Oysa eski çamlar bardak oldu
“Eski Çamlar Bardak Oldu” deyimi, eski tutum ve davranışların bir öneminin kalmadığını ifade eder. İP Genel Başkan Yardımcısı Ayyüce Taş’ın, çok tepki alan bir paylaşımını görünce aklıma bu deyim geldi. Ayyüce Taş, CHP-HDP-İP ortaklığında seçilmiş CHP’li Mansur Yavaş’ın yönetim kadrosunda bulunan Servet Avcı’ya ABB’de yaptığı ziyaretini, “Ülkü Ocakları Genel Başkanımız Sayın Servet Avcı beyin misafirperverliğinden dolayı teşekkür ederim” şeklinde paylaştı. İfadeye bakar mısınız? Geçmiş zamanda değil şimdiki zamanı işaret ederek paylaşıyor. Ayyüce Taş, Ülkücü Harekete o kadar yabancı ki kim kimdir(!), şimdi nerde, geçmişte ne olmuş hiçbirinden haberi yoktur. Yıllarca Amerika’da yaşaması da sanırım bunun etkisidir… O yüzden eski çamların bardak olduğunu bilmiyor. 1988-89 yıllarında, o zamanki adı Bizim Ocak olan Ülkü Ocakları’nda görev yapmış Servet Avcı’yı, bu unvandan sonra birçok sıfat almasına rağmen, yıl 2023’de niçin ilk sıfatıyla anma çelişkisi yaşıyorlar ki?
İP Genel Başkan Yardımcısı Ayyüce Taş, kendisine gelen aşırı tepkilerden sonra o paylaşımını silmek zorunda kaldı.
1992 yılında MHP’yi bölme operasyonunun başaktörü olan Servet Avcı, MHP’den ayrıldıktan sonra BBP bünyesinde kurulan Nizam-ı Alem Ocakları’nın kurucu genel başkanı olmuştu. Ayyüce Taş niçin “Nizam-ı Alem Ocakları Genel Başkanımız Servet Avcı’yı ziyaret ettim” demedi, “BBP Genel Başkan Yardımcımız Servet Avcı’yı ziyaret ettim” demedi ya da “Başbuğ Alparslan Türkeş’in hayatını kaybetmesinden sonra ilk gerçekleşen genel seçimlerde annemin milletvekili adayı olduğu BBP’nin yöneticilerinden Servet Avcı’yı ziyaret ettim” demedi?
Aslında bunlara da gerek yok. Ayyüce Taş, Servet Avcı’yı niçin güncel sıfatlarıyla anmıyor?
“İP-CHP seçmeni Servet Avcı” yahut “CHP’li Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yöneticisi Servet Avcı” demek çok mu zor?
Gittiğiniz yerler utancınız olduğu için mi oraların sıfatlarını kullanmıyorsunuz?
1988-89 yılındaki Ülkü Ocakları sıfatını kullanıyorsunuz da niçin 2023 yılının CHP-İP sıfatını, orada bulunduğunuz halde kullanmıyorsunuz?
Örneğin, biliyorsunuz bu seçim sürecinde CHP’nin en çok kullandığı figüranlardan biri Alaattin Aldemir’di. Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra DYP’ye geçmiş, orada DYP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcılığı yapmış, sonra AKP’ye geçmiş, son uğrak yeri CHP olmuş ama televizyon ekranlarında sadece “Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı-MHP Lideri Alparslan Türkeş'in Danışmanı” sıfatıyla konuşturulmuştur. Ne kadar tuhaf değil mi? Hayatlarına bu kadar siyasi sıfat sığdırıyorlar ama sadece MHP-Ülkü Ocaklarına ait geçmişteki sıfatlarını utanmadan kullanabiliyorlar. Şimdi ki taşıdığınız sıfatlar size rahatsızlık veriyorsa niye taşıyorsunuz?
Ayyüce Taş’ın da Servet Avcı’nın da Alaattin Aldemir’in de ve benzerlerinin de ortak noktası biliyorsunuz, Kandil ve HDP’nin seferberlik halinde desteklediği Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu için eski MHP-Ülkü Ocakları sıfatını istismar ederek oy devşirmekti.
Gittikleri yeri bilmedikleri gibi durdukları yerden de bihaberler… 24 saat MHP ve Ülkücü Hareket düşmanlığı yapıyorlar ama bu davanın sıfatlarını, sembollerini kullanmaktan da bir türlü ar etmiyorlar. "Kimileri ar nedir umursamaz" dedikleri, bunlardır. Bir türlü gittikleri yerin yenisi olamayanlar, eski sıfatları üzerinden kendilerini pazarlayıp siyasi ve kişisel menfaat kovalıyorlar. Onlar da farkındaki kendi vasıfsız isim ve soyadlarıyla gitseler yüzlerine bakan olmaz.
Eskiden "Figüranlar Kahvesi" vardı. Yeşilçam Dönemi’nden 2000’li yıllara varan süreçte, yan rollerde yer alan oyuncuların ve figüranların her gün geldikleri ve yeni filme başlayacak yapımcıların temsilcileri ile görüşme fırsatı buldukları bu mekânda görüşmeler yapılırdı. Birçok figüran filmlerde alacakları roller için burada anlaşırdı.
Bunlarda o Yeşilçam figüranları gibi, siyasi yönetmenlerin senaryolarında MHP karşısında verdikleri her rolü oynuyorlar.
MHP, geçmişte BBP ile mücadele ediyordu ama bunlar BBP cephesinden MHP’ye saldırıyordu.
MHP, bir dönem AKP ile kanlı-bıçaklı durumdaydı ama bunlar AKP cephesinden MHP’ye saldırıyordu.
MHP, Fethullah Gülen çetesiyle kavga ediyordu ama bunlar Fethullah Gülen tarafından MHP’ye saldırıyordu.
MHP, Doğu Perinçek ekibiyle ile kavga ediyordu ama bunlar Doğu Perinçek cephesinden MHP’ye saldırıyordu.
Şimdi de manzaraları şöyledir.
MHP, İP ile kavga ediyor ama bunlar İP cephesinden MHP’ye saldırıyor.
MHP, CHP ile kavga ediyor ama bunlar CHP cephesinden MHP’ye saldırıyor.
MHP, HD(P)KK ile kavga ediyor ama bunlar HD(P)KK cephesinden MHP’ye saldırıyor.
Yani MHP kime düşmansa, bunlar o cepheye dost, MHP hangi cepheye dost ise bunların oraya düşman olması, figüranlıklarının tek rolü olmaktadır. Bunların değişmeyen en büyük özellikleri de MHP ve Ülkücü sıfatlarını kullanmaktan bir türlü vazgeçmemeleri olmaktadır.
“Ülkücülük” kimliği, MHP’nin özel kimliğidir. MHP’ de varlığını sürdürmeyen ve bu sıfatı korsan kim kullanıyorsa bilin ki ya bir siyasi senaryoda figüranlık görevi almış ya da başka mekânlarda siyasi ve kişisel menfaat peşinde koşuyordur. Eski çamların bardak olduğunu biz iyi biliyoruz da Ayyüce Taş gibiler de öğrense iyi olacak.
Bunların, yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra sorgusunda üç buçuk atmasıyla bilinen, “Gençliğimde Ülkü Ocakları üyesiydim” diyen teröristbaşı Öcalan’dan bir farkları yoktur. HD(P)KK ile sürekli ittifak halinde olanların, MHP ve Ülkücülük sıfatlarını kullanma hali de böyle bir şeydir.
Eski bir şarkıda “Güzin ile Baha” ne diyor:
“Sana sevgim artık soldu
Eski çamlar bardak oldu”
Yeni kapınızda, yeni sıfatınızla, yeni kuyruğunuzla adam gibi durun…