Pompacıyı açıklasa mesele çözülecek!
Bülent Arınç’ın FETÖ mücadelesine vurduğu darbeyi bugüne kadar kimse vuramamıştı. Bülent Arınç mevcut görevi olmadan bugün söylediği “KHK tam bir faciadır” sözünü söylemiş olsaydı inanın bu kadar etkisi olmazdı. Onu gündemde tartışılır kılan, geçmişten günümüze taşıdığı siyasi çizgisi ve mevcut görevidir.
Zaten Bülent Arınç’ın mevcut görevi yüzünden verdiği zararın farkında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan “'KHK faciadır' ifadesini kullanmasını esefle karşıladım.” diyerek tepki göstermişti.
Bu tepki üzerine Bülent Arınç "KHK faciadır dememeliydim. Çünkü şuna inanıyorum, ya olağanüstü hal ya da sıkıyönetim ilan edilecekti. Başka türlüsü imkânsızdı. KHK’lar bir ihtiyaçtı, gereklilikti. Yargı ile komisyon kararları arasında çelişki var" açıklamasını yaptı yapmasına ama herkes onun niyetindeki kodları anlamıştı. Çünkü Bülent Arınç’ın ilk konuşmasında verdiği örneklerle sonradan toparlayıp kurduğu cümleler çok farklıydı. İlkinde hep genelleme yaptı. Mesela pompacılık yapan Danıştay üyesi ve evine temizliğe gelen şube müdürü kimdir, necidir sorularına rağmen Bülent Arınç bu isimleri henüz açıklamamıştır.
Habertürk’teki canlı yayınlanan programa telefonla katılmış, o programda Nedim Şener kendisine “ Ben pompacılık yapan Danıştay üyesiyle, evinize temizliğe gelen şube müdür kimdir? Onların isimlerini ya siz bize iletin, ya da onları OHAL komisyonuna verin. 'KHK faciadır' diye bu duygusal yaklaşımdan vazgeçin. Bu pompacı Danıştay üyesi kimdir, evinize temizliğe gelen şube müdürü kimdir?” diye bir soru yöneltmiş, Bülent Arınç ise “Nedim Bey, KHK faciadır demiştim ama senin konuşman da tam bir facia. Orada, burada çalışan insanların isimlerini soruyorsun. Bu dünyada görülmüş bir şey mi? Siz diyorsunuz ki hayır mağdur olan yoktur.” cevabını vermiştir.
Bülent Arınç, o ihraç edilmiş Danıştay üyesinin adını bir söylese zaten çorap söküğü gibi her şeyin arkası gelecek. Ama o uyanıklık yapıyor. Ya hayali roller oluşturuyor ya da gerçekten FETÖ’cü karakterler üzerinden onlara fayda sağlayacak gündem oluşturuyor.
Madem o Danıştay üyesi ve diğer karakterler masum, mazlum, mağdur ver ismini tüm Türkiye haklarını arasın değil mi?
Geçmişi Fethullah Gülen’e çok yakın olan Bülent Arınç’ın gevşek yorumları hep kendini bu şekilde şüpheli hale getirmektedir.
Bülent Arınç’ın “KHK tam bir faciadır” ifadesiyle başlattığı açıklamalarına bakın FETÖ mücadelesini gölgelemekten ve sulandırmaktan başka neye yaramıştır?
Bülent Arınç’ın Türk devletine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, AKP’ye, Cumhur ittifakına zarar vermesi dışında yaptığı ne vardır?
“FETÖ’cüleri kurtarmaya çalışana ve yakınlarını FETÖ’den kurtarana Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi görevi nasıl verilir?” tartışmasından başka Bülent Arınç’ın hiçbir etkisi olmamıştır.
Bülent Arınç’ın konuşmaları Türkiye’de gündem olarak tartışılırken, Bülent Arınç’ın damadı hakkında bir son gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter hakkında verilen beraat kararına itiraz etti.
Damat Ekrem Yeter’in beraat etmesine ilişkin kararın gerekçesi açıklanırken, mahkeme, Yeter’in Bank Asya’ya para yatırmasını, FETÖ’nün 5 tepe yöneticisiyle 766 kez telefon irtibatının bulunmasını, evinde terör örgütü lideri Fethullah Gülen’in kitaplarının bulunmasını, FETÖ iltisaklı binlerce üyesi olan dernekte yöneticilik yapmasını “örgüte sempati boyutunu aşmadı” diyerek suç saymamıştı.
Bu suçların %1’ni işleyenler büyük cezalar alırken, Bülent Arınç’ın damadına beraat verilmesi FETÖ ile mücadeleye vurulan büyük bir darbe olmuştu.
Beraat kararına yapılan itiraz bakalım neyi düzeltecek ya da FETÖ mücadelesine nasıl yeni bir darbe olacak hep beraber göreceğiz.
Bülent Arınç’ın varlığı, FETÖ’cü damadının durumu FETÖ mücadelesi noktasında Türk devletine gerçekten kambur olmaktadır.
O yüzden sık sık Bülent Arınç’ın AKP’nin bir iç meselesi değil, Türk devletinin meselesi haline geldiğini vurguluyorum.
Bülent Arınç’ın FETÖ ve PKK’ya karşı yapılan mücadeleye zarar verecek açıklamaları, 15 Temmuz sonrası pervasızca devam ediyor.
Bülent Arınç’ın bu pervasızlıklarına daha ne kadar katlanılacak merakla ve ibretle izliyoruz.
Bülent Arınç’ın CHP’li Canan Kaftancıoğlu’na, HDP’li Ahmet Türk’e sahip çıkan ve “KHK tam bir faciadır” içerikli açıklamaları Türkiye’den ve Cumhur ittifakından yana olmadığını çok net göstermiştir.
Terör örgütü PKK ve FETÖ avukat tutmuş olsa inanın Bülent Arınç’tan daha iyi kendilerini savunan bulamazlardı.
Belli ki, Fethullah Gülen’le zamanında yediği yemekler zehirlenmeye yol açmış. Etkisi de bir türlü fikir ve düşüncelerinden gitmiyor.