23 Ekim 2024
weather
12°
Twitter
Facebook
Instagram

PEYAMİ SAFA İLE TARTIŞMAK !

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sadece bir gazeteci yahut köşe yazarı değil,Türk Edebiyatının ayrıcalıklı romancılarından biri olan; bununla yetinmeyen Türk Düşünce dünyasına mütefekkir olarak geçecek kadar fikri eserler ortaya koyan bir kalemşörle tartışmak kimin haddine ?!

Köşe yazıları ilmi birer eser niteliğinde;

Matmazel Noralya’nın Koltuğu,Fatih Harbiye,Bir Tereddütün Romanı,Dokuzuncu Hariciye Koğuşu gibi romanları sadece edebiyat dünyamızın değil,fikir atlasımızın da ip uçlarını veren düşünce mertebeleri kıymetinde,

Türk İnkilabına Bakışlar isimli inceleme eseri Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki inkılap hamlelerine en orta belden bakan ölçü hüviyetinde…

Peyami Safa bir okul,Peyami Safa kendisinden başka kimseye benzemeyen bir yazı devi.

Geçinebilmek için ucuz polisiye romanlar da kalem alan O’dur.Geçtiğimiz yıl filme çekilen,”Cingöz Recai”, Safa’nın bu tip romanlarındandır.

Adam aynı zamanda bir tartışma;eskilerin deyimiyle münazara ustası.

Kimleri yerle yeksan etmemişki..

Ahmet Haşim gibi bir şiir devi ile de kavgaya tutuşmuş,Yakup Kadri gibi bir roman devi ile de..

Peyami Safa bu tartışmalara “Kalem Maçları “ benzetmesi yapar.

Hele hele bir Peyami Safa,Nazım Hikmet kavgası var ki dillere destan.

Nazım bir şiir ustasıdır ama Peyami Safa’da edebiyatın her sahasında kalemi kılıç gibi kullanan bir sihirbazdır.Nazım’ın şiirine şiirle karşılık verir,hem de nasıl bir şiir !

Şimdi bendeniz fakir, bu devle tartışmayı göze alıyorum.

Hem de hangi konuda?

Merhum, 1959 yılında Tercüman gazetesinde,”Niçin Bir Meçhul Asker Anıtımız yok?” başlıklı bir yazı yazar ve batılıların savaşlarda ölen bütün askerler adına sembolik bir anıt inşa ettiklerini böylece her zaman savaşçılarını andıklarını belirtir.Hatta bu makalesinden bir ay sonra, Eylül ayında bir yazı daha kaleme alır ve açtığı tartışmayı köpürtür. Batıda meçhul asker anıtının yapılış gerekçesini doğu-batı zihniyeti arasındaki farka bağlar.Der ki,”batıda meçhul asker anıtının yapılış sebebi kahramanlıkları doğuda olduğu gibi tek adama mal etmeyip bütün bir millete,orduya ve askere mal etmek içindir.

İşin bu tarafı tartışmaya açıktır.Çünkü batıda da savaşlar kumandanları ile anılır.Dünya İskender’i nasıl tanıyor?Napolyon hangi vasfı ile şöhret oldu?Liderlik dünyanın en ücra noktasında bile toplumun önünde anılır.Şurası bir gerçektir ki liderlik sivil bir sahada bile askeri kurallar çerçevesinde oluşur.Zira sivil rekabet ile askeri savaş arasında ateşli silahlardan başka fark yoktur.

Ayrıca Türk cemiyet yapısında meçhul asker anıtına gerçekten ihtiyaç var mıdır?

Bence yoktur.

Benedict Anderson,kendisini meşhur eden “ Hayali Cemaatler “ isimli kitabında tam da bu gerçeği anlatmaya çalışır.Kitabının “Kültürel Kökler “ başlıklı bölümünde şöyle yazar. “ Meçhul Asker anıt ya da mezarlarının kasten boş bırakılmış olmaları ya da içinde kimin yattığını hiç kimsenin bilmemesi nedeniyle bu anıtların çevresinde kutlanan toplumsal törenlerin önceki zamanlarda hiçbir gerçek öncülü yoktur..”

Yani iş bu rivayet yeni çıktı,demeye getiriyor.

Gerçek şu ki batılılar, milli gururlarını ayakta tutmak için meçhul asker anıtı icat etmişlerdir.

Her milletin kahramanlığa,fedakarlığa,serdengeçtiliğe ihtiyacı vardır.Bunlar yoksa icat edilir.

Türklerin Alplik-Gazilik karakteri söz konusu olduğunda hiçbir şey meçhul değildir.Türkler binlerce yıldır savaşa düğüne gider gibi giden bir millettir.Bizim anıt-mezarlarımızın hiç biri boş değildir.Hepsi bir şanlı şehadetin bahçesidir.Doğuda Ahlat’tan batıda Sakarya’ya,Çanakkale’ye kadar mezarlarımızın hepsi Türkoğlu Türk’lerin ismiyle kayıtlıdır.

Peyami Safa, irfan kaynağı.

Eserleri başucumdadır.

Biz bu kadarlık hadbilmezlik yaptık,susalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *