Tunceli dağındaki "TÜRK" adına alerji duyanlar!
Tunceli’ye huzur ve güven getiren askerlerimizin bu çalışması elbette birilerini rahatsız etti. Türk milletinin vatanında, Türk ordusunun mensupları “Ne Mutlu Türk’üm diyene” yazamayacak da ne yazacaksa, ilk tepki Ahmet Davutoğlu’nun partisinden geldi. Levent Gültekin ve Adem Özköse ardından diğer zıplayanlardan oldu. En acı olanı da milli mücadele verilen bir dönemde Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet’in o videoyu paylaşıp üzerine “Olmamış bu. Hiç iyi yapmamışlar” şeklinde yorum yazması olmuştur.
Türk devletinin kararlı terörle mücadelesi ve Cumhur ittifakının bu konuda taviz vermeyen duruşu, Doğu ve Güneydoğu’nun çehresini olumlu yönde değiştirmektedir. Bölge PKK-HDP pisliğinden temizlendikçe hem huzur geliyor hem de hizmet daha sistemli taşınıyor. Doğu ve Güneydoğu’da kayyum atanan HDP’li il ve ilçe belediyelerine bakın hem hizmete doyuyor, hem de oralarda huzurun, güvenin hâkimiyeti oluşuyor. HDP sadece PKK’nın terör misyonunu yaşatmak için bölge halkını baskı altına alıyor, tüm belediye imkânlarını terör örgütüne hizmet olarak sunuyordu. Seçimlerden önce HDP ve PKK’yı korumak isteyenler hep “AKP, MHP ile yaptığı Cumhur ittifakından dolayı Kürt kökenli seçmenlerin oylarını kaybedecek” diye fitne yaydılar. Fakat sonuçta hem AKP, hem MHP oyunu en fazla Doğu ve Güneydoğu’da artırmış, birçok il ve ilçe belediyeleri kazanmıştır. Hatta o fitneyi yayanlar “Nasıl olur MHP oyunu bu bölgede artırır?” diye adeta şok geçirmişlerdir. HDP’nin elinden AKP’nin kazanmasıyla alınan Şırnak ve Ağrı Belediyelerinin zaferinin Türk bayrakları ile halk tarafından coşku içinde kutlanması hafızalardadır. Şırnak’ta onbinlerce kişinin terörü protesto etmek için elde Türk bayrakları, dilde “Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez” sloganlarıyla yürümesi çok önemli gelişmeler olmuştur. Cumhur ittifakı mensubu belediye başkanlarının, bölgeye atanan valilerin, HDP’li belediyelere atanan kayyum yöneticilerinin özverili, milli duyarlı ve halkı kucaklayan çalışmaları gerçekten takdire şayandır. Mesela herkesin övgüsünü alan Tunceli Valisi Sayın Tuncay Sonel’in Tunceli’nin huzuruna, güvenliğine, güzelleşmesine sağladığı katkı bunlardan biridir. Terörle, terör örgütleriyle anılan Tunceli şimdi Sayın Tuncay Sonel’in başarılı devlet adamlığı sayesinde turizm bölgesi, huzur kenti oldu. Halkla iç içe, hangi vatandaşın bir derdi olsa orada anında Tunceli Valisi Sayın Tuncay Sonel’in izini, kendisini görebiliyorsunuz. Sayın Tuncay Sonel Tunceli’nin adeta herşeyi olmuş, hizmette sınır tanımıyor. Sayesinde güzelleşen Tunceli’ye, güzel bir gönül adamı olmuş Tunceli Valisi… Üç yılda Tunceli’ye güzellik üstüne güzellik katmış… Sayın Tuncay Sonel, halkın içinde hizmetlere koşuşturduğu gibi, her daim terörle mücadele eden asker ve polislerimizin yanında da güven abidesi ve devletin şefkat eli olarak milli duruş sergilemektedir.
İşte böyle bir hizmet ve gönül adamı olan Tunceli Valisi, geçtiğimiz günlerde askerlerimizin Tunceli- Pülümür dağlarında yaptığı bir çalışmayı sosyal medya hesabından paylaştı. Neydi o paylaştığı?
Askerlerimizin taş, kaya, boya malzemeleriyle dağın bir yüzüne “Ne Mutlu Türk’üm diyene” yazdığı çalışmaya dair bir video idi… Terör örgütlerini dağlardan temizleyip Tunceli’ye huzur ve güven getiren askerlerimizin bu çalışması elbette birilerini rahatsız etti. Türk milletinin vatanında, Türk ordusunun mensupları “Ne Mutlu Türk’üm diyene” yazamayacak da ne yazacaksa, ilk tepki Ahmet Davutoğlu’nun partisinden geldi. Levent Gültekin ve Adem Özköse ardından diğer zıplayanlardan oldu. En acı olanı da milli mücadele verilen bir dönemde Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet’in o videoyu paylaşıp üzerine “Olmamış bu. Hiç iyi yapmamışlar” şeklinde yorum yazması olmuştur. Hadi diğerleri zaten HDP’ye kayyum atanmasına karşı, terörist Demirtaş için “tahliye edilsin” diyor, Suriye’de terör örgütü YPG’yi taraf seçenlerden ama “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözü terörle mücadele edenlerin safındaki birini nasıl rahatsız edebilir?
Bu klasik “Bölge halkını ürkütmeyelim, diğer etnik kökenleri küstürmeyelim” mantığı mı? O halde bu mantığa göre Türk milleti, Türk ordusu, Türk devleti, Türk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti falan demeyelim. Bunların hepsinin ürkütme, küstürme payı çok yüksek… Bu mantık bölgede tutunmak isteyen bölücüleri güçlü tutma mantığıdır. Bölge halkının Türk milletinin mensubu olmakla bir sıkıntısı yoktur. Oradaki tek sıkıntı terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP’nin bölücü faaliyetleridir. Halk bunlardan kurtuldukça bayrağına, vatanına, milletine daha çok sahip çıkmaktadır. Türk’ün vatanında Türk’üm denilmeyecekse batsın bu dünya…
Bayrağımızı temsil eden Ay Yıldız’ın yanına “Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözünün görsel olarak terörden temizlenen Tunceli dağına askerlerimiz tarafından yazılmasına “Olmamış bu. Hiç iyi yapmamışlar” diyen Mehmet Acet’e göre olmayan, iyi yapılmayan nedir? Kendisini Ahmet Davutoğlu ekibiyle, Levent Gültekin gibilerle yanyana getiren nasıl bir düşüncedir? Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün milli kimliğimizi ifade eden bir sözünden rahatsızlık duymak ne demektir? O halde bölgedeki Türk bayraklarını dahi toplayalım. Türk milletinin tapulu vatanında “Ne Mutlu Türk’üm diyene” diyemeyecek miyiz? Hem de bunu canıyla, kanıyla terörle mücadele eden askerlerimiz hazırlıyorsa onları hedef mi göstereceğiz?
Mehmet Acet’in mantığından bakacak olursak Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti /Tarihlere sorun ki bize ‘Ölmez Türk’ derler” marşını konuşmasında ifade eden Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ölmez Türk” derken yanlış mı yapmıştır?
Bir lüzumsuz CHP milletvekili milletin iradesi için “Düşman gibi denize dökeceğiz” dediğinde ona “Kimi denize döküyorsun ya? Türkoğlu Türk’ünü denize dökeceksin, Yunan mı bu ulan?” dediğinde, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkoğlu Türk’ünü” ifadesini kullanarak yanlış mı yapmıştır?
Türk Konseyi toplantısında “Türk ellerine Türkiye’den canı gönülden selam ediyorum” derken Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türk elleri” diyerek yanlış mı yapmıştır?
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkoğlu Türk”, “Ölmez Türk”, “Türk elleri” dediği için, büyük Türkçü Ziya Gökalp ve Hüseyin Nihal Atsız’dan şiirler okudu diye Doğu ve Güneydoğu’da isyanlar mı çıktı? O yüzden bırakın milletin, devletin milli kimliğiyle uğraşmayı… Türk milletinin bir adı var, o yaşayacak, yaşatılacak…
“Ne Mutlu Türk’üm diyene” sözünden etnik bölücüler, ırkçılar rahatsız olur. Türk milletine mensup, vatanını, bayrağını seven hiç kimse bu sözden rahatsız olmaz.
Doğu ve Güneydoğu’daki gelişmeleri iyi okumak lazım. Bölge halkının devletle bütünleşmesini iyi görmek lazım. Canla, başla terörle mücadele eden asker ve polislerimizin moralini bozacak işlerden uzak durmak lazımdır. Türk milletinin değerleri için şehit olmayı göze alanların verdiği emeğe teşekkür etmesi gerekenler, bir de onlara suçlu muamelesi yapmasın… Sözümüz elbette Mehmet Acet gibi yazarlar içindir. Diğer tepki gösterenler zaten PKK’yı, HDP’yi, terörist Demirtaş’ı kendine yoldaş edinenlerdir.
Bu ülke, milli kimliği ve milli ruhu korunarak yaşatılır. Türk milleti kucaklayıcı kimliktir. Milli değerler etrafında herkesi bağrına basmıştır. Eller istiyor diye de Türklüğümüzden vazgeçecek halimiz yok…