6 Şubat…
Türkiye geçtiğimiz yıl bugün, daha önce birçok kez yaşadığı deprem gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşti.
11 şehrimiz “asrın felaketi” olarak adlandırılan bir yıkımla uyandı.
Felaket Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Kilis, Adana, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Elazığ’ı vurdu.
120 bin kilometrekare alanda yaşayan 14 milyon vatandaşımız depremden doğrudan etkilendi.
Deprem 53 bin 537 canımızı aldı, 107 bin 213 kişi yaralandı.
***
Büyük felaketin hemen ardından tüm Türkiye yaraları sarmak için seferber oldu.
Sağduyuyu elden bırakmayan milletimiz devletiyle el ele vererek kenetlendi.
Ağır yıkımın telafisi amacıyla tek yürek olan milyonlar, emsali görülmemiş bir dayanışma ve yardımlaşma örneği sergiledi.
Türk milleti her şart altında birliği ve beraberliğinden ödün vermeyeceğini gösterdi.
***
Bugün asrın felaketinin yıl dönümü…
Aksini iddia edenler olsa da 6 Şubat depreminin yaraları el birliğiyle sarıldı, sarılmaya da devam ediyor.
Ve hatta asrın felaketinin yıl dönümünde, 6 Şubat’taki gibi bir yıkımla tekrar yüzleşmemek için nelerin yapılması gerektiği üzerine daha fazla kafa yoruluyor.
Kentsel dönüşüme, dirençli şehirlerin oluşturması gerektiğine daha fazla önem veriliyor.
***
Çünkü deprem bilimiyle uğraşan birçok uzman “Bir yerde geçmişte büyük bir deprem olmuş ise belli bir süre sonra orada yine benzer depremler olacaktır” diyerek önemli bir noktanın altını çiziyor, Marmara’da yaşanması muhtemel bir depreme dikkatleri çekiyor.
Ne zaman olacağını belirlemenin imkânsız olduğunu belirtip Marmara için deprem tekrarlama periyodunun dolduğunu ifade ederek, özellikle İstanbul’da 1 milyon 200 bin binanın 700 bin âdetinin depremde hasar alabileceğinden bahisle ülkemizin deprem gerçeğiyle bir kez daha acı bir şekilde yüzleşmemesi amacıyla bir yol haritası oluşturulması gerektiği dile getiriliyor.
***
6 Şubat her şeyden önce yapılarımızın depreme ne kadar dirençsiz olduğunu ortaya koydu.
Bu gerçeğin acı sonuçlarıyla tekrar yüzleşmemek için yapılması gereken tek şey var.
Depreme karşı dirençli şehirler oluşturmak, kentsel dönüşüme öncelik vermek…
Bu sebeple 31 Mart’ta kullanacağımız oyun önemi artıyor.
Yerel yönetimlerde kimleri iş başına getireceğimiz geleceğimiz adına büyük önem arz ediyor.
