24 Kasım 2024
weather
15°
Twitter
Facebook
Instagram

PKK’ya “Heval Kadir” olmayı tercih etti!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
PKK’ya “Heval Kadir” olmayı tercih etti!

      Ahmet Kaya ilk çıkardığı eserlerde milli mücadele yıllarına atıfta bulunan milli şarkılar okurken, sonradan nasıl terör örgütü PKK’nın kucağına düşüp “Vallahi Apo’yu özledim. Vallahi Dostu Özledim” şarkılarını söyleyerek PKK’lı kimliğiyle öldüyse, Kadir İnanır isimli sanatçı da artık PKK’lı kimliğini kazanarak son nefesini öyle verecek gibi gözüküyor. Sinema filmleriyle görüşü ne olursa olsun halkın her kesimi tarafından hayranlıkla izlenen Kadir İnanır’a ne olduysa PKK-HDP çizgisi dışında nefes alamaz hale geldi. Adamı PKK açılımı yapılan günlerde bir akil adam yaptılar, aklını, karakterini tamamen yitirdi. Adam artık kendini resmen PKK-HDP sözcüsü sanıyor.

      Akil Adam olduğu günlerde “Öcalan halkının lideri, önderidir” ve “Kürt başka PKK başka şeklinde bir ayrım söz konusu değildir, PKK'lılar neden kardeşimiz olmasın. PKK bir Kürt partisidir”  demişti. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli onun akil adam olduğu günlerde “Tatar Ramazan herkesi Abdurrahman Çavuş mu zannetmektedir?” diye sormuştu. Meğerse o her Kürt kökenli vatandaşımızı PKK’lı zannetmekteymiş!

      Kadir İnanır, 2013 yılından sonra kendini tamamen PKK ve HDP’ye adamış durumdadır. Pozlarını hep onlarla veriyor, hep onlara menfaat propagandası olacak yerlerde ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz haftalarda da terörist Demirtaş’ın kitabından tiyatroya uyarlanan programda PKK’lı ve CHP’lilerle birlikte poz verdi. Zaten sahnede terörist Demirtaş’ın eserini seslendiren ve oynayanda Kadir İnanır’ın sevgilisi Jülide Kural idi. Kadir İnanır PKK’nın, HDP’nin emir eri olmuş ve sanatçılık hayatını böyle bir ihanet lekesiyle bitirmiştir.

      2019’nun Nisan ayında da film galası için Diyarbakır’a gitmiş ve orada da PKK’lılarla, sonradan Kayyum atanarak görevden alınan belediye başkanlarıyla birlikte poz vermişti. O ay içinde verdiği bir röportajda da “Türkiye'nin yeniden çözüm sürecine gireceğine inanıyorum” diyerek yine ihanet günlerini özlediğini ifade etmişti.

      2007 yılında Nokta dergisinde kendisi ile yapılan röportajda terör örgütü PKK'yı emperyalist güçlerin maşası gören Kadir İnanır nasıl oldu da 2013 yılından sonra PKK’nın borazanı oldu?

      Bakın Kadir İnanır nasıl değişmiş… Sorulara ve cevaplara bakın…

      - Madem siyasete ısınıyorsunuz, Türkiye'nin yakıcı bazı meseleleri hakkında ne düşündüğünüz de ister istemez merak konusu oluyor. Hani her siyasetçinin cebelleşip altından kalkamadığı meseleler. Mesela Kürt meselesi, Ermeni soykırımı iddiaları hakkında neler düşünüyorsunuz?

      Türkiye'deki en büyük sorunlar onlar değil ki! Var olan gerçeklerden sorun yarattılar. Bunu sorun haline kim getirdi; dış güçler. Çünkü senin gelişmeni istemezler. Seni sürekli çatışma içinde tutup kendi istediği gibi yönlendirecekler. Onun için o güçlerin buradaki işbirlikçileri sorun yaratıyorlar. Hiç kimsenin böyle bir sorunu yok.

      - Kürt sorunu yok mu yani?

      Kürt sorunu var ama onu Kürtlere sorun bakalım, var mı yok mu diye.

      - Kürtler "var" diyorlar ama...

      İstanbul'da yaşayan Kürtlere sor bakalım, var mı yok mu?

      - Kürtler eğitimde, yayıncılıkta dillerini kullanamıyorlar mesela?

      Niye, Kürtçe yayın izni vermediler mi?

      - Evet, yarım saat verdiler.

      Var işte. Şimdi bundan sonra Lazlar, Çerkesler başlayacak. Yanlış anlaşılmasın, onlar da başlasınlar, ben bunlara karşı değilim ama bizim daha önce halletmemiz gereken temel hak ve özgürlükler var. Doğudaki insanların sorunları ekonomik değil mi?

      - Kürt sorununu ekonomik bir sorun olarak mı görüyorsunuz?

      Tabii. Ekonominin olmadığı yerde, kültürel etkinliğinizi de güçlendiremezsiniz. İnsanlar büyük şehirlere geldikleri zaman o kadar mutsuzlar ki... Ekonomi zayıf olduğu için, insanları yönlendirmek daha kolay oluyor. Bunlar da hep dıştaki güçlerin işi. Niye, çünkü gözle görülür bir gerçek var ki; çok geniş olan genç nüfusumuz kısa zamanda çağı yakalayacak. Türkiye'yi yakmak, yıkmak öyle kolay değil. Ama zayıf ve güçsüz, aç, sefil ve borç içinde bırakıp bir şey yapabilirler ancak. Ama işte kendi emperyalist düşüncelerini dille, kültürle, sinemayla yaymaya ve yozlaştırıp yok etmeye çalışıyorlar.

      - Türkiye'yi bu konuda hiç eleştiriyor musunuz? Türkiye kendi vatandaşı olan Kürtlere, öbür etnik yapılara hiç haksızlıklar etmedi mi?

      Haksızlıklar insanlığın tarihi boyunca vardır ama bu devlet haksızlıklara uğrayan insanların kurduğu bir devlettir. Etnik grupların beraber kurduğu bir cumhuriyettir. Bu cumhuriyetin oluşumunda bu ülkede yaşayan herkesin kanı var. Yani toplumun bir kesiminde haksızlık var da, öbüründe yok gibi bir durum yok. Şimdi yoksulluk doğu-güneydoğuda var da, Çorum'un, Kastamonu'nun köylerinde yok mu? Orada biraz daha fazla nüfus olduğu için oradaki sınırla coğrafi yapı orayı kurcalamaya daha müsait kılıyor.

      - Sanıyorum Kürt ve Ermeni meseleleri gibi hassas konularda söyledikleriniz Türkiye’nin resmi söyleminin çok da uzağında değil?

      Neden uzakta olsun ki... Ayrıca niye bunu arıyorsun. Orada sorun şöyle; bir ağa vardı ve feodal baskının altında inim inim inleyen bir halk vardı. Bu halkın bu kıskaçtan kurtulması için ben filmler çektim. Bunun yanlış olduğunu ortaya koymak için. Ama şimdi bakıyorsunuz, başka ağalar var. Eski ağalar kalmadı ki...

      - Şimdiki ağalar kimler?

      Büyük güçler işte. Oynuyorlar istedikleri gibi. O insanlar eskiden feodal düzenin altında eziliyorlardı, şimdiyse emperyalizm altında eziliyorlar. Anlatabiliyor muyum şimdi ne demek istediğimi.

***

      2007 yılındaki bu röportajına bakın ve siz karar verin. Tehdit mi, şantaj mı, menfaat mi Kadir İnanır’ı şimdi PKK’lı haline getiren?

      Bir şehit ailesi yanında görünmeyen, Diyarbakır’da evlatlarını terör örgütü PKK’nın elinden kurtarmaya çalışan anaların, babaların yanında olmayan Kadir İnanır şimdi nerede PKK’lı varsa onlarla beraber dostluk pozları vermektedir.

      Geçmişte oynadığı filmlerle halkın gönlünde taht kurmuştu, şimdi ise oynadığı ihanet oyunuyla kendinden nefret ettirmeye başladı. Karadeniz’e PKK giremiyor, barınamıyor ama Ordu-Fatsa’lı Kadir İnanır gitti PKK içinde barınmaya başladı.

      Kadir İnanır çözüm süreci döneminde AKP’lilerin gözdesiydi. AKP terörle mücadelede başarılı bir sürece geçip, terör örgütü PKK ve yaltakçısı HDP’ye haddini bildirir noktaya gelince Kadir İnanır’ı şimdi savunmak CHP ve HDP’ye kalmıştır. Toz kondurmuyorlar ama sıkışınca da “Kadir İnanır’ı akil adam yapan AKP” diye işin içinden sıyrılmaya çalışıyorlar.

      Geçen hafta Demirtaş’ın tiyatrosu ve oraya katılanların tartışıldığı bir programda, Türkgün gazetesi Ankara temsilcisi Kadir Yıldız, Kadir İnanır'ın “Abdullah Öcalan halkının lideri, önderidir” sözünü hatırlattığında programdaki CHP’li Barış Yarkadaş ve Hürriyet muhabiri İsmail Saymaz şu şekildeki diyalogla hem Kadir İnanır’ı korumaya, hem de Kadir Yıldız’la adeta dalga geçmeye çalışmışlardı:

      İsmail Saymaz: Ne ara dedi bunu?

      Barış Yarkadaş: Nerde dedi ya?

      Kadir Yıldız: Açın bakın kayıtlarda var.

      Barış Yarkadaş: Buna kim inanır ya? (kahkahalar)

      İsmail Saymaz: Kadir buna kim inanır (kahkahalar)

      Kadir Yıldız: Kayıtlarda var.

      Barış Yarkadaş: Yapma ya. (kahkahalar)

      İsmail Saymaz, Kadir İnanır’ın PKK aşkı konusunda bilgi eksikliği olsa da bu gibi konularda çoğu zaman doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilen oluyor ama Barış Yarkadaş HDP-Demirtaş’ı savunma konusunda asla taviz vermiyor. Zaten Kadir İnanır’la birlikte terörist Demirtaş’a destek vermek için o tiyatroda boncuk tanesi gibi dizilen kişilerden birisi de CHP’li Barış Yarkadaş’tı.

      Oysa gerek İsmail Saymaz’ı, gerekse Barış Yarkadaş’ı yaşadığım diyaloglardan dolayı yazılarımı iyi takip eden kişiler olarak biliyorum. O televizyon programdan iki-üç gün önce Türkgün gazetesinde “Terörist Demirtaş’ın eserinin yansıtıldığı tiyatroya ayrıca HDP eş Başkanı Pervin Buldan, HDP eski Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve ‘Abdullah Öcalan kendi halkının önderi’ diyen sanatçı bozuntusu Kadir İnanır da katılmışlardır” cümlelerini yazmıştım. Hatta o yazı içinde CHP’li Barış Yarkadaş’ın ismi de geçiyordu. CHP’li Barış Yarkadaş en azından o yazımdan sonra Kadir İnanır’ın bu sözünü araştırmış olsaydı, Türkgün gazetesi Ankara temsilcisi Kadir Yıldız karşısında böyle rezil olmazdı. O programdan sonra mizah üstüne mizah üretildi sosyal medyada…

      Kadir İnanır için bahis oynamaya gerek yok. O artık PKK-HDP hizmetkârlığında “Heval Kadir” olmuştur. Birde Kandil’e gidip teröristlerle poz verirse ondan mutlusu olmayacaktır.

      Kadir İnanır eskiden sevgi, aşk, kardeşlik, dostluk, iyilik rollerini oynayan halkın gönlüne girmiş bir sanatçıydı, şimdi ise kendi deyimiyle “Güneydoğu’yu karıştıran emperyalist güçlerin”, yani PKK’ya silah yardımı yapan ABD’nin borazanı olmuştur. Bir adam “Selvi Boylum, Al Yazmalım” gibi filmleriyle anılmak yerine yetmiş yaşından sonra niye ihanete adım atar, PKK’ya hizmet eden hain olarak anılmak ister ki?

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *