Özel soruşturma
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın bilgilendirme toplantısı için CHP Genel Merkezine yaptığı ziyarette partilerinin ABD ve Almanya temsilciliklerine üye olmak isteyenler için MİT Başkanı İbrahim Kalın’dan özel bir ricada bulunduğunu ve terör örgütleri ile iltisaklı olanların CHP’ye sızmaması için yardım talep ettiğini açıkladı.
Özgür Özel’in CHP’ye üye olmak isteyenler için dile getirdiği bu talebin ne kadar karşılanabilir olduğu ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte aynı hassasiyeti Türkiye’deki CHP örgütlerine yapılacak üyelikler için de taşıdığını varsayabilir miyiz? Üzerinde düşünülmesi gereken ikinci konu ise Özgür Özel’in bu talebinde ne kadar samimi olduğudur. Üçüncü konu ise bu talebin tüm terör örgütlerini kapsayıp kapsamadığıdır. Mesela Özgür Özel’e göre FETÖ ve PKK terör örgütlerine iltisak CHP’ye üye olmak için engel midir?
Bu sorular CHP’nin bugün izlediği siyasetle çeliştiğini ve MİT Başkanından talep edilen yardımın samimiyetsiz bir yaklaşım olduğunu gösteriyor. Örneğin CHP Genel Başkanı Özgür Özel eğer FETÖ ile iltisaklı olanların CHP örgütlerine üye olmasını istemiyor ise CHP tarafından organize edilen “KHK ile görevden uzaklaştıran FETÖ’cülerin tekrar görevlerine iadesinin sağlanmasını amaçlayan” komisyona da karşı çıkıyor demektir. CHP’ye üye olmasını istemediklerinin devlette görev almasını istemesi zaten mantık hatası olur.
Bir diğer konu ise PKK terör örgütü ile iltisaklı olanlar… Özgür Özel’in, PKK terör örgütüyle ilişkisi bulunanların CHP örgütlerine üye olmasını istemediği için MİT Başkanından yardım talep ettiğini düşünecek olursak o zaman bugünkü tavrını da bir kez daha sorgulamamız gerekir.
CHP ve DEM’in “Kent Uzlaşısı” çerçevesinde aday gösterdiği Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer için terör örgütü üyesi olmak suçundan açılan soruşturmaya Özgür Özel neden karşı çıkıyor? Savcıların tutuklanması için yeterli gördüğü delillere “Ahmet Hoca saygın bir bilim adamıdır” diyerek neden itiraz ediyor? Bugün Ahmet Özer’in tutuklanmasına itiraz eden Özgür Özel yarın MİT tarafından kendisine verilen bilgilere karşı çıkmayacak mıdır? CHP’ye terör örgütü mensuplarının sızmasını istemeyen Özgür Özel, CHP’ye örgüt üyelerini sızdırmaya çalışan DEM ile neden Kent Uzlaşı yapmıştır? Göz göre göre PKK’yı parti içine çeken bizatihi Özgür Özel’in kendisi değil midir?
Ayrıca bir siyasi partiye “üyeleri arasında terör örgütü iltisaklı biri çıktı” diye bir suçlama yöneltilemez. Herhangi bir terör örgütüyle iltisakı bulunan bir kişi aynı gün içinde bir siyasi partiye üye olup tekrar üyeliğini sonlandırabilir. Ancak bir siyasi partinin yöneticilerini seçerken, adaylarını belirlerken bu hassasiyeti taşıması hem beklenendir hem de tespiti oldukça kolaydır. Peki, CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinde belediye başkan adaylarını belirlerken bu hassasiyeti göstermiş midir? Gösterdiyse neden CHP’li Esenyurt ve Ovacık Belediyelerinde terör örgütü ile iltisaklı isimler belediye başkan adayı gösterilmiştir? Farz edelim ki CHP yanıldı, istihbarat zaafı gösterdi veya ilişkisini tespit edemedi… Peki, bunu ortaya çıkaran savcılara neden itiraz edip hakaretlerle karşı duruş gösterdi?
Terör örgütü ile iltisaklı kişilerin CHP’ye sızmaması için Özgür Özel’in gösterdiği hassasiyetin ne kadar tutarsız ve mesnetsiz olduğunu görmek için uzun uzun örnekler vermeye hacet yok. PKK terör örgütü üyesi olan ya da iltisakı bulunan 694 kişi ile görüşmesi tespit edilen Ahmet Özer ve terör örgütü PKK üyesi olmaktan 6 yıl 3 ay cezaya çarptırılan Tunceli’nin Ovacık belediye başkanı yeterli bir delildir.
CHP, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde “Kent Uzlaşısı” yaptığı DEM’in Kandil’den talimat aldığını bilmiyor muydu?
14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde YSP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğinin farkında değil miydi?
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP ile yerel seçim ittifakı yaparken bunun bir diyetinin olacağını öngöremedi mi?
CHP’ye terör örgütü üyelerinin sızmasını istemeyen Özgür Özel, terör örgütü üyesi olmak ve propagandasını yapmak suçundan görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarının yerlerine kayyum atanmasına da karşı çıkmamalıdır.
DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ve Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan’ın “Dersim direnişin sembolüdür” sözleriyle yaptığı “sokak çağrısına” tepki göstermelidir.
Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan’ın “Dersim’i nasıl 1938’de işgal ettilerse bugün yine belediyemizi işgal ediyorlar” diyerek Atatürk’e işgalci diyen DEM’lileri savunmaktan vazgeçmelidir.
“Terör örgütüyle iltisaklı üyemiz olmasın” diyerek MİT’ten yardım talep eden ve bu taleple “Terörsüz CHP” arzusunu dile getiren Özgür Özel aynı hassasiyeti “Terörsüz Türkiye” için de göstermelidir. Hem bölücülere sahip çıkıp hem de CHP’de terör iltisaklı üye istememek öküzün yumurtasından tavşan çıkmasını dilemekten farksızdır.