Sığınmacı nefreti…
Yıllardır aynı konunun üzerinde tepinilip duruluyor.
Sığınmacı konusundaki istismar son sürat devam ediyor.
***
Haklarını teslim edelim.
Ülkemiz insanının bir kısmında “sığınmacı nefreti” oluşturmayı başardılar.
Sığınmacılara yönelik tahriklerin, aşama atlayarak ülkemize gelen yabancı turistlere karşı gösterilen öfkeye dönüşmüş olması kısmen başarılı olduklarının bir göstergesi değil midir?
***
Nitekim en çok da bu durum iştahlarını kabartıyor.
Yarattıkları bu nefretten önce İslam düşmanlığı, sonra da bir iç savaş devşirmek için el ovuşturuyorlar.
***
Kim mi bunlar?
Her şey ayan beyan ortada…
Ülkemiz güçlenmesin diye yüz yıldır Anadolu topraklarına fitne tohumu ekenler yine iş başında…
Ve tabii içimizdeki uşakları aracılığıyla…
***
Kimine sosyal medya üzerinden kin ve öfke pompalatıyorlar.
Kimine de sığınmacı yükünün ülkemiz üzerinden kaldırılması amacıyla gösterilen çabayı gölgelemek için uğraş verdiriyorlar.
Kimi siyasetçi, kimi akademisyen, kimi gazeteci kılıklılar…
Hepsini aynı odak büyük bir ustalıkla yönetiyor.
***
İsimlerini vermesem de siz onları…
Sığınmacılar meselesine aklın, bilimin ve en önemlisi milli çıkarlarımızın doğrultusunda bir çözüm önerisi sunmak yerine krizi körüklemek için verdikleri uğraştan tanırsınız.
İsimleri, cisimleri farklı farklı olsa da kimin neye hizmet ettiği bellidir.
***
Sığınmacılar meselesinin çözümünde hepimizin üzerine düşen büyük bir sorumluluk vardır.
Tahriklere kapılmamak, sağduyuyu elden bırakmamak ve fitnecilere fırsat vermemek bizlerin üzerine düşen en önemli görevdir.
Sığınmacıların yarattığı gettolaşmanın engellenmesi, demografik yapımızın korunması ve sığınmacı yükünün azaltılması için gösterilen çabayı nihayete erdirerek soruna kökten çözüm bulmak da devletimize düşmektedir.
Herkes üstüne düşeni yaptığı müddetçe kaos mimarları avucunu yalamaya devam edecektir.
Devlet ve millet tek bir yürek olduğunda bu ülkenin üstesinden gelemeyeceği sorun var mıdır?