İtibarı çapsızlarla paspas olan Kılıçdaroğlu!
Bu sürecin büyük işkence göreni de Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Cumhurbaşkanı adayı olacağını her davranışla gösterdi. Ama hâlâ Türkçe “Ben Cumhurbaşkanı adayıyım” diyemedi. Öyle acınacak hâlde ki %0’lık Demokrat Parti dışında isteyeni yok. HDP de kendine âşık Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu arasında kararsız. Aslında HDP her ikisinin etinden, sütünden, derisinden bölücü misyonu için çok faydalanacağını biliyor ama biraz da yabancı parmakların işaretini bekliyor. Kemal Kılıçdaroğlu “HDP ile görüşüyoruz. Tarihin bize yüklediği misyon bu” diyerek yabancı parmakların radarına girmek istiyor ama o işaretin henüz gelmediği anlaşılıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adaylığına kendini öyle bağladı, öyle şartlandırdı ki bu saatten sonra “Aday olamaması” kendinin CHP’de bitişi olacaktır. Korkudan CHP kurultayını bile yapamayan Kılıçdaroğlu’nun aday olamaması hâlinde kesinlikle CHP’yi de elinden alacaklardır.
Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener’e parti kurdurarak Türk siyasetinde önce MHP’ye, sonra da Cumhur İttifakı’na tuzak kurmaya çalıştı. Ama bir nevi kendi kazdığı çukura düştü. Kendi tuzağı şimdi kendini esir aldı. Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için âdeta “Nuh diyor, peygamber demiyor” tarifinde davranmaktadır. Meral Akşener’in partisi seçime girsin diye, 15 gözü yaşlı CHP milletvekilini koyun pazarındaki ticaret gibi teslim eden Kılıçdaroğlu, şimdi kendi adaylığında kendinin gözü yaşlı…
Meral Akşener son iki aydır Kemal Kılıçdaroğlu’na âdeta Çin işkencesi yapmaktadır. Meral Akşener kendisinin sevmediği Mansur Yavaş, kendisinin çok sevdiği Ekrem İmamoğlu üzerinden Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok zavallı bir hâle düşürmüştür.
Bu sürecin en çok kazananı bence Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu ikilisidir. Kendilerini 6+HDP masasının adayı olarak tartıştırarak, ABB ve İBB’deki çapsızlıklarının tartışılmasının önüne geçtiklerini sanıyorlar. Geldikleri günden bu yana Ankara ve İstanbul halkına verdikleri hizmetleri, hayata geçirdikleri bir projeleri yok ama Cumhurbaşkanı adaylığına dair tartışmalarda şekilden şekile giriyorlar.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu artık belediye başkanlığında misafirdir. Önümüzdeki ilk yerel seçimde muhtar azası dahi seçilemeyecek itibar kaybı yaşamıştır. 3 yıldır İstanbul halkına çektirdiği çile ve zulmün karşılığı zaten bunu gerektiriyor. Oysa o hâlâ Cumhurbaşkanı adaylığı hayalini görüyor.
Mansur Yavaş da ondan farklı değildir. Onun Ekrem İmamoğlu’ndan farkı, fazla konuşmayarak çapsızlıklarının tartışılmasını ekstra engellemesidir. Ne zaman konuşsa zaten bir incir çuvalı kendisini “Milliyetçi-Ülkücü” diye destekleyen ahmaklar adına berbat ediyor. “HDP ile ajans izin verirse görüşürüm” diyerek iradesizliğini göstermesi, terörist Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyene “İnşallah” karşılığını vermesi, HDP'li Gülten Kışanak'ın “Biz sadece siyasi özerklik değil mali özerklik de istiyoruz” ifadelerine televizyon ekranlarından destek olacak “Mali özerklikten yanayım” açıklamasını yapması bunlara örnektir. Yaptığı hizmetleri sosyal medyadan şişirerek pazarlaması da çabası…
Şok şok şok… “Mansur Yavaş öğrencilere su indirimi yapıyor”
Sunuma bakarsan milyonlarca öğrenciye su indirimi yapıyor sanırsın. ASKİ’ye soruyorsun 99 öğrenci… Sunumu izlerken 9 milyon öğrenci sanırsın.
En büyük bombası da geçtiğimiz haftalarda ABB meclisinde patladı.
Ankara Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Sinan Burhan, "Ey Ankaralılar Sayın Yavaş'ın çok büyük bir algısını, çok büyük bir yalanını açığa çıkarıyorum. Diyor ya 'Sosyal yardımları kestik'. Niye kestiniz? Faturaları uygulamadınız ki. "Ey Sayın Yavaş Ankara'daki garip gurebanın etini, gübresini, tohumunu, kömürünü kestiniz. Neden? Su parasına Cumhur İttifakı yüzde 50 indirim yaptı diye. Peki bu indirimi faturalara yansıttınız mı? Hayır yansıtmadınız" sözleriyle bir yalanı, bir algıyı çökertmişti. Mansur Yavaş bunun karşılığında ne dedi biliyor musunuz?
“Siz siyaset yapıyorsunuz da biz mi yapmayacağız. “
Oysa Ankara’nın her yerini “Zam yapamadığımız için yardım da yapamıyoruz” diye billboardlarla, afişlerle donatmış ve resmen ağıtlar yakıyordu.
Aslında bu itiraf “Mansur Yavaş’ı tanırsanız sevmezsiniz” sloganının finali olacak sözdü. Ama Mansur Yavaş’ın hâlâ idare edeceği ahmak potansiyeli oldukça yüksek… Onu konuşturun, konuştukça azalacaktır. Mansur Yavaş’ın ABB Başkanı olmadan önce Ankara’yı âdeta uzay üssü yapacak vaatleri vardı. Ankara’da yaşayanlar, var mı bir değişiklik?
CHP’nin en son Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce bile "Ankara'da yaşıyorum orada da çözülmüş bir sorun yok" diyerek bu duruma kendi mahallelerinden biri olarak yorum getirmiştir.
Meral Akşener, profili böyle olan iki çapsız CHP’li belediye başkanını geçtiğimiz günlerde yine "O günden bu güne iki arkadaşımızın da anketlere konulma eğilimi bitmedi, vatandaş nezdindeki popülaritesi arttı, böyle bir durumla karşı karşıyayız" yorumunda bulunarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’deki itibarını bir kez daha ezdi.
Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun itibarı tüketiliyor, iki çapsız belediye başkanı da Cumhurbaşkanlığı adaylığında tartışmalara sokularak, Ankara ve İstanbul’da yapmadıkları-yapamadıkları hizmetlerinin üzerini kapatıyorlar.
Yine bir şeyi merak ediyorum. 6+HDP masası bizi hep merak ettiriyor zaten…
Mansur Yavaş’ın Meral Akşener’i, Meral Akşener’in Mansur Yavaş’ı hiç sevmediğini en yakınında bulunanlar söylemişti. Bu aşk nasıl doğdu?
Cem Uzan “Ekrem İmamoğlu'nun, Meral Akşener'in oğlu ve eşiyle ticari ilişkileri var. Bunun üzerinden Meral Akşener devreye giriyor. Böyle bir sarmal var. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan böyle bir ortamda kimse kimseden hesap sormuyor “ demişti.
Buna Meral Akşener yahut bir İP’li yetkili cevap verdi mi?
Meral Akşener’in Mansur Yavaş aşkı, Mansur Yavaş’ın İP milletvekiline 107 milyon liralık ihale verdiğinde mi doğmuştu acaba?
Merak/ merak/ merak…
Soru/ soru/ soru…