Unutulmuş Madam Çirkeflikle Hatırlandı
Hem saldırdı, hem mağduru oynadı. Hem çirkefleşti, hem adap ve edep dersi vermeye kalktı. Yaptığı siyasi edepsizlik, ahlaksız karşısında MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından uyarıldığında Ankara’dan adres verdi. Bir baktık İstanbul’daki evinde şov yaparak ortaya çıktı. Hem de “evde iki kişiyiz gelin lan vurun beni” dediği halde, evin içinden, karı ve kocanın arkasından kamera çekimleri yapanlar vardı. Kamera çekimini yapan kimdi acaba?
Firari Emre Uslu mu, Önder Aytaç mı, Adil Öksüz müydü?
Geçtiğimiz hafta CHP beslemesi, HDP yancısı bir partinin siyasi yüzsüzlükleri ve çirkeflikleri ile uğraştık. Bu partinin başında hayatını sadece kendi menfaatlerine adamış bir siyaset gezgini var. Bu gezginin DYP’de başlayan, İP’e kadar uzanan siyaset ilişkilerine bakıldığında karşılaştığımız özellikleri “vefasızlık, nankörlük, kendine iyilik yapanları hançerleme, gittiği yerde bir önceki kimliğini satma, para sevdası, makam aşkı” olmaktan başka bir şey değildir.
“Ben Tansu Çiller’in öğrencisiyim” derken, kocası Özer Çiller’in elini öpüyordu. Bir bakmışsınız Çiller ailesiyle kavgalı Mesut Yılmaz’ın partisinin kapısında… Tam orada tutunacak derken bir bakmışsınız “Ben eskiden Ülkücüydüm, şimdi demokratım” diyerek kendini Recep Tayyip Erdoğan’ın kuruluş aşamasındaki partisine soluk soluğa yetişti. Bir ay Erdoğan’la Türkiye’yi gezmiş, orada da tutunamayıp bu sefer aracılar kullanarak kapağı MHP’ye atmıştı. MHP’de milletvekili olurken, görevlerde yer işgal ederken hiçbir meselesi yoktu. Vekil adayı yapılmadığında da soluğu FETÖ’nün siyasi operasyonlarında figüran olarak almıştı. FETÖ, MHP’yi bununla ele geçirmek için her türlü yolu denedi.
15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlar, ilk operasyonu MHP’ye bu gezginle yapmaya çalıştı. 15 Temmuz darbe alçaklığı da millet iradesine çarpınca ortadan uzun süre kayboldu. Sonra bir baktık, CHP ve HDP’nin düşünce çizgisinin küçük modeli olan bir parti kurdu. Kurulduğu günden bu yana CHP, HDP ne diyorsa aynısını papağan gibi tekrarlayarak bu günlere geldi. Temel olarak CHP-HDP çizgisinde hareket etse de partisinde her eğilimden insanı barındırdı. Komünistler, devrimciler, MHP artıkları, milli görüşçüler, PKK sevdalıları, FETÖ’cüler, CIA uzantılılar, masonlar… Anlayacağınız Meral’in gemisinde her türden adam vardı. Ama hepsinin tek görevleri var ki MHP’ye ve Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırmak. Kuruldukları günden bu yana bu amaçlarından asla sapmadılar. Madam, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinden bile az oy alarak kendini rezil etti. Seçimlerden sonra istifa üzerine istifalar geldi. Kendisi de bunalıma girdi, “Ben bir daha dönmemek üzere istifa ediyorum” dedi ve çekip gitti.
Gitme bahanesi olarak Yeniçağ yazarı Adnan İslamoğulları'nın "1-Emanet verdik, sahip çıkmadın. 2- Sır verdik ifşâ ettin. 3- Yola çıktık, yarı yolda bıraktın... madam, sen seçim kaybetmedin, sana olan inanma duygusunu yok ettin..." tweetindeki "Madam" kelimesine çok kızmasını ve bunun karşısında partililerin kendisine sahip çıkmamasını gösterdi. Oysa adam buna “Madam” diyerek iltifat etmiş ama yanında daha ağır şeyler söylemişti. Madam aklınca o günlerde kurnazlık yapmaya çalışmıştı. Sonra bir tiyatroyla partisinin başına tekrar döndü. Partisi o günden beri eriyor. Her gün istifalar, her yeni gün görevden almalar devam ediyor. Seçimlerden sonra bu “Madam” adeta unutulmuştu. Adını anan bile yoktu. Sözcü gazetesi bile kadını unutmakla beraber manşet yapmayı bırak, iç sayfalarda da haber yapmıyordu. Madam yine kimden akıl aldıysa, akıl hocalığını kim yaptıysa bilinmez, TBMM açılır açılmaz ilk siyasi çirkefliğini MHP ve Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırarak gösterdi. Kendi başına CHP beslemesi ve HDP yancısı olmak elbette yetmiyordu. Elbette MHP’ye saldırması lazım ki, Sözcü gibi gazetelerde haber olsun… Aynen de öyle oldu. Tabi biz de şaşırmadık, aylar sonra Sözcü gazetesinin manşetinde yer aldı.
Hem saldırdı, hem mağduru oynadı. Hem çirkefleşti, hem adap ve edep dersi vermeye kalktı. Yaptığı siyasi edepsizlik, ahlaksızlık karşısında MHP Lideri Devlet Bahçeli tarafından uyarıldığında Ankara’dan adres verdi. Bir baktık İstanbul’daki evinde şov yaparak ortaya çıktı. Hem de “evde iki kişiyiz gelin lan vurun beni” dediği halde, evin içinden, karı ve kocanın arkasından kamera çekimleri yapanlar vardı. Kamera çekimini yapan kimdi acaba?
Firari Emre Uslu mu, Önder Aytaç mı, Adil Öksüz müydü?
ABD polisi de hala Pensilvanya’da FETÖ karargâhının etrafında ‘silahla ateş eden, baştan aşağı koyu renk kıyafetler giymiş, beyaz bir erkek olduğu’ belirtilen birini arıyor. Meral Akşener’in evinin içinden kamera çekimi yapanla, Pensilvanya’da FETÖ karargâhına ateş açtığı söylenen kişi kim çok merak ediyorum.
Neyse biz tekrar konumuza dönelim. Bu madamın tiyatrosunu, çirkefliklerini iyi izleyin. Yerel seçimlerden sonra topuklayacak ve dönüşü olmayacak bir şekilde gidecek… Belki de yerel seçimlerden önce gitmek zorunda kalacak. Biraz sabır…
MADAMIN ÇANTACISI
Müsavat Dervişoğlu…
“Madamın çantacısı” dendiğinde artık herkes direkt onu aklına getiriyor. Boyuna posuna bakıp adam sanıyorduk, tanıştığımız günden beri saygıda kusur etmiyorduk. Adamın kendisine bile saygısı yokmuş. Bir milletvekili olma uğruna her şeyini sattı, şimdi dün “DYP artığı” dediği Madamın çantasını taşıyor. Madamın geçtiğimiz hafta oynadığı çirkeflik tiyatrosunda en rezil duruşu da bu kişi gösterdi.
Dönekleri tarif eden şu cümlelerin “cuk” diye oturduğu kişilerden birisi de bu “Madam’ın Çantacısı” olan kişidir.
“Dönekler, döndükleri şeylere karşı çok sinirlidirler...
Dönekler döndükleri şeylere herkesin tepkisinden daha fazla tepki duyarlar...
Dönekler, döndükleri davadan kendi küçük çıkarları için dönmediklerini anlatmak için, döndükleri şeylere sürekli küfrederler...”
1 Kasım seçimlerinden bu yana “MHP’de milletvekili adayı yapılmadım” diye sürekli MHP’ye ve Lideri Devlet Bahçeli’ye hakaret ediyor. Ama ilginç bir özelliği daha var. Nerede görse geliyor, iki büklüm olup MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin elini öpüyor.
Madamın çantacısı “Keçi sarhoş olunca dövüşmeye kurt arar” misali, madamın çirkeflik tiyatrosunda, sarhoş keçi olup MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye “Üzerimizde hakkın var diye aile terbiyem ve törem gereği öptüğüm eline tüküreyim.” terbiyesizliğinde bulunmuştur. Ayıkınca da “hakaret ve tehdit dili kullanmanın kimseye faydası yoktur. Yakışmıyor!..” yumuşaklığına geçiş yapmıştır.
Genel Başkan Yardımcılığı ve milletvekilliği yaptığı partisi, CHP’nin, HDP’nin yancısı olmuş, partisinin söylemleri adeta PKK karargâhını yansıtıyor, istifa edenler “HDP-PKK çizgisine geldik” diye istifa ediyor. Bu zat kendine bakmıyor, dün “manevi babam olur” dediği, her fırsatta elini öptüğü MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye şuurunu yitirince hakaret ediyor.
Ne uğruna peki?
Kırk tane parti değiştirmiş, bir ideolojisi, bir davası olmayan Madam’ın gözüne girmek adına… Neymiş be bu milletvekilliği, bir milletvekili olma uğruna bu kadar mı küçülür bir insan?
Partin “Biz Afrin operasyonuna tamamen karşıyız” diyerek CHP’nin, HDP’nin safında PKK’lı teröristleri korumak için yer tuttu. Sesin çıkmadı!
Partin, program taslağına ve daha sonra programına PKK’nın kavramlarını koydu. Sesin çıkmadı.
Partin, CIA uzantılı sivil toplum kuruluşlarında görev alanları kurucu ve başdanışman yaptı. Sesin çıkmadı.
Çantasını taşıdığın Madam, bir seçim boyunca PKK’lı Selahattin Demirtaş’a özgürlük naralarıyla propaganda yaptı. Sesin çıkmadı.
Çantasını taşıdığın Madam, seçimlerden önce televizyon ekranlarından “HDP barajı aşıyorrr aşıyorrr” diye mutluluğunu gizlemedi. Sesin çıkmadı.
Çantasını taşıdığın Madam, teröristbaşı Öcalan’ın kurduğu partiyi “Kürtlerin siyasal temsilcisi” yaptı. Sesin çıkmadı.
Uzattıkça uzatırız lakin biliyoruz ki, CHP-HDP yandaşlığı seni de çok etkilediği için sesin çıkmıyor.
Senin davan nedir Müsavat Dervişoğlu?
Geçmişe sövüp, gelecekte çanta taşımak mı?
MHP’ye “saray yancısı” dedin ama kabul töreninde Saray’ın önünde ne güzel Madam ve ekibiyle mutluluk pozları verdin. MHP’ye “Saray yancısı” diyebilmek için, CHP’ye, HDP’ye, FETÖ’ye, PKK’ya yancı olmaman lazım. Kendi partin CHP’nin kucağında meclise girmiş, sen CHP sayesinde milletvekili olmuşsun. Barajı aşan MHP’ye, Madamın ve senin gibilerin “yancı” diyebilmesi de zaten yüzsüzlükten başka bir şey değildir.
Müsavat Dervişoğlu korsan tarla kongresinde yanındaki arkadaşına sebepsiz yere yumruk atan birisin, kurduğunuz partinin Afyon toplantısında gençlik kolları başkanına en ağır küfürleri edip, burnunu kıran adamlarsınız…
Ne “kardeş kavgası” masalını anlatıyorsun bize?
Siz artık CHP’nin, HDP’nin, FETÖ’nün, devrimci, komünist artıklarının kardeşisiniz. Saraya da göz kırpmayı ihmal etmeyen, menfaatlerini garantiye almaya çalışan zavallılarsınız.
O yüzden haddini bil, Madam’ın çantasını taşımaya, CHP-HDP-FETÖ yancılığı yapmaya devam et…
“Arsıza söz işlemez.” ama sana tavsiyemiz sen yine de bu kadar küçülme…
O tükürüğün boğazında düğümlenir. Tüküren Lama olmaya değil, “Babam olur” dediğin büyüklerine saygılı olmaya özen… Mizah dergilerinin “Hain evlat Ökkeş” tiplemesi olmak seni rezil ettikçe ediyor.
Çantasını taşıdığın madam öbür seçimlerde yerinde kalamayacak o yüzden kardeşleriniz CHP ve HDP’den ‘milletvekili olma’ sözünü şimdiden al…
Zaten seni bu hale milletvekili olmak-olamamak mücadelesi getirmedi mi?
Biz adam olamayıp, milletvekili olabilenleri çok gördük. Senin gibileri de öğrenerek bir tecrübe daha kazandık…