Hedef yoksa, uyarıcı lazım
Hava sıcak ve nemli… Taraftar yok… Hedef? İstek, forma için oynama? …
Rakip haftalar sonra aldığı galibiyet ile dibe inişi durdurup, “fikstürümüz iyi, puan alalım, fazlası olursa da iyi olur” düşüncesinde sahada… “Kazanmak ne olacak ki?” Fenerbahçe’nin ilk şutu, 45+2’de pozisyonu zorlayan Garry Rodrigues’ten geldi. Konuk takımın acelesiz girdiği bir-iki pozisyonu ciddiye almayan kenar yönetim, ikinci yarıda direkten dönen topunun yarattığı gerilim ile harekete geçirdi. Takımın sportif direktörü gibi çalışan ‘abi’ Emre Belözoğlu, hırsı, kazanma arzusunu sahaya taşımak için oyuna girdi. Girer girmez, bir de ‘profesyonel uyanıklıkla’ hakemi aldatıp rakibin on kişi kalmasını sağlayınca, istenen oldu. Canlandı Sarı Lacivertliler, golü ve sonrasında pozisyonları buldu. Öne geçtikten, bir iki de pozisyon bulduktan sonra Emre’ye rağmen gevşeyen takıma ikinci uyarı, yine rakipten geldi. Konuk takımın iki duran topla attığı goller, Fenerbahçeli futbolculara “Eyvah!” dedirtti. Uzatma bölümündeki yoğun baskı, yenilgiyi kabul etme noktasından, galibiyeti koruma durumuna geçen konuk takımın direncini çabuk kırdı.