Kırmızı halı…
31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken CHP’de parti disiplininden uzak hadiseler yaşanıyor.
Basına yansıdığı kadarıyla bilinenlere göre parti yöneticileri istedikleri aday adayının aday gösterilmesi uğruna birbirlerine hakaret ediyor, milletvekilleri parti meclisi toplantılarını basıyor.
Kimin aday olacağına anketler, istişareler, projeler, vatandaşın beklentisi yerine gece yarısı kavgalarının neticesine göre karar veriliyor.
CHP Genel Merkezi’nin koridorları bağırış çağırışlarla inliyor.
***
Demokrasi denilince mangalda kül bırakmayanlar birbirini yiyor.
Kimin kime gücü yeterse onun dediği oluyor.
Ama kimin kime gücünün yettiği net olarak belli olmuyor.
Mesela Ekrem İmamoğlu aday olduğu İstanbul’un tüm ilçelerinde kimin aday olacağını belirleyebilmesinin yanı sıra 81 ilde kimi isterse aday yapabilmeye muktedirken, Mansur Yavaş aday olduğu Ankara’nın ilçelerine istediği kişilerin aday olmasını sağlayamıyor.
***
Bir kısım belediye başkanı adayı bir önceki genel başkan Bay Kemal’e yakın diye veto yerken, son kurultayda Bay Kemal’e açıktan destek vermiş belediye başkanlarının bazılarının tekrar aday gösterilmesinde sakınca görülmüyor.
Tüm CHP’lilerin gözündeki efsane belediye başkanı aday yapılmıyor, aday olmamasının yaratacağı kırgınlık onun işaret ettiği ismin aday gösterilmesiyle engellenmek isteniyor.
Tarihi bir karar vereceğiz denilerek aday yapılmayacağı işaret edilen belediye başkanı, yandaşların dahi tarihi utanmazlık olarak gördükleri bir şekilde aday olarak ilan ediliyor.
Tuhaf işler birbirini izlerken ortaya çıkan karmaşada bile CHP’nin her yerinden tutarsızlık, riyakârlık, ikiyüzlülük aktığı gözlerden kaçmıyor.
***
Kurultay savaşlarını nihayete erdiren CHP’nin, yeni bir savaş sürecine girdiği görülüyor.
Belediye başkanı adayımız kim olsun savaşları son sürat devam ediyor.
Bu savaşın kurultayda verilen adayların delege tarafından belirlenmesi gereken tüzük değişikliği sözünün tutulmaması sonucunda başladığı biliniyor.
Kurultay ve hemen ardından ortaya konan tablo gereğince Ekrem İmamoğlu’nun kuklacı, Özgür Özel’in ise kukla olduğunu bilen CHP aday adaylarının CHP Genel Merkezi yerine İBB’nin yolunu tutuşu sonucu yanlış iliklenen ilk düğme CHP’ye daha büyük zararlar vereceğe benziyor.
***
CHP’deki yanlışlıklar bir tek parti içi çekişmeyle sınırlı kalmıyor.
Birbirini kıran CHP’liler en büyük hataya söz konusu PKK’nın siyasi uzantısı DEM olduğunda saygıda kusur etmeyerek imza atıyor.
Partililer arasında yaşanan amansızca savaşın ortasında PKK’nın siyasi uzantısı DEM kırmızı halılarla karşılanıyor.
PKK’nın siyasi uzantısı DEM’in kırmızı halılarla karşılandığı CHP Genel Merkezi’nde CHP’liler birbiriyle kavga ediyor.
Özgür Özel, özgürleşmenin yolunu yanlış yerlerde arıyor.