CHP-PKK iş birliğini hayalet Hizbullah'la perdelemek
CHP ve ittifak kuyruklarının, PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapmasının, Kandil/YPG/PYD mensubu teröristbaşlarının tamamının destek açıklamalarının ve Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verme çağrılarının topluma verdiği/vereceği rahatsızlığın farkında olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ittifak birleşenleri, PKK karşısında bu seçimlerde bir perdeleme arıyorlardı. Onu da HÜDAPAR/Hizbullah dengesi kurma üzerinden bir propagandaya dönüştürdüler. Ümit Özdağ da siyasette tutunabilmek için “Ne Kandil Dağı, ne domuz bağı” sloganı uydurarak CHP birleşenlerine propaganda desteği vermişti.
Ama HÜDAPAR konusunda şöyle bir ilginçlik var. Aynı HÜDAPAR 2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri için "Bu yeni sistemin doğru bir zemin ve doğru bir temelde şekillendirilmesi için 16 Nisan referandumunda parti olarak ortaya koyduğumuz ilkesel duruşumuzu devam ettiriyoruz. Bundan hareketle mevcut şartları göz önünde bulundurarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni devam ettirme yönünde irade beyanında bulunan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleme kararı aldık" açıklamasını yaptığında, HÜDAPAR’a o dönem bir tane tepki gelmediğini gördüm. 2018 seçimleri öncesi ve sonrası tüm arşivlere baktım. Ne CHP’den, ne İP’ten ne de diğer ittifak kuyruklarından HÜDAPAR’ın Sayın Erdoğan’a desteğiyle ilgili zerre bir eleştiri yapılmamış. Bunun sebebi de şudur. Çünkü o zaman CHP’nin böyle bir perdeleme malzemesine ihtiyacı yoktu. Çünkü CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, HD(P)KK’nın cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’tı. Meral Akşener de o zaman CHP ile ittifak yaptığı için HÜDAPAR hiç umurunda değildi.
Ben o tarihteki arşivlere bakarken SOL Haber sayfasında da “Karamollaoğlu CHP'den çıktı HÜDAPAR’a gitti” başlıklı ve “Sabah saatlerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret eden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, daha sonra HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nu ziyaret etti.” (23.04.2018) içerikli bir habere denk geldim. Acaba Temel Karamollaoğlu’nu Kemal Kılıçdaroğlu mu göndermişti? 2018 seçimleri sonrası süreçte bakıyoruz İYİ Parti, Deva, Gelecek, Saadet devamlı surette HÜDAPAR ile görüşmüş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Erbakan’ı Anma ve Kudüs’e Sahip Çıkma” toplantılarında HÜDAPAR Genel Başkanı ile yan yana gelmiştir. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun HÜDAPAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük'ü kahve içmeye davet etmesi de arşivlerde bulunmaktadır. Yani 2023 seçimlerine gelene kadar CHP ve ittifak kuyrukları HÜDAPAR ile canciğer kuzu sarması imiş…
Ta ki, 14 Mayıs seçimleri öncesi PKK ile ittifak ve iş birliği manzarasını örtme mecburiyeti hasıl olunca, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener cephesinden HÜDAPAR=HİZBULLAH çığırtkanlığı başladı. HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, geçtiğimiz günlerde bunlara "Neymiş, biz teröristmişiz. Teröristmişiz öyle mi? Çok değil, 2022 yılının 27 Şubat'ında rahmetli Erbakan Hoca'yı anma programına bizi de davet ettiler, gittik. Erbakan Hoca ile ilgili birkaç kelam ettik. Kemal Efendi, sen orada oturuyorsun, madem ben teröristim, niye beni alkışladın? Yoksa o zaman bilmiyor muydun, yeni mi öğrendin? Meral Hanım, çok değil 2021 yılında genel merkezinde bizim o zamanki genel başkanımızı ağırlarken 'Hoş geldiniz, şeref verdiniz' derken terörist değildi de Recep Tayyip Erdoğan'a destek açıklamasında bulunduktan sonra mı terörist olduk?” şeklinde kapak mahiyetinde cevap verdi.
9 bin askerimizi, polisimizi, korucumuzu şehit eden, on binlerce insanı öldürmüş terör örgütü PKK’yı bağrına basan Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener için, terörist olsaydı Zekeriya Yapıcıoğlu’nu da bağrına basması zor olmazdı. Ama HDP/PKK/YPG ile kavgalı HÜDAPAR Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyince, PKK da bunları destekleyince bunlar HÜDAPAR/Hizbullah denklemini perdeleme olarak kullanmaya başladılar. Yarın HÜDAPAR “Biz Erdoğan’ı desteklemekten vazgeçtik. Desteklediğimiz aday Kılıçdaroğlu” dese inanın yine eski günlerdeki gibi bağırlarına basarlar. Yine “Şeref verdiniz, ayaklarınıza sağlık” derler, yine ellerinde çiçekle ziyarete giderler, yine kahve içmeye davet ederler.
2018 seçim döneminde hiç olumsuz görmediklerini, ondan sonra sürekli beraber olduklarını şimdi korku filmi gibi anlatmaları sadece PKK’yı perdelemek içindir.
9 bin askerimizi, polisimizi, korucumuzu şehit eden terör örgütü PKK’yı can dost yapıp, Gaffar Okkan üzerinden oluşturmaya çalıştıkları propaganda da ikiyüzlülük, riyakârlık ve sahtekârlıktan başka bir şey değildir.
Mesela CHP’nin A kadrosundaki Sezgin Tanrıkulu, Gaffar Okkan konusunda ne diyordu?
"Gaffar Okkan benim dostumdu. Dostluk ilişkilerim vardı. Gaffar Okan Jitem'in faili meçhul cinayetlerine engel olmak istediği için ortadan kaldırıldı."
Kemal Kılıçdaroğlu, 2018 yılında Gaffar Okkan’ı “Faili meçhul bir cinayete kurban giden Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan…” cümlesiyle anıyordu.
Ama ne hikmetse 2023 tarihinde HÜDAPAR üzerinden Hizbullah’a gitme kararı aldılar. 2018-2023 arasında defalarca yan yana gelmişsiniz, niçin o zaman sorgulamadınız acaba?
HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’na “Sizin Hizbullah’la ilgili sorular sorulduğunda net cevap vermediğiniz söyleniyor. Bu yönde eleştiriliyorsunuz. HÜDAPAR olarak siz Hizbullah’ın devamı mısınız? Gaffar Okkan, Konca Kuriş ve İzzettin Yıldırım cinayetlerini onaylıyor musunuz?” sorusu sorulduğunda şu cevabı vermişti:
Kim bir kimseyi kasten, haksız bir yere öldürürse bu dünyada cezası idam olmalı, ahirette de benim inancıma göre kutsal kitabımın bana öğrettiği şudur ki, onun cezası ebediyen kalmak üzere cehennemdir. Şiddetin her türlüsünü reddettiğimizi söyledik. Hiçbir cinayeti tasvip etmeyiz. Bize birçok televizyon kanallarında bu soru soruldu, (Hizbullah’ın devamı mısınız?) biz kimsenin devamı değiliz. Biz hiç kimsenin uzantısı değiliz.
***
Peki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olursa serbest bırakacağını ve şeref madalyası takacağını söylediği terörist Demirtaş askerlerimizin, polislerimizin katili PKK’lı teröristler için ne diyor?
“PKK’lı gencin ölüsüne de dirisine de sahip çıkacağız”, “PKK’lının cenaze törenine katılmayan HDP milletvekillerine soruşturma açtırırım.”
Biz diyoruz ki: PKK’lı teröristlerin de, Hizbullahçı teröristlerin de ne kadar terör örgütü varsa hepsinin Allah belasını versin. Hangi terör örgütü varsa her türlü cezalandırılmalıdır. Ama gördüğünüz gibi CHP’nin PKK ve Hizbullah konusunda yaklaşımları hep ikiyüzlülük barındırmaktadır. “HÜDAPAR ve Hizbullah” CHP ve ittifak kuyrukları için şimdilik perdeleme malzemesi olmuştur. Bakarsınız yarın yine eski günlerdeki samimiyetlerine kavuşurlar.
“Ne Kandil Dağı, ne domuz bağı” sloganı üreten Ümit Özdağ bile gazeteci Fuat Uğur tarafından kendisine sorulan “Hüda-Par’ı destekleyen cari bir terör örgütü yok ortada. Hizbullah’tan söz ediliyor ama 22 yıl önce yok edilmiş bir örgüt bu. Adamlar Türk bayraklarıyla miting yapıyor. HDP’nin organik bir ilişkisinin olduğu PKK adlı bir terör örgütü var oysa” şeklindeki soruya“ Orası doğru, Hüda-Par’ı destekleyen bir terör bağlantısı yok” cevabını verme noktasına gelmiştir. Ortada terör örgütü yok, “Biz terör örgütü Hizbullah’ın devamıyız” diyen bir HÜDAPAR yok ama perdeci CHP-İYİ Parti ciyaklıyor. Niye? Dediğimiz gibi üzeri örtülmesi gereken PKK ilişkileri var.
HDP’nin, Demirtaş’ın sürekli “Önümüzde engel oluyorlar” diye karşı çıktığı ve teröristbaşı Öcalan’ın İmralı tutanaklarında “Eş başkanlar HÜDAPAR’la görüşebilirler. Ne olduğunuzu iyi biliyoruz desinler. Bu sefer bazı şeyler başlarsa eskisi gibi olmaz. Bizden bir ölürse onlardan on gider, son uyarımızdır” şeklinde ölümle tehdit ettiği, Kandil’deki PKK elebaşı Duran Kalkan’ın “HÜDA-PAR'ın geçmişi temiz değil. Bu grup baştan beri Batman çevresinde Kürdistan özgürlük mücadelesine karşı bir yara gibi varlık gösteriyor. Her fırsatta engel oluyor. 70'lerde de böyleydi” sözleri ışığında düşünme dengelerinizi tekrar kurabilirsiniz.
CHP ve ittifak kuyruklarının propaganda perdelemelerine aldanmadan, onların ikiyüzlüklerini kavrarsanız gerçekleri daha iyi anlayabilirsiniz. PKK’yı, YPG’yi, PYD’yi, MLKP’yi, DHKP-C’yi, TİKKO’yu, FETÖ’yü bağrına basanlar Hizbullah tekrar dirilse belki onu da bağrına basacaktır. Değil mi terör örgütlerine liman ve sığınak olan CHP?