor, yoruluyor, yalnız kalıyor, sonra da oturup maç izliyor. Oysa... Sistem belirlenmeli önce, sistem… Ve o sisteme uygun futbolcular transfer edilmeli… Yoksa bu akılla Ali Koç’lu, Comolli’li, Yanal’lı Fenerbahçe bir 25 futbolcu daha getirir ve gönderir. Asıl sıkıntıyı da Fenerbahçeli taraftarlar tribünde çeker.

Lig başlıyor… Eğer ilk maçlarda çuvallarsanız, geçen sezonda olduğu gibi hüsranla başlarsanız, ne taraftarı bulabilirsiniz, ne ‘Fener Ol’u, ne de devlet yardımını? Batarsınız, batar… Taraftar bu, sizi göreve devrimle getirir, yapacağı darbeyle de gönderir… Ne olduğunu anlayamazsınız!