Yalan çağı...

Doğru habere, objektif yoruma, güvenilir bilgiye ulaşmak gittikçe zorlaşıyor.

Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna erişim gerçekten büyük emek istiyor.

Çoğumuz bu emeği göstermek yerine hazıra konuyor.

Bu halden faydalanmak isteyenlerin işgal ettiği gazete köşeleri, televizyon ekranları, sosyal medya mecralarında yalan haberciliğin zirve yaptığı günler yaşanıyor.

***

Teyide muhtaç bilgiler hakkında bile hiç araştırma yapılmadan dolaşıma sokuluyor.

Özellikle zillet ittifakından nemalanan itibar cellatları, ahlaksızlığın ürünü iftiraları savurmaktan hiç çekinmiyor.

Çamur at, izi kalsın çarkı tam hız döndürülüyor.

Çünkü yerel seçimler yaklaşıyor.

***

PKK veya FETÖ fabrikasında üretilen algı mermileri namluya sürülüyor.

İtibar celladının bastığı tetik sonrası algı dolaşıma sokuluyor.

Kes-kopyala-yapıştır kolaycılığıyla bu algı her mecrada yayılıyor.

Genel seçimler öncesinde sahnelenen yalan tiyatrosundan yine medet umuluyor.  

***

Kimse kaynak göstermiyor.

Ulaştığı bilginin adresini vermiyor.

Ne zaman ki terör sevici açıklamaları nedeniyle cezaevinde olanlar asılsız söylemlerle övülürken, teröre kök söktüren kişiler mesnetsiz iddialarla yeriliyor, işte itibar cellatlarını bu çelişki ele veriyor.

Sonrası malumun ilanı, yalanlar ve iftiralarla hedefe konularak itibarsızlık çukuruna itilmek istenen kişinin yerine bizzat itibar cellatlarının kendisi o çukura düşüyor.  

***

İtibar cellatları bu çukura düşmekten bıkmıyor, usanmıyor.

Bu milletin tüm olanı biteni vicdan defterine not edip, sandık önüne konulduğunda hesap sorduğunu bilmezcesine kaldığı yerden zehir saçmaya devam ediyor.

O kendine verilen nifak tohumu ekme görevini yerine getiriyor.

Her seçim öncesi açılmak istenen yalan çağının kendilerine seçim kazandıracağına inanan bir avuç zavallı, aslında bu sebeple seçimleri kaybettiklerini bilmelerine rağmen neden aynı davranışı sürekli tekrarlıyor?