1 puan kayıp mı, kazanç mı?
Bu Sergen Yalçın cin gibi… Gerçekten teknik direktörlüğü de, futbolculuğunu aratmıyor. Rakibi iyi analiz ediyor, zayıf noktalarını tespit ediyor, nasıl durdurması gerektiğini biliyor, pas trafiğini engellemek için pres yaptırıyor, tehlikeli ayakları kilitliyor. Tıpkı dünkü Beşiktaş karşısında yaptığı gibi…
Siyah-Beyazlıların son günlerdeki yükselen değeri Ljajiç’e önlemi aldı, pas trafiğini kesti attı. Beşiktaş’ta orta sahada yaratıcı özelliği olan futbolcu olmayınca organize olamadı, etkili ayakları sustu. Özellikle Quaresma’da son haftalardaki düşüş sürüyor. Portekizli’nin bir sıkıntısı var ama ne? İsteksiz, kerhen oynuyor gibi. Zaman zaman parlıyor, sonra dinlenceye çekiliyor. Ona pas atan, boş alanlarda topla buluşturan olmayınca, zevk almıyor, ‘maç bitse de gitsek’ moduna giriyor.
Peki ya o bindirmeleriyle, gidip gelmeleriyle tanıdığımız Gökhan Gönül’e ne demeli? Çıkamadı doğru dürüst atağa, etkili ortalar yapamadı, katkı sağlayamadı hücuma. Defansın içine gömüldü, kaldı. Siyah-Beyazlı takımda gençlerin hakkını vermek lazım. Hem Güven, hem de Dorukhan, mücadele ettiler, topları olumlu kullandılar, rakip kalede tehlike yarattılar. Ha bir de Karius’un hakkını verelim… Zaman zaman eleştirilen genç kaleci çok önemli toplar çıkardı. Takımına inanılmaz katkıda bulundu. Hele ki son saniyelerde öyle bir top çıkardı ki, inanılmaz. Eleştirileri iyi bir cevap verdi.
Şenol Güneş baktı ki durum kötüye gidiyor, oyuna müdahale etti. Önce Love’ı sahaya sürdü, sonra orta sahada etkili olmak için Oğuzhan’ı. Ama neden Güven, onu da anlamış değiliz. Etkisiz Medel çıkarılıp, Güven sahada tutulamaz mıydı? Anlaşılan o ki, tecrübeli hoca, Alanyaspor’un etkili ataklarını kesmek için hücumdan alıp, orta sahayı güçlendirmek istedi. Bir bakıma bunu da gerçekleştirdi. Etkisiz Beşiktaş, rakibine gol şansı vermedi ve böyle kötü bir günü deplasmanda bir puan alarak karlı kapattı. Ama son haftalarda yükselişe geçen Beşiktaş’a şampiyonluk yolunda aldığı bir puan kazanç mı, kayıp mı ? İşte o bilinmez.