Gazze imtihanı…
İsrail’in vandallıkları hız kesmeden devam ediyor.
Okullar, hastaneler, ambulanslar, sivil yaşam alanları, camiler, kiliseler, fırınlar, su şebekeleri, elektrik santralleri, yollar, köprüler, mezarlıklar bombalanıyor.
İnsana dair ne varsa yok edilmek isteniyor.
***
Gazze yakılıyor, yıkılıyor.
Kadın, yaşlı ayırt etmeksizin masum siviller katlediliyor.
Her saat 6 çocuk hayata gözlerini yumuyor.
***
Katliamların boyutu her geçen gün artıyor.
Sözde medeni dünya ise bu terörü görmezden geliyor.
İsrail’in işlediği soykırım suçuna sessiz kalıyor.
***
Devletler, milletler, kurumlar, iktidarlar, muhalefetler kısacası herkes bir imtihandan geçiyor.
Gazze sadece kimin ne kadar insan olduğunu gözler önüne sermiyor.
Aynı zamanda insanoğlunun vicdan kalitesini de ortaya koyuyor.
***
Yaşanan insanlık dramı tüm işbirlikleri meydana çıkarıyor.
Dünya sahnesindeki ikiyüzlülükler, karanlık ilişkiler çözülüyor.
Saklı niyetler, gizli ajandalar deşifre oluyor.
***
Saflar netleşiyor.
Duruşlar belirginleşiyor.
Kim yangına körükle giriyor, kim ateşin sönmesini diliyor, artık daha net biliniyor.
***
Kandan beslenenlerin insan hakları makyajı dökülüyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin maskesi düşüyor.
Uluslararası hukukun müsvedde bir kağıttan ibaret olduğu anlaşılıyor.
***
Gazze’nin anlattıklarını duymayanlar kadar duyanların varlığı hiçbir şey için geç olmadığını bize anlatıyor.
Tüm dünyada yoğunlaşan protesto gösterileri ve hatta İsrail halkı arasındaki itilaflar küresel vicdanın ayağa kalkacağını gösteriyor.
Peki, Gazze konusunda tarihi hataya düşenler bu yanlıştan dönmek için ne bekliyor?