25 Kasım 2024
weather
15°
Twitter
Facebook
Instagram

Selde, depremde hep tatilde insanlık bunun neresinde?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

      31 Mart yerel seçimlerinin gündeme kazandırdığı, hiçbir sözü ve davranışıyla güven vermeyen Ekrem İmamoğlu, yine bir tatil pozuyla gündem olmayı başardı. Çünkü adamın hayat felsefesi “Tatil bazı insanlara yakışmıyor ama bana yakışıyor” sözünde şekillenmiş…

      31 Mart seçimlerinin iptal edilme sürecinde “Mazbatamı hemen verin, İstanbul’a hizmet etme noktasında bir saniye bile kaybedecek vaktimiz yok” diyordu. Tekrarlanan 23 Haziran seçimlerinde oyunu arttırarak tekrar seçildiği halde, makama oturduğu günden bu yana ağustos böceği gibi konuşmaktan başka hiçbir şey yapmadı. Göreve geleli 7 ay oldu ama hizmet adına söyleyebileceği hiçbir şeyi yok…

      Terörist Demirtaş’ı sürekli övmek, terör örgütüne yardım ve yataklık ettiği için kayyum atanan HDP’li belediye başkanlarına sahip çıkmak, HDP’li belediyelere atanan kayyumları Fransa’da Avrupa’ya şikâyet etmek, danışmanına kendini öven kitap yazdırıp Türkiye genelinde reklam panolarını süsletmek, terör örgütlerine karşı yapılan Barış Pınarı Harekâtı’na karşı çıkmak… Bunlar dışında, belediye hizmetiyle ilgili anıldığı bir konu var mı? Varsa siz söyleyin…

      Ekrem İmamoğlu göreve geldikten sonra İstanbul’un en büyük sınavı sel baskını oldu. Ama o her yönden sınıfta kaldı. İstanbul’da sel olduğunda Ekrem İmamoğlu Bodrum’da altı günlük tatildeydi. İmamoğlu’nun vekil tayin ettiği Hasan Aksu bile “Bugün kendisine ulaşma imkânı olmadı” açıklaması yapmıştı. İstanbul’u sel götürüyordu ama “Bir saniye bile kaybedecek vaktimiz yok” diyen Ekrem İmamoğlu’na kendi kadrosu bile ulaşamıyordu. Sel İstanbul’u götürürken Ekrem İmamoğlu teknede, sahilde, konserlerde poz veriyordu. Kamuoyu baskısı olmasa, Bodrum’u bırakıp gelmeye niyeti bile yoktu. İstanbul’a geldi, bir gün kalıp tatiline devam etmek için Bodrum’a geri döndü. İstanbul halkına verdiği önem, işte bu dereceydi. İstanbul halkı da, kendine işte böyle birini layık görmüştür.

      Allah korusun bahsedilen deprem İstanbul’da yaşansa, böyle bir zihniyetin ve karakterin varlığında İstanbul halkının korunması mümkün değildir. Zihniyeti hep tatilde, düşünceleri hep kurnazlıkta olan, pişkinliği ve yüzsüzlüğü en kolay davranış olarak sergileyen Ekrem İmamoğlu, İstanbul halkı için gerçekten büyük bir talihsizliktir. Zaten onun için de İstanbul halkının bir önemi yoktur. Türk siyasetine proje olarak konumlanmak isterken egosuyla, çapsızlığıyla ve ihtiraslarıyla deşifre olmuştur.

      Karadenizli kimliği vardır ama Karadeniz insanı gibi davranmamaktadır. CHP’li kimliği taşımaktadır ama Atatürk’e ihanet etmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’dır ama İstanbul’a hizmet etme gibi bir kaygısı, tasası yoktur. Üç yıl daha İstanbul ona nasıl katlanacak, inanın bilmiyorum.

      Hele Elazığ depremi sonrası hâlâ acılar ortada iken verdiği tatil manzarası “Bu nasıl bir insan?” sorgusunu tekrar tekrar yaptırmıştır. Elazığ’a geliyor, deprem bölgesinden bir iki poz veriyor. Daha sonra Tunceli ismini Dersim yapmaya kalkan hadsiz Tunceli Belediye Başkanı ‘Pos Bıyık’ı ziyaret ediyor. Sonra ver elini Palandöken…

      Meğerse Elazığ depremi, tatil yapması için bir bahaneymiş…

      Erzurum’un hemen dibinde Elazığ’da, Malatya’da depremde hayatını kaybeden 41 vatandaşımız ve binlerce yaralanan insan var. Ama o Palandöken’de “Keyfini çıkarın buraların” diye vatandaşa kameralar önünde akıl verirken görüntüleniyor.

      Elazığ’da enkaz altındakileri kurtarma çalışmalarındaki askerler “Kurtarmaya geleceğim, tamam” diye yüreğimizi yakan ses tonuyla haykırırken, Ekrem İmamoğlu’nun da “Tamam, kayıyorum” efektli kayak manzaralarını izledik. Elazığ’da, Malatya’da feryatlar, figanlar var iken, Erzurum’da tatil pozları veren Ekrem İmamoğlu’nda pek utanma duygusu yok ama hiç değilse İstanbul’da yaşayan 150 bin Elazığ doğumludan, 392 bin Malatya doğumludan utansaydı. Hani hep diyor ya “İstanbul’da 16 milyonu temsil ediyorum” diye… Yani o 16 milyon içinde 550 bine yakın Elazığlı, Malatyalı vatandaşımız var…

      Ama onun ne İstanbul’dakilere, ne Elazığ ve Malatya’dakilere bir saygısı, vefası ve insanlık duruşu vardır. Sosyal medyada “Ekrem İmamoğlu kazansın” diye en çok çaba verenler bile, acının yanı başında tatil yapan Ekrem İmamoğlu’na çok büyük tepki gösterdiler. Yaptıklarının insanlıkla, edeple, adapla bağdaşmayan davranışlar olduğunu vurguladılar.

      Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul için külfet olduğunu herkes anladı ama iş işten geçti. İstanbul halkı bir arayış içinde maceraya girdi. Fakat faturası da böyle bir karakter tarafından yönetilmek oldu.

            Seçimler öncesi İstanbul halkını Ekrem İmamoğlu’nun karakteri, huyu, ilişkileri, HDP-Demirtaş sevdası konusunda çok uyardık. Beynindekinin hizmet değil, siyasi projelerde figüranlık olduğunu defalarca vurguladık…

      İstanbul’un doğal felaketlerinde bile İstanbul halkının yanında olmayan birini herhalde İstanbul halkına tekrar tekrar anlatmaya gerek yoktur.

      “Her şey çok güzel olacak” diyen hayal pazarlayıcıları… Anlatın bakalım güzel olan ne var?

      Her şeyden önce malum şahısta insanlık olmadığını anladınız mı?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *