Şehitler tepesinde yatanların katilleri ve yoldaşları!
Milli şairimiz merhum Arif Nihat Asya'ya ait "Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor" şiirindeki şu mısralar, Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Buradan bütün milletime söz veriyorum; Millet İttikafı'nın iktidarında şehitler tepesi boş kalacak..” sözlerinden sonra yine gündeme geldi, yine herkes paylaşmaya başladı.
“Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor!
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgâr bekliyor!
Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye? ...”
Türk milleti, cennette en büyük şehitler ordusuna sahip bir millettir. Tarih boyunca vatan, millet, din, bayrak yolunda verdiği mücadeleye ve ödediği bedellere bakın, inancı, imanı olan herkes bunu onaylayacaktır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Şehitler tepesi boş kalacak” sözüne, söyleyenin ilişkilerine, düşüncesine, yan yana geldiklerine bakarak üzerinde çok durulması gerektiğine inanıyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu madem “Millet İttikafı'nın iktidarında şehitler tepesi boş kalacak..” dedi. Gelin bunu tartışalım.
Türk milletinin tarihindeki savaşlarda verdiği yüz binlerce şehidimizi rahmetle anarak, sadece 1974 yılında kurulan terör örgütü PKK ile verilen mücadelede “şehitler tepesini” dolduran şehitlerimiz üzerinden Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini değerlendirelim.
PKK’nın terör saldırılarında on binlerce insan hayatını kaybettiği gibi kurulduğu günden bugüne kadar 16.500 asker ve polisimizi şehit verdik. Halen de vermeye devam ediyoruz. Demek ki, Türk milletinin şehitler tepesini terör örgütü PKK’nın şehit ettiği askerlerimiz de doldurmuş…
Askerlerimizi, polislerimizi şehit eden terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantısı HDP ile şimdi kim beraber hareket ediyor? Bu sorunun cevabına Kemal Kılıçdaroğlu demeyecek bir tane akıl sahibi var mı?
“Şehitler tepesini” dolduranlarla hareket edip, “Şehitler tepesi boş kalacak..” demek, nasıl bir mantık o zaman?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” ve “Türkiye'nin beka sorunu yok, ABD'nin desteklediği YPG bize saldırmaz” dediği, bizzat teröristbaşı Öcalan tarafından kurdurulan ve tüzüğündeki ana ölçüsü “Önder Öcalan’a bağlılık” olarak işaretlenmiş terör örgütü YPG’nin şehit ettiği 200’e yakın askerimiz şehitler tepesinde değil mi?
Millet İttifakı'nda Kemal, Meral, Temel ve bu ittifakın resmi olmayan gerçek ortağı Pervin-Mithat iktidar olduğunda PKK-YPG “biz zaten ülkeyi yönetiyoruz” diye mi şehitler tepesine şehit göndermeyecek Kemal Kılıçdaroğlu?
Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuyu gerçekten çok iyi açman gerekiyor. Hem şehitlerimizin katilleriyle yoldaşlık yapıyorsun, hem “şehitler tepesi boş kalacak..” diyorsun… Nasıl yani?
Suriye’den leşi gelen YPG’li terörist Aziz Güler’in tabutunu CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve Gamze Akkuş İlgezdi karşıladığı halde biri tekrar milletvekili, diğeri hem milletvekili, hem genel başkan yardımcısı yapılmadı mı senin tarafından?
“Hiçbir şeyden tiksinmedim, şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar” diyen Sera Kadıgil’i CHP’de milletvekili, parti meclis üyesi yaparak mı “şehitler tepesi” nutukları atıyorsun?
“Kim şehit olmak istiyorsa gitsin olsun. Aptalca politikalar yüzünden ölen masum insanlara şehit diyerek ölümü kutsamaktan vazgeçin artık” diyen, "Mehmetçik insanlık dersi verdi" diye verilen haberi Habertürk'de şimdi izledim ve sadece utandım. İzlemeye bile” diyen, "Ağlama oğlun şehit oldu" Ne zaman "Ulan gerzekler, ben oğlumu şehit olsun diye mi büyüttüm" dersek, oğlumuz şehit olmayabilir” diyen ama şehitlerimizin katili PKK’nın kurucusu teröristbaşı Sakine Cansız öldürülünce edebiyat parçalayarak ağıtlar yakan, MLKP kurucusu olan terörist için “Hasan Ocak yaşıyor. Komutana bin selam!” twitini atan Canan Kaftancıoğlu gibi birini İstanbul İl Başkanı yapan Kemal Kılıçdaroğlu sen kim, “şehitler tepesi” üzerinden nutuk atmak kim?
“Şehitler tepesine” askerlerimizi gönderen senin yoldaşın PKK iken, “şehitler tepesine” askerlerimiz gitmesin diye terörle mücadele edenlere karşı nasıl siyasi ukalâlık yapabiliyorsun?
Hendek-çukur olaylarında askerimiz, polisimiz terörle mücadele ederken “şehitler tepesine” 793 yiğidini teslim etmişken, o asker ve polislerimizin katili teröristleri “Şanlı direniş gösteriyorlar” diye motive eden, terörle mücadele eden askerimize, polisimize “"Gazetelerine bir bakın. Büyük temizlik operasyonuymuş. Silip süpürme operasyonuymuş. Siz kimsiniz ya? Kimi, nereden süpürüyorsunuz? Bu toprakların ancak kanalizasyonunu temizlersiniz. Başka da bir şeyi temizleyemezsiniz“ şeklinde hakaret eden terörist Demirtaş için Türk devletine her gün “Niçin cezaevinde, serbest bırakın” çağrısı yaparak mı şehitler tepesindeki askerlerimize, polislerimize sahip çıkacaksın?
“Öcalan önderimiz” diyen HDP’nin, bölücü terör örgütüne yardım ve yataklığı ortada iken, onlarla iş birliği ve ittifak yapıp nasıl oluyor da “şehitler tepesi” istismarı yapabiliyorsun?
Terör örgütü PKK ile hareket ediyorsan, şehitler tepesindeki tüm şehitlerimizin bir katili de sen oluyorsun Kemal Kılıçdaroğlu!
Mustafa Kemal Atatürk “Bu sahada akan Türk kanları, bu gökyüzünde uçan şehit ruhları devlet ve cumhuriyetimizin sonsuz koruyucularıdır” derken, bugün onun mirasyedisi olan Kemal Kılıçdaroğlu şehitlerimizin katilleriyle, devlet düşmanlarıyla, Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmeye çalışanlarla kol kola gezmektedir.
Türk milleti yine binlerce şehit verecektir ama asla Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK’lı yoldaşlarına bu ülkeyi böldürmeyecektir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “şehitler tepesi” nutukları atması şehitlerimizin ruhu için züldür.
Askerimizi, polisimizi şehit eden, masum vatandaşlarımızı öldüren PKK, YPG, PYD, FETÖ, DHKP-C, MLKP ne kadar terör örgütü varsa hepsinin gönüllü avukatlığını yapan bir CHP yaratan Kemal Kılıçdaroğlu, bu ülkede şehitlerimizin ismini anabilecek en son kişidir.
Şairimizin dediği gibi “Askerimizin yattığı toprak belli, tuttuğu bayrak belli” ama aynı zamanda şehitlerimizin katili de, onlarla yoldaşlık yapanlar da bellidir.
“Şehitler tepesini” kirletme, uzak dur Kemal Kılıçdaroğlu!