Hoş geldin Şenol Hoca, hoş geldin Milli Takım
Ne diyorduk ? Bu çocukların dilinden anlayan, kalbinden anlayan, ruhundan anlayan bir hocaya ihtiyaçları var. Bu çocukları tanıyan birine ihtiyaç var... Türk futbolunu bilen, dertlerine derman olacak, yüreklerine dokunacak birine ihtiyacı var. İşte gördünüz, geldi Şenol hoca her şey değişti... Çok mu çalıştı Milli Takımla... Hayır...
Ama konuştu, anlattı, güven verdi, cesaret verdi. Hep söylüyoruz ve söylemeye de devam edeceğiz. Bize bizden başka kimseden fayda yok. Söz konusu Milli Takım olduğunda, tepeden tırnağa TÜRK olacak TÜRK. Biraz duygularına dokunacaksın, doğru seçim yapacaksın, biraz da taktiği verdin mi, oh ne ala. Bu çocukların bükemediği bilek kalmaz. Çok mu iyi oynadık, Arnavutluk karşısında, hayır.
Ama doğru seçimlerle, doğru oynadık. Şenol hoca eleştirdiğimiz Lucescu gibi yapmadı. Açtı kapıları, "genç-yaşlı" demedi, hak edene verdi formayı. Gençleştirmeyi "Yangından mal kaçırır gibi" yapmadı, tecrübelileri arada tuttu, onlardan faydalandı, yavaş yavaş geleceğin takımını yaratacağı sinyallerini verdi. "Sindire sindire", sonuca dönük değişim yaşanacağını açık açık gösterdi. İşte o tecrübeliler de gereğini yaptı, gençlere güven verdi, destek verdi, onlarla birlikte ter döktü.
Sonuç malum... Şimdi göreceksiniz, bu çocuklar Moldova maçını da alsın, milletimizle de bütünleşecektir. Çünkü millet mücadele eden, yürekten oynayan futbolcular istiyor, düşüncelerini açık açık anlatan, futbolcularına dokunabilen, içimizden gelen hoca istiyor. Öyleyse bize de şu satırları yazmak düşer... Hoş geldin Şenol hoca, hoş geldin Milli Takım... Hoş geldin milletin takımı... Yolunuz açık olsun...