24 Kasım 2024
weather
15°
Twitter
Facebook
Instagram

Vatan düşürme hedefinde olanların istismarları

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Vatan düşürme hedefinde olanların istismarları

Necip Fazıl Kısakürek'in “Bugün bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile razıdır” sözü, onun bu sözü söylediği günden yıllar önce de, söylediği günden yıllar sonra da hep güncelliğini korumuş ve her halinden belli ki bundan sonra da güncelliğini koruyacak gözükmektedir. Bu söz, içinden geçtiğimiz bugüne de ne çok uyuyor değil mi?

Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafında ittifak oluşturanlara bakın bu uyumu ve güncelliği çok net görürsünüz.

Bu tayfa için yeter ki iktidar düşsün, vatanın düşmesinin bir önemi yoktur. Bu hedef için herkesle beraber oluyorlar, her düşmanı kendilerine dost olarak kucaklıyorlar.

Türkiye’deki muhalefetin kuyruk sallaması olmasaydı ABD Başkanı Joe Biden “Türkiye’deki muhalefeti destekleyerek Recep Tayyip Erdoğan’ı devireceğiz” der miydi?

PKK/YPG terör örgütüne bağlı Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ahmed  “Umudumuz, Türkiye seçimlerinin bölgesel sorunların diyalog ve barış yoluyla çözümünü kabul eden bir hükümet getirmesidir. Bölgenin güvenliği ve istikrarı için iletişime ve işbirliğine hazır olacağız" der miydi?

ABD’nin ve emperyalist güçlerin terör taşeronu olarak kullandığı Kandil’in tüm elebaşları ve sırtını PKK’ya, YPG’ye, PYD’ye dayamış HDP, “Bir oy HDP’ye, bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na” kampanyası başlatır mıydı?

Ermeni asıllı Rus siyasetçi Semyon Bagdasarov, “Türkiye muhalefetiyle, özellikle İmamoğlu, Akşener ve Kılıçdaroğlu ile sıcak diyaloglar kurun, çalışmalara başlayın. Onlar iktidara gelirse, Bakü’yü Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar desteklemeyecekler. Türkiye muhalefeti seçimleri kazandığı takdirde Suriye ve Güney Kafkasya umurlarında olmayacak. Batı yönlü duruş sergileyecekler" çağrısında bulunur muydu?

Nerede Türk milletinin milli ve manevi değerlerine düşman olanlar var, nerede mazlumlara zulüm yapanlar varsa hepsi Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifakının yolunu gözlemektedir. Hepsi de açıktan bunlara destek vermektedir. Kemal Kılıçdaroğlu ve etrafında ittifak oluşturanlar bunlarla görünmekten, yan yana gelmekten, işbirliği yapmaktan asla rahatsız değildir. Zaten bir rahatsızlıkları olsa bunlara mesafe koymasının binbir çeşit yöntemi vardır. Bunlar Türkiye düşmanlarına mesafe koymuyorlar ama bunlarla olan işbirliklerine gelen tepkileri çeşitli istismarlarla, takiyelerle, ikiyüzlülüklerle, bilgi kirliliğiyle, yalanla, inkarla, iftirayla azaltmaya, örtbas etmeye ve kendi üzerlerindeki tartışmaları hafifletmeye çalışıyorlar.

Sinan Ateş cinayeti, Gaffar Okan cinayeti, HÜDAPAR’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı desteklemesi kendilerini perdelemek için en çok kullandıkları konuların başında gelmektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu HD(P)KK işbirliğini perdelemek için “Sinan Ateş’in ve Gaffar Okkan’ın katillerini kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim” diyor. Katilleri teslim etmede çok kararlıysan, Hendek-Çukur olaylarında 793 askerimizi, polisimizi azmettirdiği PKK’lılara şehit ettiren, Kobani olaylarında PKK’lı teröristleri sokaklara dökerek 53 kişinin hayatını kaybetmesinde baş aktör olan terörist Demirtaş’ı niye hapisten çıkarmaya çalışıyorsun? Böyle bir tuhaflık, böyle ahlaksız istismar olabilir mi?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun MHP’ye saldırmak için ismini kullandığı merhum Sinan Ateş bile Zekâdan vergi alınsa Kılıçdaroğlu vergiden muaf olur” cümlesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun zekâsını ölçmüş bir kişiydi. Sinan Ateş bununla da yetinmemiş, “Kılıçdaroğlu’nun önlem almadan, HDP ile ittifakı bariz ortadayken, hassasiyetin çok yüksek olacağı belli olan şehit cenazesine katılması bir provokasyon değilse ahmaklıktır” demişti.

Birileri, “Bak kendisine ‘zekâsız, ahmak, provokatör’ dediği halde Sinan Ateş’in hakkını bile savunuyor” diyebilir. Hayır, onun yaptığı bir hak savunma, bir olayı aydınlatma derdi değildir. Onun derdi girift bir cinayeti nasıl MHP ile yan yana anarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP tabanını çözer, oradan destek alırım sinsiliğidir.

Kemal Kılıçdaroğlu, sen yüzlerce askerimizi, polisimizi şehit eden, masum insanları öldürten Demirtaş alçağı için daha iki gün önce “Ne günahı var bunların? Osman Kavala, neden? Selahattin Demirtaş, neden? Hiçbirisi terörden ötürü mahkûm olmadı, yalan söylüyorlar millete. Halka doğruları söyleyeceksiniz” cümlesini kuran kişisin. Bu cümleleri kuran birinin bir hassasiyeti olabilir mi?

Sinan Ateş olayında tutuklu sayısı 21 olmuştur, olayın azmettiricisi ve tekçisi de yakalanmış ve şu an cezaevindedir. Kemal Kılıçdaroğlu girift cinayet dediğimiz konu şudur. Mesela Sinan Ateş olayında cinayeti işleyen tetikçiyi motosikletle olay yerine getiren ve oradan kaçıran Vedat Balkaya’nın tüm sosyal medya paylaşımları seni, Ekrem İmamoğlu’nu, CHP’nin kadrolarını övmüyor mu? Şimdi böyle bir durumdan sana, “Kemal Kılıçdaroğlu Sinan Ateş sana zekâsız, ahmak, provokatör dediği için Vedat Balkaya gibileri kullanarak bu cinayeti sen tasarladın” dersek bu hem ahmaklık hem de şerefsizlik olur değil mi?

O halde siz niçin konusu yargıda olan girift bir cinayet üzerinden ve arkasından ne çıkacağı belli olmayan bu olay üzerinden MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi ve Ülkü Ocaklarını hedef alarak bu ahmaklığı ve şerefsizliği yapıyorsunuz? Yarın ortaya çıkacak ilişkiler ağı, fotoğraflar, belgeler gözünüze sokulursa oturduğunuz yerden kalkamazsınız bir daha… Buna emin olun…

Sinan Ateş cinayetine adı karışan, olayla alakası olmadan adı karıştırılan birçok kişi şu an cezaevindedir. Bu olayın dosyası da yargıdadır. Mahkemenin ilerleyişinde zaten olayın her boyutu ortaya çıkacaktır.

Yargıdaki bir olayı sırf seçim atmosferinde “İşimize yarar mı?” diye istismar etmekten vazgeçin. Zaten 14 Mayıs’ta seçimi kaybettikten sonra bu olayın adını bile anmayacağınızı herkes biliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu ne herhangi bir insanın canı, ne de onların ailesi üzerinde zerre bir hassasiyetin yoktur, olamaz. Olsaydı zaten yüzlerce kişinin azmettirici katili Demirtaş’ın özgürlüğü için bu derece yırtınmaz ve on binlerce kişinin katili terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla iş tutmazdın.

Sinan Ateş cinayeti sonrası, kaleme aldığım olayları değerlendirme yazımda, Sinan Ateş’in ailesi ve çocukları konusunda samimi duygularımı ifade etmiştim. Ailenin bir acısı vardır ve elbette bu olayın aydınlanması için çaba vereceklerdir. Ama sizin gibi siyasetçilerin on binlerce insanın katilleriyle olan işbirliğinizi örtmek için aile üzerinden yaptığınız istismarlar iğrenç ötesidir.

“Hendek kazanların ellerinden öpüyorum” diyerek 793 askerimizi, polisimizi PKK’lı teröristlere hedef yaptırarak şehit ettiren terörist Demirtaş için “Onun siyasetteki çizgisini çok beğeniyordum” diyen Ekrem İmamoğlu gibi her yanından riyakarlık akan bir adam bile, geçen günlerde eline Sinan Ateş’in posterini almış istismar tiyatrosu oynuyordu.

Sinan Ateş’in acılı ailesi var, onu istismar ediyorsunuz da, işbirliği yaptığınız PKK’nın bu ülkede kaç aileye acı yaşattığını bilmiyor musunuz Allahsız, kitapsız adamlar? İğrenç istismarınız bu soruda bile ayyuka çıkmıyor mu?

Meral Akşener de, Ahmet Davutoğlu da aynı iğrenç istismarın figüranlarıdır. On binlerce kişinin katili PKK’lılarla kucak kucağa, omuz omuza yolculuk yapıyorlar, kalkmışlar Sinan Ateş cinayeti yüzünden koskoca MHP’yi ve Ülkücü Hareketi sanki bir hassasiyetleri varmış gibi töhmet altında bırakmaya çalışıyorlar.

Gelelim HÜDAPAR ikiyüzlülükleri ve Gaffar Okan istismarlarına…

Ulan! Madem siz, şehit polisler konusunda bu kadar hassasiyet sahibisiniz, yol yürüdüğünüz terör örgütü PKK, 1984 ve 2023 arasında polis, asker, korucu gibi güvenlik görevlisi 9 bine yakın canımızı şehit ettiğini bilemeyecek kadar mı şeref ve haysiyet yoksunusunuz?

“Gaffar Okkan’ın katillerini kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim” diyen ve “Gaffar Okkan'ın katilleriyle iş tutanlar bizi suçlayamaz” diyerek PKK ile olan işbirliğini perdelemeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu madem Gaffar Okan’ın katillerini biliyordun, niye 2018 tarihinde onu “Faili meçhul bir cinayete kurban giden Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan” cümleleriyle anmıştın?

Gaffar Okan 2001 yılında şehit edilmişken, sen onun öldürülmesini 2018’de “Faili meçhul bir cinayet” olarak yorumlamıştın ve suçladığın HÜDAPAR da 2012’de kurulmuştu. 2018’de “Faili meçhul bir cinayet” dediğin olay, 2023 yılında niçin HÜDAPAR üzerinden Cumhur ittifakına suçlamaya dönüştü?

Kemal Kılıçdaroğlu, HÜDAPAR Gaffar Okan’ın katiliyse ittifak ortaklarınız Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu HÜDAPAR ile hem kendi merkezlerinde, hem onların genel merkezinde niçin görüştüler? Cırtlayan ses tonuyla, bu konuda en çok istismar yapan Meral Akşener, HÜDAPAR Genel Başkanını niçin İP Genel Merkezi’nde “Şeref verdiniz. Ayaklarınıza sağlık” diye ağırlarken, yardımcıları HÜDAPAR Genel Merkezi’nde çiçeklerle ağırlanırken, senin CHP’de ikinci adam konumuna getirdiğin Canan Kaftancıoğlu HÜDAPAR İstanbul İl Başkanını kahve içmeye davet ederken, Saadet Partisi’nin düzenlediği “Erbakan’ı Anma Toplantısında” HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu kürsüye çıkarken ve kürsüde konuşurken hepiniz alkışlamıştınız? O günlerde aklınıza gelmeyen Hizbullah, Gaffar Okan cinayeti niye şimdi aklınıza geldi?

Kemal Kılıçdaroğlu “Gaffar Okan'ın katilleriyle iş tutanlar bizi suçlayamaz” diye Cumhur ittifakına çamur atmaya çalışırken, karşındaki liderlerden birinin Hizbullah’ın elebaşlarını etkisiz hale getiren, hücre evlerini çökerten 57. Hükümetin Başbakan Yardımcısı Sayın Devlet Bahçeli olduğunu da unutma!

İşbirliği yaptığın terör örgütü PKK’nın şehit ettiği 9 bine yakın polis, asker ve korucunun senin nazarında bir değeri yok ama Gaffar Okan senin için çok değerli öyle mi?

PKK’nın şehit ettiği 9 bin şehitten, Hizbullah’ın şehit ettiği tam olarak netleşmemiş Gaffar Okan’ı çıkarırsan geriye kaç şehit kalıyor Kemal Kılıçdaroğlu? Sende vicdan, merhamet ve mantık kalmadığı bir gerçektir.

Kemal Kılıçdaroğlu biz PKK, FETÖ, YPG, PYD, DHPK-C, TİKKO, MLKP, Hizbullah gibi ne kadar terör örgütü varsa hepsine düşmanız. Sen öyle misin?

Türkiye’de terör örgütü Hizbullah’a sempati duyan elbette vardır. Ama Hizbullah’ın 2000 yılından sonra silahlı terör eylemi bitmiştir. Ama senin işbirliği yaptığın sözde siyasilerin patronu olan terör örgütü PKK kurulduğu günden bu yana terör eylemlerine devam etmektedir. Daha 3 gün önce Mardin’de bir askerimizi, Şırnak’ta bir korucumuzu, Suriye’de 2 polisimizi, Suriye’de bir tır şoförümüzü şehit ettiler. Bu şehitlerimizin katilleri olan PKK’lılar şimdi, “Bir oy HDP’ye, bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na” kampanyası yapıyorlar. Yazıklar olsun ki sana, gittin PKK’lı Pervin-Mithat ikilisiyle el sıkışıp anlaştın. O yüzden bırak bu Gaffar Okan istismarlarını…

HÜDAPAR PKK/YPG/HDP karşıtlığında mücadele ediyor. Sen ise bunlarla ittifak ve işbirliği yapıyorsun. Bu hal bile Türkiye için nasıl bir tehlike olduğunu ve CHP’yi nasıl rezil bir hale düşürdüğünü gösteriyor.

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu “Biz Hizbullah’ın devamı değiliz. Biz Hizbullah’ın mirasçısı değiliz. Biz Hizbullah’ın siyasi kanadı ve sözcüsü de değiliz. Bizimle Hizbullah arasında herhangi bir organik bağ yok” dedi. Hadi sen de HDP’ye söylet ya da sen söyle; “HDP PKK’nın siyasi uzantısı değildir. Asla bir bağı yoktur” diye…

Bir de Türk bayrağı üzerinden HÜDAPAR tartışmaları yaratıp kendi ihanetlerinizi perdelemeye çalışıyorsunuz.

Sen, 2011 yılında Hakkari’de miting yaptın, meydanda bir tane Türk bayrağı yoktu. HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı memleketi Batman’da miting yaptı. Meydanda binlerce Türk bayrağı dalgalanıyordu.

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun makam odasında Türk bayrağı varken, basın toplantılarını Türk bayrağı ile yaparken, senin PKK sempatizanı çıkan Başdanışmanın CHP Genel Merkezi’nde Türk bayraklarını salondan kaldırarak röportaj vermişti.

PKK’nın kapatılan televizyon kanalı IMC TV’de Anayasa’nın 2. ve 3. maddelerini değiştirmekten bahsederek Türk bayrağını da hedef almıştın. Unuttun mu Heval Kemal?

“Özerkliği getireceğim” diyen sensin, Irak ve Suriye’de sözde Kürdistan’a ışık yakan sensin, PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile Anayasa değişikliği için taslaklar hazırlayan sensin. Kime ne masal anlatıyorsun?

HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu gibi terör örgütü PKK’ya, YPG’ye ve bunların siyasi uzantısı HDP’ye niçin tavır alamıyor, onlarla kavga edemiyorsun Kılıçdaroğlu?

Kemal Kılıçdaroğlu niçin HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu gibi, "Kandil'deki savaş baronlarını ve Pensilvanya'daki memleket düşmanlarını rahatsız etmekten gururluyuz. Onların düşmanlığı doğru yolda olduğumuzu gösterir" şeklinde bir cümle kuramıyorsun? Çünkü bu cümleleri kuracak bir düşmanlığın yok değil mi?

Atatürk’ün miras bıraktığı CHP’nin başındaki bir adamsın ama muhatap olduğun sorulara bak…

Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapan ve birçok ihanete eylem ve söylem olarak imza atan birisi olarak lütfen Sinan Ateş, Gaffar Okan ve HÜDAPAR üzerinden kimseye nutuk atmaya kalma. Çünkü istismarların oldukça iğrenç görünüyor ve çok pis kokuyor artık…

Yorumlar
A
Alperen 1 yıl önce
Ke malin ne mal oldugu belli ama onun arkasindan giden mallara ne demeli
BEĞENME
0
CEVAPLA
D
Dursun Tuğcu 1 yıl önce
Herzamanki gibi mükemmel bir yazı,eline,koluna,emeğine sağlık. Duygularımıza tercüman olmuşsunuz.teşekkürler sayın Çiçek.
BEĞENME
0
CEVAPLA