Batan gemi…
Ekrem İmamoğlu ismini duyunca aklınızda ne canlanıyor?
İstanbul’a kazandırdığı yeni metro hatları, yeşil alanlar, sosyal hizmetler, trafik sorununa getirdiği muazzam çözüm…
Hiçbiri canlanmıyor çünkü bir tane örnek hizmet denilebilecek uygulamanın altında imzasını görebilen yok.
***
Hadi örnek hizmeti bir kenara koyalım…
Göreve geldiği günden bu yana İstanbul aynı İstanbul diyebilen var mı?
İstanbul’un geçen onca zaman içerisinde hizmetten mahrum kalması onun şehir olarak geriye sarmasına sebep olmadı mı?
***
Sahi İmamoğlu’nun İstanbul’a tek bir çivi çakmamasının sebebi neydi?
Para mı yoktu, zaman mı yoktu?
İmamoğlu’na belediyecilikte çapsızlık ve vizyonsuzluğun kitabını yazdıran sebep neydi?
***
Bir belediye başkanı düşünün, isminin geçtiği yerde akıllara belediyecilikten başka her şey geldi.
Hizmetlerinden ziyade yaptığı tatiller, güncel siyasete dolgu malzemesi açıklamalar, parti içi cepheleşmede tuttuğu taraf, genel başkanlık hevesi ve cumhurbaşkanı olma rüyası ile anıldı.
Sizce bu durum tesadüf müydü, yoksa bile isteye seçilmiş bir yol muydu?
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmasının üzerinden 4 yıl 4 ay geçti.
Geçen 1613 günde har vurup harman savurdu.
Sosyal medyadan çalışıyor algısı yaratmanın kendini kurtaracağını sandı, İstanbul’un onu sandığa gömmek için dişini sıkıp gün saydığını görmezden geldi.
***
İmamoğlu görmezden gelse de onun siyasi kariyerine eklenecek seçim hezimetini hesap edenler var.
Dün onun hizmetsizliklerinin üzerini “Şeytan kovalamaktan namaz kılmaya vakit bulamıyor” sözleriyle kapatmaya çalışan Meral ablası bile bugün onu, “Ülkemizde özellikle büyük şehirlerimizde ulaşım hizmetlerinin başarısından söz etmek mümkün değil. Her seçimden önce Berlin'i, Paris'i vadediyorlar ancak Delhi'nin, Cakarta'nın kaosuna mahkum ediyorlar” ifadeleriyle eleştirmeye başladı.
Batan gemiyi ilk Meral Akşener terk etti, peki bu saatten sonra genel başkan olması için büyük uğraşlar verdiği Özgür Özel de İmamoğlu’na sırt dönerse kim şaşırır?
