Suriye'deki emperyalizm ikiyüzlülüğü ve alçaklığı
Esad’ın rejim güçleri, İdlib’de Türk askerlerini hedef aldı. Alçak saldırıda 7 askerimiz ve 1 sivil personel şehit oldu, 13 askerimiz de yaralandı. Rejim güçlerinin daha önce de Türk askerine yönelik saldırıları olmuştu ama bu kadar şehidimiz ve yaralımız olmamıştı.
Rejim güçleri kendi sivil ve masum halkının üzerine bomba yağdıracak kadar tıynetsiz olunca, adalet ve huzur için orada olan Türk askerine yönelik alçaklığı da normal olmaktadır.
Suriye, emperyalizm güçlerinin pay kapma sahasına dönüştürülmüş durumdadır. ABD, Rusya, İran bu manada Suriye’de yerleşik düzendedir. Türkiye de, Ahmet Davutoğlu’nun aklıyla başımıza sarılan Suriye belasını düzeltmeye ve sınırımızdaki terör tehlikesini bertaraf etmeye çalışmaktadır. Türkiye, terör örgütleri PKKDEAŞ karşısında başarılı bir mücadele vermiştir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtı bu manada tarihe geçen operasyonlar olmuştur. Bu operasyonlarla etki altına alınan tüm yerlerde bölge halkı Türk askeri sayesinde huzurda ve güvende yaşamaktadır.
Türk askeri, Suriye üzerinde bunu başarırken, ipini tamamen Rusya ve İran’a bırakan Beşar Esad ise halkının huzurunu sağlamayı bırak, çocukların üzerine bile bomba yağdırmaktadır. Bu manada Beşar Esad’ın caniliği artık tescillenmiştir.
Suriye’de kimin eli kimin cebinde belli değildir. Terör örgütü YPG, hem ABD’nin kucağında, hem Rusya’nın kucağında… Terör örgütü YPG’ye silah yardımını ABD yapıyor. Stratejik ve lojistik desteği de Rusya veriyor. ABD ve Rusya, Suriye üzerinden güç gösterisi yaparken, her ikisi de terör örgütü YPG’ye yakın durmaktadır. Diktatör Beşar Esad ve Suriye’deki varlıklarını terör örgütlerine karşı mücadeleyle izah eden ABD ve Rusya, terör örgütlerinin üzerine değil, masum sivillerin üzerine bomba yağdırmaktadır.
Terörle mücadele eden, ayak bastığı yere huzur ve adalet getiren Türk ordusundan ABD’nin, Rusya’nın, İran’ın ve Beşar Esad’ın rahatsızlığı aşikârdır. Türkiye ara sıra bölgede ABD ve Rusya askerleriyle devriye gezse de, ABD ve Rusya’nın ikiyüzlülükleri ortadadır.
Mesela rejim güçlerinin Türk askerlerine yönelik saldırılarında nasıl Rusya ikiyüzlülük yaptıysa, şehit askerlerimizin ardından ABD’nin taziye yayınlaması da büyük bir ikiyüzlülüktür.
ABD’nin, terör örgütü YPG’ye yaptığı silah yardımı yüzünden kaç tane askerimiz şehit olmuştur. Bu yönüyle askerlerimizin katili olan ABD, taziye yayınlayarak yüzsüzlük yapmaktadır.
Türkiye dışında kimse Suriye’de barış, huzur ve adalet arayışında değildir. Türkiye dışında terörle mücadele eden ülke yoktur. Suriye, İran, ABD, Rusya terör örgütlerini sadece çıkarları için kullanmaktadır.
Türkiye, İran ve Rusya ile yaptığı Astana Zirvesi’nde tüm anlaşmalara uyarken, Rusya ile yaptığı Soçi Mutabakatı’na her yönden uyum sağlarken, rejim güçlerinin İdlib’de Türk askerine saldırısı ikiyüzlülüğün kanlı bir tezgâhı olmuştur. Elbette bu ikiyüzlülük, bu yaşanan olayla son bulmayacaktır. Bu üç ülkenin iflah olmayan emperyalist duyguları ve diktatör Beşar Esad’ın cani duyguları birleşince, Suriye’nin kurtuluşu ve huzura erişi de mümkün gözükmemektedir.
Rusya ve Beşar Esad her şeyden önce sivil katliamını, masum insanların üzerine bomba yağdırmayı bırakmalıdır. Türk ordusunun Suriye’deki huzur ve güven sağlama varlığına karşı da alçak pusulardan vazgeçmelidirler.
Suriye’nin bu hale gelmesini, vicdan ve akıl sahibi kimse elbette istemezdi. Yanlış politikalar, yanlış uygulamalar ve emperyalizm oyunları Suriye’yi iç savaşın kanlı ortamına getirdi. Bu konuda Ahmet Davutoğlu döneminin çok büyük vebali var ama Türkiye’nin artık yapabileceği, Suriye’den gelebilecek tehditleri bertaraf etmek ve mazlum insanlara sahip çıkma misyonunu akılcı bir şekilde uygulamak olmalıdır. Suriye’de terör örgütü YPG’ye kurdurulmak istenen terör ordusu ve devletinin direkt hedefi Türkiye’dir. “Suriye’de ne işimiz var?” diyenlerin anlamadığı ya da anlayıp işine gelmediği konu budur. Mesela Türkiye’ye saldıran terör örgütü YPG’ye “Vatanını korumaya çalışan oluşum” diyen CHP, “Suriye’de ne işimiz var?” propagandasını en çok yapan partidir. “YPG bize saldırmaz” diyerek terör örgütü koruyuculuğu yapanlar, “Suriye’de ne işimiz var?” diyorsa, emin olun silahlarını ABD’nin verdiği terör örgütünün kurmaya çalıştığı sözde Kürdistan’ın uşaklarıdır. Bu manada ABD, Rusya ve İran’ın ikiyüzlülüklerinin yanına Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sini de eklemek lazımdır. İşin tuhaf tarafı, Türkiye’nin Suriye politikasında tuhaf aklıyla yön veren Ahmet Davutoğlu ile şimdi beraber hareket eden de CHP ve yancılarıdır.
Türkiye daha büyük acılar yaşamamak için ciddi önlemler almalıdır. Suriye üzerinde hedefi olan emperyalistler, Türkiye’yi oyunlarını bozan güç olarak gördüğü için sürekli hedef yapacaktır. Orada yerleşik düzene geçmiş hiçbir devlete güven olmayacağı anlaşılmıştır.
Suriye meselesi Türkiye’nin varlığına yönelen bir tehdittir. Sınırlarımızı bu yüzden geçilmez set yapmalıyız.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Türkiye milli güç unsurlarını derhal ve devasa bir şuurla harekete geçirmeli, ateş nerede yanıyorsa orayı söndürmeli, fitne ve musibet nereyi kavramışsa orayı kesip atmalıdır.” çağrısı da bunun için çok önemlidir.
Kahraman şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.