FETÖ'nün siyasi ayağı mücadelesindeki lakayt ve kurnazlar!
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli geçtiğimiz günlerde gazetemiz Türkgün’e çok önemli değerlendirmelerde bulundu. Bu değerlendirmeler içinde de “Bugüne kadar sekiz ayağın yedisinde önemli mesafelerin alındığı ve örgüte büyük darbe vurulduğu izahtan varestedir. Bununla birlikte FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin bu düzeyde bir mücadele yapıldığı ve sonuç alındığı söylenemeyecektir. Devleti bu çeteden arındırırken, siyaset kurumunun da bu illetten temizlenmesi elzemdir. Ancak bu halde mücadelenin kamuoyu vicdanında karşılık bulması ve mücadeleye güveninin artması mümkün olabilecektir. “ şeklinde bir tespiti oldu. Gazete ve televizyonlar özellikle bu bölümü ön plana çıkardı. Kimi medya kuruluşları “Devlet Bahçeli’nin bu tespitlerini AKP-MHP arasında nasıl fitne ateşine döndürebilirim?” diye uğraş verirken, kimi siyasiler ise bu açıklamalar karşısında lakayt davrandı, kimileri de FETÖ ile iş birliği yaptığı halde kurnazlık peşine düştü.
“Elinde belgesi ve bilgisi olan, savcılığa şikâyet etsin” şeklinde lakayt davranan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş olurken, 2014 yılından beri FETÖ’nün tüm unsurlarıyla desteklediği CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “Sayın Bahçeli’ye açık bir çağrım var. Bir Meclis Araştırma Önergesi versinler biz de destek verelim. MHP’de de ciddi hukukçular var.
İYİ Partiden de HDP’den de arkadaşlar gelsin. FETÖ’nün siyasi ayağını bulalım.” çağrısında bulunma kurnazlığı gösteriyor. Hele ki “15 Temmuz tiyatrodur” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu çağrısı, kurnazlığı aşan yüzsüzlük ve pişkinliktir.
Numan Kurtulmuş’un lakaytlığı ise ayrı bir âlem…
15 Temmuz’dan hemen sonra “Mutlaka bu darbenin bir yerlerde, bir şekilde bir siyasi ayağının olması gerekir. Türkiye’nin siyasi tecrübesi bunu söylüyor. Kimdir, nedir o bizim işimiz değil. Biz siyaset olarak bu tespiti yaparız” açıklamasını yapmış olan Numan Kurtulmuş, bugün niçin Sayın Bahçeli’nin FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması çağrısına lakayt davranmaktadır? Yargı içinde hâlâ kriptoların hücre evi gibi çalıştığı yerler yok mu? Var ve bunu da herkes görüyor. Son zamanlarda FETÖ lehine verilen kararları kim veriyor? Biz dışarıdaki FETÖ’cüler yakalansın cezasını çeksin derken, içerideki Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak gibi darbeyi önceden bilenler serbest bırakılmıyor mu? Toplumsal baskı oluşunca Ahmet Altan gibiler tekrar cezaevine alınmıyor mu?
Her fırsatta PKK’lılara, FETÖ’cülere sahip çıkan, damadı konusunda savcılara, hâkimlere ayar vermeye kalkan Bülent Arınç gerçeğini kim görmezlikten gelebilir?
15 Temmuz sonrası “Mutlaka bu darbenin bir yerlerde, bir şekilde bir siyasi ayağının olması gerekir.” diyen Numan Kurtulmuş o siyasi ayağı buldu da ondan mı böyle vurdumduymaz bir tavır içindedir?
Bir tane akıl, vicdan sahibi, hukuka saygılı, adalet arayışı içindeki kişi çıkıp da “FETÖ’nün siyasi ayağı bedel ödedi” diyebilir mi?
AKP, CHP, HDP, SP, İP, MHP fark etmez, hangi parti olursa olsun siyasi ayağından bedel ödeyen kimse var mı?
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “siyasi ayak” açıklaması ilk defa yapılan bir açıklama değil ki!
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası defalarca ifade etmedi mi? Niye böyle yeni duymuş gibi davranıyorsunuz?
MHP Lideri Devlet Bahçeli 15 Temmuz sonrası hep “Darbe girişimi başarısız olmuştur, operasyonlar yapılmaktadır. Fakat buna rağmen FETÖ’nün siyasi ayağı hâlâ gizemini korumaktadır. Eğer 15 Temmuz darbe teşebbüsü gerçekleşmiş olsaydı, Türkiye’nin kaderi kimlerin eline geçecek, devlet ve siyasete kimler hükmedecekti?
Bu sorunun cevabını bilmek milletimizin en tâbi hakkıdır.
İhanetin çıbanbaşları kimlerdir? Yurtta Sulh Konseyi isimli rezil ve Haçlı yapılanmanın ana kadrosunu, siyaset ve bürokrasi alanındaki elebaşlarını bu aziz millet ne zaman duyacak, ne zaman öğrenecektir?” çağrısında bulunmuştur.
Yine “ FETÖ’nün siyasi ayağı da gizemini korumaktadır.
Öğretmene güç yetiyor da, siyasetteki FETÖ’cülere niye dokunulmuyor? Niye bunların üzerine gidilmiyor?
Odacı, çaycı, çorbacı biliniyor da, hatırlı ve yüksek mevkilerde bulunan veya bulunmuş FETÖ’cülere niye sıra gelmiyor, adalet ve devlet bunların semtine niye uğramıyor?
Bu gecikmenin sebebi nedir?
Bu tavsamanın, bu savsaklamanın, bu sulandırmanın gayesi nasıl izah edilecektir?
Bilmediğimiz bir müdahale, engelleyici bir blokaj mı vardır?
Yurtta Sulh Konseyi isimli melanetin tepe kadrosunu ne zaman duyup ne zaman öğreneceğiz?
Ve bunları şartlar tamam olursa, idam sehpasına ne gün çıkaracağız?” açıklamasını yıllar önce yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli olmuştur. O yüzden çizgisi net bu açıklamalar karşısında şaşkınlığa, kurnazlığa gerek yoktur.
Türk siyasetinde Numan Kurtulmuş gibi, Kemal Kılıçdaroğlu gibi siyasiler olduğu sürece FETÖ hep var olmaya devam edecektir.
Numan Kurtulmuş etrafına baksın, Kemal Kılıçdaroğlu da Meral Akşener’e sorsun… FETÖ’nün siyasi ayağına daha yakın olurlar.