20 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Kutsanmış ağabey sendromu...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Siz herhangi bir televizyon kanalında eski DYP’li, eski ANAP’lı veya eski DSP’li sıfatlı birinin boy gösterdiğine şahit oldunuz mu?

Ya da herhangi bir gazetede eski komünist, eski sosyalist veya eski liberal sıfatlı birinin röportajına yer verildiğini gördünüz mü?

Böylesi bir duruma şahit olamaz, göremezsiniz…

***

Ama “eski MHP’li”, “eski Ülkücü” sıfatı verilen figüranların televizyonlarda boy gösterdiğine ya da gazetelerde çarşaf çarşaf röportajlarına yer verildiğine tanık olursunuz.

Hem de uzun yıllardan beri…

Peki, bu durumun nedenini hiç sorguladınız mı?

***

MHP’de siyasete başlayan fakat daha sonra parti parti gezip ideoloji değiştirme çılgınlığı yaşayan bu tiplerin neden hep başlangıç noktaları referans alınıyor?

Bu isimler gittikleri yeni adresleriyle değil de Ülkücülükten fersah fersah uzaklaşmalarına rağmen neden hâlen “ülkü devi” olarak gösteriliyor?

Başbuğ Alparslan Türkeş’in karşısına dikilmiş, Lider Devlet Bahçeli’ye bayrak açmış ve kim MHP’ye operasyon çekmeye kalkışmışsa onun yanında yer almış isimler neden “Ülkücü efsane” gibi lanse ediliyor?

***

Bir malın alıcısı neredeyse oraya pazar kurulur derler…

Sayıları az da olsa içimizden MHP’ye akla hayale gelmeyecek iftiralarla saldıran kara propagandacıların akıntısına kapılanların varlığı bu fitne pazarının her daim açık olmasına sebep olmuştur.

Kara propagandacılar bilseler ki onların fitne fırtınası kayadan bir toz tanesi koparamıyor, fırtınayı bir kenara bırakın yalan rüzgârı dahi estirmeye cüret edebilirler mi?

***      

Şimdi size bu fitne pazarına son verecek bir kitap önerisinde bulunacağım…

Artık doğruyu yalandan, sadakati ihanetten, iyiyi kötüden ayıracaksınız…

Nasıl mı, gazetemizin başyazarı Yıldıray Çiçek’in geçtiğimiz günlerde Berikan Yayınevi’nden çıkardığı “Kutsanmış Ağabey Sendromu” kitabını okuyarak, okutarak…

***

Bu kitap sayesinde geçmişte Ülkücü Hareket’i hedef alanların ve yazılan senaryolara figüran olanların aslında neyin peşinde koştuklarını, hangi ihanetlerin altına imza koyduklarını, ne tür vefasızlıkları gösterdiklerini öğreneceksiniz…

Böylece gelecekte benzer girişimlerde bulunmaya yeltenenleri gözünden tanıyacaksınız…

Sayın Çiçek, kitabıyla ilgili en büyük temennisini “Ülkücü gençliğin bu sayfaları satır satır okuması, kim dava adamı kim davayı satan hepsini mukayese etmesi” olarak belirtiyor, bu temenni sizce de Ülkücü Hareket’i hedef alanların ipliğinin pazara çıkartılması adına gerçekleştirilmeyi hak etmiyor mu?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *