Şaka gibi…
İlginç bir seçim sürecinden geçiliyor.
Birbiri ardına eşi benzeri görülmemiş tuhaf hadiseler yaşanıyor.
Örneğin…
Aday belirlenirken sokağın sesinin dinlendiğini söyleyenler yaptıkları açıklamanın mürekkebi kurumadan söylediklerinin aksini itiraf ediyor, adaylarının yapay zeka tarafından belirlendiğini açıklıyor.
***
Yapay zekayla belirlenen bu adaylar ilk iş olarak parti rozetini çıkarıyor, adayı oldukları partinin logosunu seçim afişlerinde kullanmıyor.
Adayı olmak için her yola başvurdukları partinin rozetini niçin çıkardıkları, seçim afişlerinde parti logosu kullanmaktan neden imtina ettikleri üzerine düşünülüyor.
Ve parti rozetini yakasına takmaktan ve parti logosunu seçim afişlerinde kullanmaktan utanan adayları yapay zekanın hangi kritere göre aday yaptığı merak ediliyor.
***
Yapay zeka yerine kirli akılların dayatmasıyla aday oldukları bilinenler için de durum pek farklı değil…
“Ankara’nın hiçbir yerinde benim fotoğrafımı göremezsiniz, halkın parasıyla reklam yapmam” sözleriyle caka satan aday, şehrin dört bir yanını milletin parasıyla donatarak kendi reklamını yapmaktan çekinmiyor.
5 yıldır görevde olduğu şehre tek bir çivi çakmayan adam “az laf çok iş” sloganıyla kampanya yürütüyor.
***
Görev süresi boyunca hiçbir hizmete imza atmayanların en çok hizmete imza atmayanı da, üstelik 6 Şubat asrın felaketinin yıl dönümünde kentsel dönüşüme karşı çıkıyor.
Onun İstanbul’u kazanması için olmazsa olmaz görülen DEM’le önce örtülü ittifak yapmak için tüm tuşlara basılıyor, örtülü oyun tutmayınca adına kent uzlaşısı denilen yeni senaryo devreye alınıyor.
***
İkiyüzlülüğün her türlüsünü sergileyerek 31 Mart akşamı alınacak seçim hezimetinin farkında olanlar yaşanan kan kaybını durdurmak için son çarelere başvuruyor.
Şaka gibi görünse de CHP’li adaylar “CHP’ye oy veremiyorsan sol elinle 6 oku kapat, sağ elinle bas ismimin üzerine mührü” tavsiyesinde bulunuyor.
CHP’lilerin CHP’den utandığı gerçeğine çare, 6 oku gizlemekte aranıyor.